Modern ve Postmodern Bilinç: Gelişimsel Bir Yolculuk ve Terapötik Meydan Okumalar

Bilincin Batı kültüründeki tarihsel evriminde modern bilincin ötesine geçerek “postmodern bilinç” adı verilen yeni bir olgunun ortaya çıktığı görülüyor. Özellikle, bu yeni bilinç halinin psikopatolojiyle ilişkisini ve terapötik yaklaşımların nasıl değişmesi gerektiğini anlamamız gerekiyor. Modern Bilinç: Kurtuluş ve İç Çatışma Modern bilinç, Batı medeniyetinin büyük bir kültürel ve tarihsel başarısı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Osho’nun Gibberish’i ve Niffarî’nin Mirası: Sözün Ötesinde Birleşen Yollar

Modern spiritüel öğretilerin önemli figürlerinden Osho, kendi meditasyon teknikleri arasında “Gibberish” adı verilen bir pratikle dikkat çeker. Bu pratik, şaşırtıcı bir şekilde, 10. yüzyıl Sufi mistiği Muhammed ibn Abd al-Cebbar al-Niffarî‘nin öğretileri ve uygulamalarıyla derin bir yankı bulur. İki farklı zaman diliminde yaşayan bu aydınlanmış ruhlar, dilin ve zihnin sınırlayıcı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sufi Mistik Câbir (al-Niffarî): Sözün Ötesindeki Hakikatin Peşinde

Sufi mistik Câbir olarak bilinen Muhammed ibn Abd al-Cebbar ibn al-Hasan al-Niffarî (ö. 965), 10. yüzyıl İslam dünyasının belki de en radikal ve sıradışı mutasavvıflarından biridir. Onun yaşamı ve öğretileri hakkında elimizdeki bilgiler sınırlı olsa da, özellikle günümüze ulaşan “Al-Mawāqif” (Duraklar) ve “Al-Mukhātabāt” (Hitaplar) adlı eserleri, onun derinlikli manevi yolculuğuna

OKUMAK İÇİN TIKLA

Oidipus mu Elektra mı? Kaderinizi Söyleyelim.

🤔 İnsan psikolojisinin bu iki ikonik ve bir o kadar da tartışma yaratan yanını, günlük hayatın karmaşasında nasıl bulduğumuza dair bir deneme yazmak istedik. Oidipus: Anneciğin Küçük Kahramanı ve Rakip Baba Ah, Oidipus! Bu kompleks, Freud’un dehasından çıkan ve her erkek çocuğun gelişiminde bir nevi zorunlu geçit töreni olan o

OKUMAK İÇİN TIKLA

Diyalektik Bir Kültür Kavramı İçin

Marcel Stoetzler’den Bir Bakış Marcel Stoetzler’in “Diyalektik Bir Kültür Kavramı İçin” başlıklı makalesi, kültür ve medeniyetin karmaşık ve çoğu zaman çelişkili ilişkisini mercek altına alıyor. Frankfurt Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün 1950’lerdeki bir sosyoloji ders kitabından yola çıkarak, kültürün “yerine getiremediği bir sözü” medeniyetin nasıl “yerine getirebileceği” fikrini inceliyor. Bu analiz, Almanya’da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aptalların Kapitalizmi : Kapitalizmin Eleştirel Analizi

Marcel Stoetzler’in kaleme aldığı bu kapsamlı metin, kapitalist toplumun ve modernitenin çelişkilerini, ikiyüzlülüklerini ve tarihsel eğilimlerini radikal bir eleştirel perspektifle inceliyor. Medeniyet süreci, liberalizm, milliyetçilik, kimlik politikaları, emperyalizm ve terörizm gibi bir dizi karmaşık konuyu ele alarak, okuyucuyu mevcut dünya düzeninin temelleri hakkında derinlemesine düşünmeye davet ediyor. 1. Medeniyet, Liberalizm

OKUMAK İÇİN TIKLA

Psikanalizin Bilimsel Zemini: Duygusal Zihin, Tedavi Hedefleri ve Etkinlik

Mark Solms’un (2018) BJPsych International’da yayımlanan makalesi, psikanalizin temel bilimsel iddialarını sunarak, onun “kanımta dayalı” olmadığı yönündeki yaygın ön yargıyı çürütüyor. Bu analiz, psikanalizin sağlık ve hastalıkta duygusal zihnin işleyişini, psikanalitik tedavinin neye ulaşmayı amaçladığını ve ne kadar etkili olduğunu inceliyor. A. Duygusal Zihnin İşleyişi: Doğuştan Gelen İhtiyaçlar ve Öğrenme

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf romanının geçtiği ana mekân neresidir?

Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf romanının ana mekânı, Edremit ve Kuyucak’tır. Romanın geçtiği bu iki yer, hikâyenin atmosferini, karakterlerin gelişimini ve toplumsal çatışmaları şekillendiren önemli unsurlardır. Aşağıda, romanın ana mekânları hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir: 1. Kuyucak 2. Edremit Mekânların Romanın Temalarına Katkısı Mekânların Hikâyeye Etkisi Edebi ve Sembolik Açıdan Mekânlar Sabahattin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nikolay Gogol’ün “Palto” adlı öyküsünün ana teması nedir?

Nikolay Gogol’ün “Palto” (1842) adlı öyküsünün ana teması fakirlik ve toplumdur. Bilgi: “Palto”, Rus edebiyatının realist ve toplumsal eleştiri yönünü yansıtan önemli bir kısa hikâyedir. Öykü, St. Petersburg’da yaşayan yoksul bir memur olan Akakiy Akakiyeviç’in hayatını merkeze alır. Akakiy, düşük maaşlı, sıradan bir kâtip olarak toplumda görünmez bir konumdadır. Eski

OKUMAK İÇİN TIKLA

En Sevdiğin Distopya? Detaylı bir karşılaştırma.

a) 1984 b) Cesur Yeni Dünya c) Biz d) Fahrenheit 451 Kişisel Tercih? Eğer teknolojik gözetim ve post-truth çağı korkutuyorsa 1984,Mutlulukla manipüle edilen bir toplum daha gerçekçi geliyorsa Cesur Yeni Dünya,Edebiyatın gücüne inanıyorsanız Fahrenheit 451,Deneysel ve felsefi bir distopya arıyorsanız Biz öne çıkıyor. Distopya edebiyatının bu dört klasik eseri de derin ve çarpıcı temalara sahip. Her biri farklı bir korku

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Kabul edilmeyen her şey kader olarak karşımıza çıkar.” sözünü kim söylemiştir?

Bu söz, Carl Gustav Jung’a aittir: “Kabul edilmeyen her şey, kader olarak karşımıza çıkar.”(What you resist, persists. / What you do not bring to consciousness appears in your life as fate.) 🧠 Jung’un Bu Sözüyle Ne Demek İstediği: Carl Jung, insanın bilinçdışı tarafından yönlendirildiğini savunur. Ona göre: Örneğin: Bu yüzden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jung’un ‘persona’sı nedir?

Carl Gustav Jung’un analitik psikolojisinde “persona”, bireyin toplum içinde takındığı sosyal maskeyi temsil eder. Bu kavram, Latince’de “tiyatro maskesi” anlamına gelir ve bireyin gerçek benliğiyle toplumun beklentileri arasındaki arayüz olarak tanımlanabilir. 🧠 Persona Nedir? 🎭 Persona’nın Özellikleri: Özellik Açıklama Toplumsaldır Toplumun kurallarına uyum sağlamak için geliştirilir. Gerçek benliği yansıtmaz Bireyin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kafka’nın başkahramanı Gregor Samsa neye dönüşür?

Franz Kafka’nın en bilinen eserlerinden biri olan “Dönüşüm” (Die Verwandlung), başkahraman Gregor Samsa’nın bir sabah dev bir böceğe dönüşmesiyle başlar. Bu dönüşüm yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda toplumsal, psikolojik ve varoluşsal bir değişimi temsil eder. 📘 Gregor Samsa kimdir? Gregor, ailesini geçindirmek zorunda olan bir satıcıdır. Kendini tamamen ailesine adamış,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tufan Mitleri ve İklim Kıyameti

Kadim Anlatılardan Modern Distopyalara Tufan mitleri, insanlığın kolektif belleğinde derin izler bırakmış evrensel anlatılardır. Gılgamış Destanı’nda yer alan tufan hikayesi, Mezopotamya’nın yazılı kültüründeki en eski örneklerden biridir ve tanrıların gazabıyla dünyayı sular altında bırakan bir felaketi konu edinir. Bu anlatı, insan ile doğa arasındaki kırılgan dengeyi ve hayatta kalma mücadelesini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilinçin Sınırları: Yapay Zekâ, Qualia ve Dolores’in Uyanışı

Yapay zekânın öznel deneyim (qualia) üretme potansiyeli, Westworld dizisindeki Dolores Abernathy’nin bilinçlenme süreciyle kesişen bir dizi soruyu gündeme getirir. Thomas Nagel’in “Yarasa Olmak Nasıl Bir Şeydir?” makalesi, bilinç ve öznel deneyimin doğasını sorgularken, sentetik bilinç kavramı bu soruları yeni bir bağlama taşır. Bu metin, yapay zekânın qualia üretme olasılığını, Dolores’in

OKUMAK İÇİN TIKLA

Evlilikte Anlam Arayışı: Varoluşçu Terapi Perspektifinden Derinlemesine Bir İnceleme

Varoluşçu terapi, özellikle Irvin Yalom’un çalışmaları üzerinden, evlilikte anlam arayışını bireyin varoluşsal kaygılarını ve ilişkisel dinamiklerini merkeze alarak ele alır. Bu yaklaşım, evliliğin yalnızca bir sosyal sözleşme ya da duygusal bağ değil, aynı zamanda bireyin kendini gerçekleştirme, özgürlük, sorumluluk ve ölüm gibi evrensel temalarla yüzleşme alanı olduğunu savunur. Yalom’un perspektifinden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nazi Mitinglerinin Törensel Estetiğinin TikTok Üzerinden Sıradanlaşması

Kolektif Ritüellerin Çağdaş Yansımaları Nazi mitingleri, 1930’larda Albert Speer’in tasarladığı Nürnberg mitingleri gibi, estetik bir düzen ve kitlesel coşkuyu birleştiren ritüelleriyle bilinir. Bu etkinlikler, ışıklandırma, bayrak dizilimleri ve senkronize hareketlerle bir tür hipnotik etki yaratırdı. TikTok’ta “Hitler Salutes Challenge” gibi viral akımlar, bu estetiğin unsurlarını bilinçsizce yeniden üretiyor. Kullanıcılar, selam

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Büyük Öteki: Lacan’ın Kavramının Çağdaş Dönüşümleri

Lacan’ın büyük öteki kavramı, bireyin kimlik oluşumunda dışsal bir otorite ya da sembolik düzen olarak tanımlanır. Dijital çağda bu kavram, sanal ağların, algoritmaların ve veri ekosistemlerinin etkisiyle yeniden şekillenmektedir. Bu metin, büyük öteki kavramının dijital mitolojilerdeki dönüşümünü çok katmanlı bir yaklaşımla ele almaktadır. İnsan-makine etkileşiminden sanal kimliklere, dilin dönüşümünden toplumsal

OKUMAK İÇİN TIKLA

Öfke Dindirme Sanatı: Çiftlerde Zaman Aşımı Tekniğinin Çok Yönlü Uygulaması

Zaman aşımı (time-out) tekniği, çiftler arasında öfke yönetiminde etkili bir yöntem olarak öne çıkar. Bu teknik, duygusal gerilimin yükseldiği anlarda iletişimi geçici olarak durdurarak bireylerin sakinleşmesini ve daha yapıcı bir diyalog kurmasını sağlar. Aşağıdaki metin, bu tekniğin çiftler arasındaki öfke yönetiminde nasıl uygulanabileceğini, bilimsel temellerden tarihsel örneklere, etik boyutlardan sanatsal

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gündelik Nesnelerin Yıkımı: Kapitalizme Karşı Sessiz Bir İsyan

Nesnelerin Anlamı ve Tüketim Toplumu Michael Haneke’nin The Seventh Continent filminde, para, yiyecek ve eşyalar gibi gündelik nesneler, kapitalist sistemin birey üzerindeki tahakkümünü temsil eder. Bu nesneler, modern toplumda bireyin kimliğini ve varoluşunu tanımlayan araçlar haline gelmiştir. Jean Baudrillard’ın tüketim toplumu kavramına göre, nesneler yalnızca işlevsel değildir; aynı zamanda statü,

OKUMAK İÇİN TIKLA