İnsanların Adalet Anlayışı Uzun Dönem İşbirliği Nedeniyle Evrimleşti!

Georgia Eyalet Üniversitesi ve Emory Üniversitesi’ndeki bir araştırma ekibine göre insanların adaletsizliğe tepkisi, uzun-vadeli iş birliğini desteklemek üzere evrimleşti.

Adalet, ölçülemeyen bir toplumsal idealdir; bu nedenle insanlarda adaletin evrimleşmesini anlayabilmek için Georgia Eyaleti Üniversitesi’nin Psikoloji ve Felsefe bölümleri, Nörolojik Bilim Enstitüsü ve Dil Araştırma Merkezi’nde çalışan Dr. Sarah Brosnan, son on yılı diğer primatların adaletli ve adaletsiz bedel dağıtımına davranışsal tepkileri üzerinde çalışarak geçirdi.

Science dergisinde yayınlanan makalelerinde Dr. Brosnan ve Yerkes Ulusal Primat Araştırma Merkezi ve Emory Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde çalışan meslektaşı Dr. Frans de Waal, primatların eşitsizliğe verdikleri tepkilerle ilgili kendi araştırmaları ve diğer araştırmacıların çalışmalarından oluşan literatürü taradılar. İnsanlar için çok önemli olduğu halde adaletin nasıl oluştuğu bilinmiyor. Brosnan ve de Waal adaletin evrimleşerek oluştuğu ve dolayısıyla temel unsurlarının diğer türlerde görülebileceği hipotezini kurdular.

Yapılan çalışmaya göre insanların adaletsizliğe tepkisi, uzun-vadeli iş birliğini desteklemek üzere evrimleşti. Adalet, ölçülemeyen bir toplumsal idealdir; bu nedenle insanlarda adaletin evrimleşmesini anlayabilmek için bilim insanları, diğer primatların adaletli ve adaletsiz bedel dağıtımına davranışsal tepkileri üzerinde çalıştılar. Bu çalışmada kahverengi başlıklı maymunlar, arkadaşı bir görev karşılığında daha iyi bir bedel aldığı zaman tedirgin olup görevi yapmayı reddettiler. Görsel, Georgia Eyalet Üniversitesi’nin izniyle kullanılmıştır.

Brosnan şunları söyledi:

“Adalet anlayışı, insan topluluklarında ücret ayrımcılığından uluslararası politikaya kadar birçok şeyin temelini oluşturur. Başkası daha fazlasına sahipse insanların, yeterince iyi şeylere sahip olsa bile, sahip olduklarıyla mutlu olamadıkları dikkatimizi çekti. Evrimin göreceli olması nedeniyle insanların bunun önemli olduğunu düşündük. Gerçekleşen kazançların çoğunu alan biriyle iş yapıyorsanız o birey, sizin zararınız pahasına sizden fazla kazanıyor demektir. Bu nedenle, eşitsizliğe verilen tepkilerin birlikte iş yapan diğer türlerde de yaygın olup olmadığını araştırmaya başladık.”

Brosnan ve de Waal maymunlardaki adalet anlayışı çalışmalarına 2003’te başladılar, Brosnan çalışmalarının insan dışındaki türler için bu konuda hazırlanan ilk rapor olduğunu söyledi. “Maymunlar Adaletsiz Ödemeyi Reddediyorlar” başlıklı bu makale Nature’da yayınlanmıştı.

Bu çalışmada kahverengi başlıklı maymunlar, arkadaşı bir görev karşılığında daha iyi bir bedel aldığı zaman tedirgin olup görevi yapmayı reddettiler. O zamandan beri Brosnan, insanlar da dahil olmak üzere dokuz farklı primat türünde eşitsizliğe verilen tepkileri test etti. Tür bireylerinin yalnızca akrabalık bağı olmayan bireylerle birlikte her zamanki işlerini yaparken eşitsizliğe tepki verdiklerini keşfetti.

Ancak arkadaşınızdan daha azını almaya tepki duymak, adaletin tek boyutu değildir. Gerçek bir adalet anlayışı için arkadaşınızdan fazlasını aldığınız durum da önemlidir. Brosnan ve de Waal, denk sonuçlar elde etmek ve değerli, uzun-vadeli, birlikte yapılan iş ilişkilerine istikrar kazandırmak için bireylerin bir kazançtan vazgeçmeye de razı olmaları gerektiği hipotezini oluşturdu. Şimdiye kadar bu durumla sadece insanlar ve onların yakın akrabaları olan insansı maymunlarda karşılaşıldı. Brosnan şunları söyledi:

“Bir ilişkiden uzun-vadeli kazançlar elde etmek için yararınıza olan bir sonuçtan vazgeçmek, yalnızca geleceği düşünme yeteneği değil, aynı zamanda bir bedeli geri çevirecek kadar öz denetim gerektirir. Bunların ikisi de olabildiğince fazla bilişsel denetim gerektirir. Dolayısıyla hipotezimizi şöyle oluşturduk: Birçok tür, arkadaşından daha az aldığında olumsuz tepki vermektedir ki bu, adalet evriminin ilk basamağıdır; fakat sadece birkaç tür ikinci basamağa atlayabilmiştir ki burası bizi gerçek adalet anlayışına götürecektir.”

Çeviren: Şule Ölez (Evrim Ağacı)

Kaynak: ScienceDaily

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir