Kediler diyarına yolculuk – Duygu Karan

Kemâl Burkay’ın şiirinden bestelenen Arto Tunçboyacıyan’ın müziğini yarattığı Sezen Aksu’nun 1991’deki albümüne de adını veren “Gülümse”. Parçanın en harika yerinde duyulur ya hani, “bir kedim bile yok, anlıyor musun?”
“Mutsuzluk” başka hiçbir dizeyle işleyemez insanın içine. Sokakta bir köpek bir kedi kadar rahat yaşayamaz. Hüzünlüdür onlar, oysa kediler sokaklar için yaratılmışlar sanki, içlerindeki o merakı kaldırmaya bir ev yetmez. Evde çabuk tükeniverir karıştırılacak delikler.
Bir kediyi zapt etmeye çalışan ve suratına tam da biraz önce 3 tırnak darbesi yiyen zavallı bir kedi sahibi olarak yazıyorum bu satırları sizlere.
“Kedilerin Felsefesi Filozofların Kedileri” kitabı isim olarak bütün kediseverleri kendine çekeceğe benziyor. Özellikle kedisi ayaklarının dibindeyken kitap okumayı seven kişiler için de cazibeli bir kitap. Ancak fikrin güzelliğinin yanında içerikte zayıflıklar tespit etmemek ve bunları paylaşmamak yanlış olur. Yayınevi harikulade bir temayı bu kitapla harcamış gibi görünüyor.
Yazarın bakımevinden tanıdığı 40 kedinin hikayesi temelinde ilerleyen kitaba ünlü düşünürlerin yaşamda hayvanların yeri veya kediler üzerine söyledikleri sözler hikayelerin sonuna serpiştirilmiş. İmmanuel Kant’tan Bertrand Russell’a pek çok filozofun söylemleriyle kitap zenginleşiyor. Hayvanlara karşı işkencenin sık sık önümüze geldiği günümüzde Peter Singer’in “Uygulamalı Etik” kitabından şu alıntıyı dikkate almak ne de güzel olur: ” Kendi türümüzle ilişkilerimizde eşitliği sağlam bir ahlaki temel olarak görüyorsak, kendi türümüzden olmayanlarla, yani insan dışı canlılarla olan ilişkilerimizde de eşitliği ahlaki bir temel olarak kabul etmemiz gerekir.”
Kitap kişilikleri olan, hikayeleri olan ve yaşamda insana dair bütün değerli sıfatları barındırarak var olan kedileri görüyoruz. Kitabın yazarı Federica Sgarbi’nin gözlemleriyle bu hikayeleri dinliyoruz.
Yazar bu konuda çok daha kapsamlı bir araştırmaya girişebilirdi kanısındayım. Onun dışında keşke bir yazar çıksa ve yerli yabancı düşün insanlarının hayvanlarla ilişkilerini, onlar üzerine söylediklerini, yaşadıkları anılarını araştırıp derleyebilseydi. Bir kedi sevdalısı olan Tomris Uyar, Bilge Karasu. Büyük Rus devriminin yaratıcısı Lenin’in toplantılarda bile kucağında olan kedi tutkusu. Nazım’ın güzel köpeği, Neyzen Tevfik’in şiirler yazdığı Mernuş’u. Benim bilmediğim ama araştırmalarla ortaya çıkacak nice güzel hayvanlar ve insanlar. Neden olmasın? Belki de günümüz yazarlarına hayvanlarını yazdırmalıyz. Ne güzel olurdu.
Kitabı bir çırpıda okuyabilirsiniz, ama soluklana soluklana ilerlemeniz tavsiyemizdir. Kedileri dinlemek bütün yükünüzü sırtınızdan usulca birinin alması hissini uyandırıyor. Soğuk bir kış gecesinde girin sıcak battaniyenizin içine, alın güzel şöyle en sütlüsünden bir kahve, kediler diyarının misafiri olun.
Müessesemiz keyifli yolculuklar diler…

Not: Bu yazı 14 Şubat 2014 tarihli Aydınlık Kitap Eki’nin 103. sayısında yayınlanmıştır.