SPINOZA: her şey aklımıza uygun bir biçimde yönetilsin isteriz, ama…

İKİNCİ BÖLÜM
VIII. — Sonuç olarak, her zaman aklını kullanmak ve insan özgürlüğünün doruğunda bulunmak gücü her insanda yoktur; bununla birlikte herkes, her zaman kendine sahip olduğu sürece varlığını korumaya çalışır, ve her kişinin hukuku gücüyle Ölçüldüğüne göre, insan, bilge olsun vurdumduymaz olsun, yapmaya çalıştığı ve yaptığı bütün şeyleri doğanın en yüce hukukuna dayanarak yapmaktadır. Bütün insanların içinde doğdukları ve içinde yaşadıkları doğa hukukunun ve kuralının, hiç kimsenin yapmak istemediği ve yapamadığı şeyler dışında, genellikle hiç bir şeyi yasak etmemesi buradan gelir: bu hukuk ve kurallar, ne savaşlara, ne kinlere, ne öfkeye, ne aldatmacalara, ne de arzunun belirlediği şeye ters düşer. Bunda şaşılacak bir şey yoktur, çünkü doğa, yalnızca gerçek yararlılığa ve insanların korunmasına yönelen insan aklının yasalarına hiçbir zaman boyun eğmez. Doğa ayrıca, sonsuz düzeni, tüm doğayı ilgilendiren sayısız yasa içerir; insan bu doğanın küçük bir parçasıdır. Ve bireyler yalnızca bu düzenin zorunluluğundan ötürü belirli bir biçimde varolmaya ve eylemde bulunmaya zorlanmışlardır. Demek ki doğada bize gülünç, saçma ya da kötü gözüken her şey, biz şeyleri ancak bir ölçüde bildiğimiz için böyle gözükür, ve biz genellikle tüm doğayı ve şeyler arasındaki bağları bilmeyiz, öyle ki, her şey aklımıza uygun bir biçimde yönetilsin isteriz, ama evren yasalarının düzenini değil de yalnız doğamızın yasalarını göz önünde bulundurduğumuz zaman, aklımız kötü olmayan bir şeyi kötü diye bilebilir.

Teolojik-politik Inceleme (tractatus Theologico-politicus)
BENEDICTUS SPINOZA
Çevirenler:
Cemal Bali Akal – Reyda Ergün
Dost Kitabevi Yayınları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir