Orhan VeliSevgili çocuklar,
Bu kitapta okuyacağınız şiirleri gerçi sizler için tercüme ettim. Ama hiç bir zaman onları çocukça bulmadım. Zaten sizi de küçük görmüyorum. Güzel şeyleri siz de büyükler kadar anlar, büyükler kadar seversiniz. Elbette, yaşınız ilerledikçe, bilginiz de artacaktır. Ama bu, bilginiz artıncaya kadar kötü şeyler, basit şeyler okuyacaksınız demek değildir. Bilginizin anlayışınızın artması, zevkinizin incelmesi ancak büyük eserler, kıymetli eserler okumakla olur.

Bunu, pek sevdiğiniz Doğan Kardeşiniz de düşünmüş olacak ki bana bu şiirleri tercüme ettirmiş; kitap halinde de sizlere sunmuş. Bu şiirleri yazanın nasıl bir şair olduğunu kitabı okuduktan sonra kendiliğinizden anlıyacaksınız. Anlıyacaksınız ama belki bazı şeyleri yine bilmiyeceksiniz. Mesela o adam hangi millettenmiş, hangi çağlarda yaşamış, nasıl yaşamış? Size biraz da bunları anlatırsam La Fontaine’ in adı aklınızda daha iyi kalır. Küçük adıyla birlikte Jean de La Fontaine. Okunuşu: Jan dö La Fon-ten. Bir Fransız şairiymiş. Doğduğu yıl 1621. Yani, aşağı yukarı XVII. yüzyılın başlarında doğmuş. Yüksekçe bir memurun oğluymuş. Çocukluğu dağlarda, kırlarda geçmiş. Konularını hep hayvanlar arasındaki vakalardan alması belki de bundan geliyor. Ama belki de bu, Fransız tenkitçilerinin her olayı başka bir olaya bağlama gayretlerinin eseridir.

Doğru dürüst okuyamamış. Bir aralık, rahip olmak üzere, bir manastıra girmiş. Sonra, vazgeçip hukuk tahsili etmiş. Onu da becerememiş. Evlenmiş, memur olmuş.

Savruk bir hayat geçirmiş. En çok sevdiği şey hürriyetmiş. Ama bütün savrukluğuna rağmen de çok çalışmış, çok eser vermiş. Bir hayli para sıkıntısı çekmiş. Ancak ötekinin berikinin yardımıyla yaşayabilmiş. Bu kadar çok sıkıntı çektiği halde, devrin büyük sanatkarlarnı korumuş olan, XIV. Louis’ye dalkavukluk etmemiş. Nihayet, yine XVII. yüzyılın sonunda, 1695 yılında ölmüş.

Eserlerinde, hayvanlar yardımıyla, insanların kusurlarını, zayıf taraflarım göstermiş. Masallarının çoğu Aesopus adlı eski bir Yunan hikayecisinin masallarından alınmış. Yalnız, bunlara ne masal demek doğru, ne de hikaye. Fransızlar fable diyorlar.

Orhan Veli KANIK

Previous Story

Faşizm Kehanetleri – George Orwell

Next Story

Yaşadığı dönemin başarılı bir yansıtıcısı: Balzac

Latest from Biyografiler

Van Gogh’un kitap tutkusu

Geçtiğimiz haftalarda Paris’in izlenimci koleksiyonuyla ünlü Musée d’Orsay, Antonin Artaud’un Van Gogh: Toplumun İntihar Ettirdiği kitabından yola çıkarak yazar ile ressamı, Artaud ile Van
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ