Basında sıklıkla ?gurbetçi futbolcular? olarak öne çıkan, Avrupa?da top koşturan Anadolu kökenli oyuncular içinde madalyonun görünen yüzünü temsil ediyor Mesut Özil.
15 Ekim 1988, Gelsenkirchen doğumlu Mesut Özil, Türkiye basınında özellikle Almanya milli takımını tercih etmesiyle beraber daha sık tartışılır oldu. Bu tercihin Fatih Terim döneminde olması konuyu daha da çeşitlendiren bir etken olmuştu.
Avrupa?da oynayan Anadolu kökenli futbolculara bir anlamda ?milli baskı? yapıldığını söylemek gerekiyor. Zaten durumun özetini bize basın gösteriyor. Bunun yanı sıra birçok futbolcunun bir kez milli takıma davet edilip, sonrasında çağırılmadıklarını görebiliyoruz. Özellikle yıldız adayı oyuncularda bu daha sıklıkla görülüyor. Nuri Şahin?i hatırlarsak, Almanya ile oynanan hazırlık maçında, ilk milli maçını oynadıktan sonra uzunca bir süre göremedik. Nuri Şahin örneği aslında istedikleri durumu gösteriyor. Mesut Özil örneği de, korkulan şeyin başa geldiği durumu resmediyor.
Türkiye?de özellikle basının, milli takıma davet edilen oyuncuların Türkiye?yi seçmeleri ya da seçmemelerinden sonraki yaklaşımıyla, Almanya?daki basının Türkiye?yi tercih etmelerine karşı yaklaşım arasındaki ilişkiyi ele aldığımızda, aslında aynı söylemin parçası olduklarını vurgulamamız gerekiyor. Durum, kendi pencerelerinden, ?öteki?yi dışlayarak var olmanın fotoğrafını gösteriyor bize.
Almanya milli takımını seçtiğinde bir nevi hain olarak görülen Mesut?un, Almanya?nın ZDF kanalına ?Kürdüm, Kürtlüğümle gurur duyuyorum? açıklamasıyla beraber nasıl tepkiler alacağı aşikar. Fakat burada mesut?un Real Madrid?e transfer olması bakalım kimlerin gerçek yüzünü örtecek.
Mesut Özil?in, Real Madrid gibi endüstriyel futbolun tekel kulüplerinden birine transferi, basın için çok iyi bir malzeme olsa gerek.
Mesut?un Real Madrid?e transferi konusunda, endüstriyel futbolun başarı yaftasının en öndeki kulübünün aynı zamanda İspanya tarihinin yıkıntılarının örtüldüğü bir maske olduğunu vurgulamak pek de çekici olmasa gerek. Bu noktada artık, Madrid?de Türk aslanı vb. gibi söylemleri başka bir tarafıyla düşünmemiz gerekiyor. Bu aynı zamanda Mesut Özil üzerinden, onun konumunu söylemlerinin içine dahil ederek neyi ötekileştirmek oluyor acaba?
Yazan: Osman Bulugil