Friedrich Nietzsche: İnsanın nasıl öldüğü fark etmez.

Bir insanın tüm yaşamı boyunca, gücü doruğunda olduğunda ölümü düşünüş tarzı, onun karakteri denilen şeye ilişkin çok şey anlatır ve bir kanıt niteliğindedir, ama ölüm saatinin, o insanın ölüm döşeğindeki tavrının bu açıdan âdeta hiçbir önemi yoktur.

Sona ermek üzere olan varoluşun bitkinliği, özellikle yaşlı insanların ölümü sırasında, beynin bu son zamandaki düzensiz ya da yetersiz beslenişi, zaman zaman ağrının çok şiddetlenişi, tüm bu durumun daha önce denenmemiş ve yeni oluşu ve sanki ölüm çok önemliymiş ve burada en korkunç türden köprülerin aşılması gerekliymiş gibi batıl inançlı izlenimlerin ve korkuların sık sık sökün etmesi ve depreşmesi – tüm bunlar ölümden, yaşayan kişi hakkında bir kanıt olarak yararlanmaya izin vermez. Ölüm döşeğindeki kişinin, yaşayan kişiden genel olarak daha dürüst olduğu da doğru değildir: ölüm döşeğindeki hemen hemen her insan, çevresindekilerin vakur tutumuyla, engellenen ya da akan gözyaşı ve duygu selleriyle kâh bilinçli kâh bilinçsiz bir kibirlilik komedisine sürüklenir. Ölüm döşeğindeki her insana gösterilen ciddiyet, elbette kimi zavallı aşağılanmış yaratıkların yaşamları boyunca tattıkları en güzel keyif ve sayısız yoksunluğun bir tür tazmini ve taksit ödemesi olmuştur.

FRIEDRICH NIETZSCHE

KARIŞIK KANILAR VE ÖZDEYİŞLER
İNSANCA, PEK İNSANCA – 2
ALMANCA ASLINDAN ÇEVİREN: ALİ MUSTAFA TÜZEL
İşbankası Yayınları

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here