Paris: Gösteri-Kent, M. Şehmus Güzel

*”Paris, ihtilaller tanıgı başkent: Bir kent ki nice ?devrimlere? bakıp kalmıştır. Baka kalmıştır: Yalansız. Sokakları, meydanları tanıklıklarının belgeleridir. Mezarlıkları. Caddeleri ve bulvarları da. İşte Bastille Meydanı. Ve gökle birleşti birleşecek ?Özgürlük Anıtı?. İşte Rebublique Meydanı: Anıtı her 1 Mayıs gösterisinde donatılır. Ve boşuna değildir: Ödenecek borcumuz var: 1830?ların, 1848?in ve 1871?in devrimcilerine. İkinci Savaş yıllarında Nazilere karşı ?Direniş? hareketini başlatanlara. Yürütenlere. Vurulup düşenlere: Bakın sokak diplerine. Evlerin girişlerindeki metal levhalara: ?İsabelle Coquin burada vuruldu: Nazilere kurşun sıkarken.? Ah! İsabelle saçlarının sarısına dokunuyorum. Gülüşün yanı başımda. Bacım benim: Boynuna sarılıyorum. Verilecek mücadelemiz var bizim: Bilesin! Ama bu Paris Robespierre?in adını bir sokağına bile veremez. Çünkü egemenleri / dünkü ve bugünküleri / devrime temelden karşıdırlar. Ve korkarlar baldırı-çıplaklardan. Dünün baldırı-çıplakları bugünün proterleridirler. Ama olsun: Robespierre adını Komünistler kendi kentlerinde / beldelerinde yaşatırlar. Paris böyledir. Anlayacağınız: Yaşlı, tanık, suskun, garip, çekici, itici, direnen, sabahları homur homur homurdayan, akşam üstleri koşturan / koşan, geceleri fırlama, serseri, kopuk, bitirim, puşt, keskin, her türlü marjinalin ?dışarılara vurduğu?, orospuların sokaklarda ?iş bitirdiği?, gelen geçenin ışıklar altında sonsuz bir ?şenliğe? seyircilik yaptığı bir kent. Başkent. Uzak. Ve yakın. Hain ve sevimli. Işıklı cadde, bulvar ve sokakları terkedip birdenbire kapkaranlık sokaklara sapmayın lütfen: Çünkü o zaman Hugo?nun Sefiller?i, günümüzün SDF?leri, yersiz-yurtsuzları, birden bire akın edebilirler: Korkarsınız. Korkabilirsiniz. Sonra söylemedi diyemezsiniz…

İşçi, öğrenci, işsiz ve yoksulların, yeni baldırı-çıplakların gösterileriyle Paris bir Gösteri-Kenttir: Bastille-Republique, Republique-Opera, Denfert-Rochereau-İnvalides, Republique-Nation güzergahında gösteri yapmadıysanız, yürümediyseniz, Paris?i Paris olarak tanımıyorsunuz demektir: İşçilerin, işsizlerin, öğrencilerin, öğretmenlerin, yoksulların Paris?i bu hatlarda çizilir / yazılır. Onun içindir ki Işık-Kent ?out?. Merhaba Gösteri-Kent diyebiliyoruz. Direnen Paris?tir bu.

Ama kimsenin, hiçbir mahallenin hakkını yemeyelim: Paris hem Işık-Kent?tir. Hem de Gösteri-Kent. Ama isterseniz, buyurun, kararı bizzat kendiniz veriniz:

1993?de örneğin Paris?te toplam 1.311 gösteri düzenlendi: Sadece Paris?te. Hesabını yapalım: Bir günde yaklaşık dört gösteri. Her gün ille dört gösteri demek değil bu. Kimi gün belki beş-altı, kimi gün daha az.

Mart 1993 milletvekili seçimlerini ezici bir çoğunlukla kazanan sağ ve ortasağ partiler koalisyonu (Millet Meclisi?ndeki 577 koltuğun 500 kadarı) işçilerin, öğrencilerin, kadınların, emeklilerin, polislerin, memurların kazanılmış haklarına dokununca gösteri, yürüyüş ve grevlerin sayısında müthiş bir artış görüldü. Hele Mayıs 1995?de işbaşı yapan Alain Juppé hükümetinin ?reformları?, ?projeleri? üzerine: Yedi ve on yılda yapılmaya kalkılsa bile bütün ?makinaları ısıtacak? olan bu girişimler ve uygulamalar, kısa sürede elektroşok türünden üst üste yapılmak istenince toplumsal ?sigortalar attı?: Ve işçiler, öğrenciler, kadınlar, emekliler, polisler, balıkçılar, çiftçiler, TIR şöförleri ve bütün emekçiler yöneticilerine şunu anımsattılar / anımsatıyorlar: Seçim kazanan her istediğini yapamaz. Burası ?babanızın çiftliği? değil Fransa?dır…

1990?larda seçimlerin sıklığı ve sayısındaki artış da gösteri ve yürüyüşlere yansıdı: Herkes adaylara, seçileceklere, seçilenlere sesini duyurmak istiyor. İsteklerini iletmek. Ve onların kesin söz vermelerini sağlamak için. Şubat ve mart 1995?de örneğin: 23 Nisanda ilk, 7 Mayısda ikinci turu yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi işçiler ve öğrenciler gösteri, yürüyüş ve grevlerine hız verdiler. 11 ve 18 Haziran 1995?deki belediye seçimleri vesilesiyle de gösteri ve yürüyüşlerde bir üst vitese geçildi.

Gösteri yapanların başında elbette işçiler, öğrenciler ve kadınlar geliyor. İşsizliğin ve yoksulluğun artması sonucu son yıllarda işsizler ve yoksullar da kendi gösteri ve yürüyüşlerini örgütlüyorlar. Evsiz-barksızlar da hem gösteri ve yürüyüş yapıyorlar. Hem de Paris içinde yıllardır boş bırakılmış evleri işgal edip, ?oturma haklarını? fiilen uyguluyorlar.

Paris?te yıllardır yerleşik yabancılar ve göçmen işçiler de yürüyüş ve gösterilerdedir: Irkçlığa karşı. Ve hele Bir Mayıs İşçi Bayramları sanki yabancılar ve göçmen işçiler olmasa Fransızlarca kutlanamayacak.
İşte bütün bu gösteri ve yürüyüs senligini anımsatacak bir demet”

*M. SEHMUS GÜZEL, PARiS: GÖSTERi-KENT, SUNU

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir