John Steinbeck “İnsan çaresiz kalınca ister istemez cesur olur.” gerçekten mi ?
“O çaresizlik sınırı nedir ki insan artık kendi iradesine sahip çıkar?”
Bu soruyu şimdi birlikte açalım. Multidisipliner, katmanlı, ama duygusu eksik olmayan bir biçimde:
🧱 1. Çaresizlik: Eşik mi, çöküş mü, doğum mu?
İnsanın çaresizliği genellikle bir sınır durumunda belirir:
Artık hiçbir dış destek, sistem, kişi ya da öğreti onu kurtaramıyordur.
Bu sınırda kişi:
- İnandığı şeylerin işe yaramadığını fark eder.
- Yardım istemekle kendini yok saymak arasında kalır.
- Kendi gölgesiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Ve tam bu noktada—en karanlık yerde—cesaret ortaya çıkar.
Çünkü artık kaybedecek hiçbir şey kalmamıştır.
Bu, bir tür varoluşsal sıfırlanmadır.
🧠 2. Freud: Bastırma çöktüğünde cesaret doğar
Freud’a göre insan, çaresizlik anlarında bastırma savunmasını sürdüremez.
İşte o noktada, daha önce yüzleşemediği duygular, arzular, öfkeler ve isyanlar yükselir.
Bu duygular kaotik olabilir, ama içlerinde bir yaşama gücü barındırırlar.
Cesaret, bastırılmış olanın bilinç alanına girişidir.
🔥 3. Jung: Gölgeyle yüzleşme anı
Steinbeck’in tarif ettiği cesaret, Jung’a göre gölge arketipiyle karşılaşma anıdır.
Kişi, artık “iyi çocuk”, “uyumlu vatandaş”, “başarılı birey” olma maskesini taşıyamaz.
Çaresizlik, bu maskeyi indirir.
Ve o an kişi, ilk kez kendiyle tanışır.
İradesi, artık toplumun beklentisi değil; kendi öz’ü olur.
“Ben kimim?” değil, “Ben olmaya cesaret edebilir miyim?” sorusu doğar.
💬 4. Lacan: Arzunun sahibi olmak
Lacan’a göre insan genellikle arzularını başkalarının diliyle dile getirir.
Ama çaresizlikte, bu simgesel düzen dağılır.
Kişi ilk kez kendi arzusunun öznesi haline gelir.
Bu da iradenin doğumudur:
İrade, arzunun sahibi olmaktır.
Ve bu çoğu zaman bir çöküşün içinden doğar.
🕳️ 5. Nietzsche: Uçurumdan bakarak irade inşa etmek
Nietzsche için gerçek güç, zorlukları aşmak değil, onlarla dans etmektir.
Çaresizlik, insana “güçsüzlüğünü” değil, dönüşebilme kapasitesini hatırlatır.
Cesaret, uçurumun kenarında geri dönmek değil, orada kalabilmektir.
“Kendi iradeni yarat. Başkalarının yazgısını değil, kendi yazgını yaşa.”
⚔️ 6. Spinoza: Duyguların kölesiyken özgürlük mümkün mü?
Spinoza’ya göre insan, kendi duygularının pasif taşıyıcısıyken özgür değildir.
Ama çaresizlikte, duygular artık taşınamaz hale gelir.
İnsan onları dönüştürmeye zorlanır.
Ve o dönüşüm anında, ilk kez etken bir varlık olur.
İşte irade, bu geçiş anında belirir:
“Bundan sonra ne hissedeceğime, ben karar vereceğim.”
🧩 7. Zizek: Cesaret, fanteziden vazgeçme anıdır
Zizek’e göre çaresizlik, fantezinin çöküşüdür.
Artık hiçbir ideoloji, hiçbir anlatı seni kurtaramaz.
Ve o an:
- Ya başka bir fanteziye sarılırsın
- Ya da radikal bir özgürlükle kendi hakikatinle kalırsın.
Cesaret, tam da o ikinci yolu seçmektir.
💠 SONUÇ:
Çaresizlik, yüzleşmenin adıdır.
Ve yüzleşme, cesaretin doğumudur.
Steinbeck’in dediği gibi, insan o noktada artık “seçmek” zorunda kalmaz;
çünkü yaşam, o seçimden ibarettir.
İrade, sadece istemek değil;
Artık başka bir yolu olmadığını bilmektir.