“Yazar bir şairin hassasiyetine ve bilim adamının hayal gücüne sahip olmalıdır,” diyen Nabokov, tarifine uygun bir hayat yaşadı. Lolita, Pnin, Solgun Ateş gibi edebiyat değeri yüksek ürünler verirken, bir yandan da ömrünü kelebeklere adadı.
Nabokov, otobiyografisi Konuş, Hafıza‘da, yedi yaşından sonra, dikdörtgen pencereden giren sabahın ışığıyla bağlantılı hissettiği her şeye yalnızca tek bir arzunun egemen olduğunu itiraf eder: Kelebekler.
1977′de ölümüne dek, dünyanın dört bir yanından kelebek örnekleri topladı. Harvard Üniversitesi’nde bulunan Museum of Comparative Zoology’nin dünya faunasını yansıtacak kadar zengin koleksiyonuna hem küratör olarak hem de bağışlarıyla katkı sağladı. Yüzlerce türe ait ayrıntılı açıklamaları içeren makale yayımladı. Mavi kelebekler’in en kısa ömürlü türler arasında olması ve geçirdiği metamorfoz kalitesine hayrandı.
Ayrıca 1945′de Polyommatus blues olarak bilinen kelebek türünün evrimiyle ilgili bir de hipotez ortaya koydu. Polyommatus mavilerinin Asya’dan Yeni Dünya’ya milyonlarca yıl boyunca dalga dalga geldiklerini öngören Nabokov’un fikrini, hayattayken az sayıda profesör ciddiye aldı. Ancak DNA dizileri teknolojik olarak geliştikçe, bir grup bilim adamı Nabokov’un Polyommatus mavilerinin evrimi hakkındaki tezini yeniden değerlendirdi ve yazarı yıllar sonra doğruladılar.
Kelebekler’e olan tutkusu anne babasından geçmişti. Yirminci yüzyılın başlarında Rus entelektüelleri arasında kelebek avcılığı oldukça yaygındı. Heveslilere ‘fly doctors’ denilirdi. Henüz çocukken yakaladığı örneklerin türlerini araştırır, bilimsel makaleleri taklit ederdi. Ailesiyle birlikte sürgün edildikleri Avrupa’da olduğu yıllarda müzelerdeki kelebek sergilerini gezme fırsatı buldu. İkinci romanı Rua, Dam, Vale‘den kazandığıyla Pireneler’de keşif gezisine çıktı. Nabokov’un hayatındaki ikinci sürgün Nazi döneminde, 1940′lara rastlar. Bu kez yolu Birleşik Devletler’e düştüğünde, yeni dünyada bilimsel araştırmalar yapma olanağı bulur.
1967′de Paris Review’da çıkan söyleşisinde, “Edebi esinlenmenin getirdiği sevinç ve ödüller, mikroskop altında yeni bir organın ya da İran, Peru dağlarında yeni bir türü keşfetmenin getireceği kendinden geçmenin yanında hiç kalır. Rusya’da devrim olmasaydı, kendimi tamamen lepidopteri ilmine adar, hiç roman yazmazdım.” demişti.
Lolita 1958′de yazarı bir yıldız yaptığında, gizli uzmanlığı da ortaya çıktı. Saturday Evening Post’ta 66 yaşındayken ünlü fotoğrafıyla yayımlandı. Ancak 1990′lara kadar bilim adamı yönü pek de parlamadı. Yeniden ilgi çekmesi American Museum of Natural History’den entomolojist Kurt Johnson’ın mavilerin üreme organlarıyla ilgili bir araştırma yapmasıyla gerçekleşir. Johnson araştırmaları sırasında Nabokov’un çalışmalarıyla karşılaştığını, Steve Coates’la hazırladıkları Nabokov’s Blues (2000) adlı kitapta sonraları anlatır. Bilim adamları çalışmalarında keşfettikleri yeni türleri yazarın adıyla isimlendirerek, Nabokov’u onurlandırırlar. Nabokovia cuzquenha bunlardan biridir.
1944′de Nabokov’un yayımladığı ilk açıklama Karner mavisi kelebeğiyle ilgiliydi. Birleşik Devletler’in kuzey doğusunda görülen nadir bir türdü. Renklerini ve beslenmelerini inceleyerek belirgin bir tür olduğu kanısına varmıştı. O dönemde karşı çıkmış, var olan bir tür olan Melissa mavilerinin bir parçası olduğunu iddia etmişti bilim adamları. Ancak sonraki yıllarda her iki türün farklı olduğu kanıtlanınca, Nabokov gene haklı çıktı.
Kendisi araba kullanmayı hiç öğrenmedi ama karısı Vera 1949-1959 arasında Kuzey Amerika’da onun için 150.000 mil yol yaptı. Birlikte kelebekleri izlediler. Eşi Vera’ya özel günlerinde kelebek resimleri yaptığı kartları hediye ederdi, Vera incik bocuk yerine aldığı hediyelerden memnundu. Henüz sekiz yaşındayken babası politik görüşlerinden ötürü Rus yetkililerince hapsedildiğinde de, Vladimir babasının hücresine bir kelebek hediye getirmişti.
Nabokov’un tutkusu hayat boyu sürdü. 1977′de ölmeden birkaç gün önce oğlu Dimitri birdenbire babasının gözlerinden akan yaşları yazmıştı günlüğüne. Neden olduğunu sormuş, pencere kanadında duran kelebeği göstermişti, peşine artık düşemeyeceği yanıtını gözlerinden almıştı.(www.notosoloji.com/)
Nabokov’un enfes çizimlerinden örnekler:
[srizonfbalbum id=60]