Freud, yazarları etkilemeye devam edecek – Ahmet Oktay

Freud’un edebiyat ve sanatla ilgisinin kuramını oluşturduktan sonra başladığını söylemek gerekir. Şu vurgulanabilir: Freud kuramını oluşturduktan sonra sanat ve edebiyat yapıtlarında savlarını doğrulayacak pek çok öğe bulunduğunun farkında olmuş, örneğin “Dostoyevski ve Baba ve Katli” adlı yazısında (1925-1928 arası) kuramının romanda nasıl desteklendiğini göstermiştir. Freud ‘baba ve katli’ sorununu, başka yazarlardan da yararlanarak (örneğin Frazer) “Totem ve Tabu”da (1913-1914) ortaya atmıştır.
Psikanaliz ile yazın alanındaki ilk somut ve etkin ilişki, gerçeküstücü (sürrealist) hareket aracılığıyla kurulmuş ve gerçeküstücü şairler, bu arada Dali ve Magritte gibi ressamlar, bilinçaltını öne çıkaran yapıtlar vermişlerdir.

Türkiye’de psikanalizin direkt etkisinden pek söz edemeyiz. Sait Faik’in bazı yol açıcı öyküleri ve İkinci Yeni Şiiri arasında ilişkiler kurulmuşsa da, bunların çok bilinçli olmadığını söylemek gerekir. O yıllarda Freud’un yapıtları doğru dürüst çevrilememişti bile Türkçeye. Etkiler olmuştur elbet ama bu etkilerin sezgisel olduğunu söylemek gerekir. Kuramsal / bilimsel değil.
Ben Yusuf Atılgan, Leyla Erbil, Kemal Bilbaşar ve başka yazarların kimi yapıtları dolayısıyla psikanalizin bazı bulgularından ve varsayımlarından yararlanmaya çalıştım. Freud’un daha uzun yıllar yazarları, sanatçıları etkileyeceğini düşünüyorum. Çünkü psikanaliz, insan hakkındaki düşüncemizi değiştiren devrimci bir kuramdır.

17 Haziran 2006, Milliyet Kitap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir