Etiket: Acı

Wabi-Sabi ile Schopenhauer’in Felsefesi: Geçicilik ve İrade Arasındaki Zıtlıkların Çarpışması

Wabi-Sabi’nin Özü ve Geçicilik Anlayışı Wabi-sabi, Japon estetiğinin temel taşlarından biri olarak, kusurluluğun, sadeliğin ve geçiciliğin güzelliğini yüceltir. Bu anlayış, doğanın döngüsel yapısına ve her şeyin geçici olduğuna dair bir kabullenmeyi içerir. Wabi, sadelik ve alçakgönüllülükle ilişkilendirilirken, sabi, zamanın geçişiyle ortaya çıkan melankolik bir güzelliği ifade eder. Örneğin, bir çay

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jack London’ın Hayatta Kalma Anlatıları ve Schopenhauer’in İrade Felsefesi Arasındaki Bağlantılar

Hayatta Kalma Mücadelesinin Doğası London’ın eserlerinde, kahramanlar genellikle doğanın sert koşullarıyla karşı karşıya kalır. Vahşi doğanın acımasızlığı, bireyin fiziksel ve zihinsel sınırlarını zorlar. Schopenhauer’in irade felsefesine göre, yaşamın özü, her canlıda bulunan ve hayatta kalmayı sağlayan temel bir dürtü olan iradedir. Bu irade, bilinçli bir hedef olmaksızın, varlığını sürdürme çabası

OKUMAK İÇİN TIKLA

Raif Efendi’nin Aşkının Schopenhauer’in İrade Felsefesiyle Yorumlanması

İradenin Kör Gücü Schopenhauer’in felsefesi, iradeyi evrensel bir yaşam gücü olarak tanımlar; bu, bilinçli akıldan bağımsız, sürekli bir arzu ve itki halidir. Raif Efendi’nin Maria Puder’e duyduğu aşk, bu iradenin somut bir yansıması olarak görülebilir. Raif’in aşkı, akılcı bir seçimden çok, kontrol edilemeyen bir içsel dürtü olarak ortaya çıkar. Onun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kahlo’nun Resimlerinde Acının Sanatsal Temsili Üzerine Bilimsel Bir Değerlendirme

Biyografik Deneyimlerin Sanata Yansıması Frida Kahlo’nun eserleri, kişisel acılarının ve fiziksel travmalarının görsel bir yansıması olarak değerlendirilebilir. 1910’da Meksika’da doğan Kahlo, çocukluk döneminde geçirdiği çocuk felci ve 18 yaşında yaşadığı otobüs kazasının sonucunda ömür boyu sürecek fiziksel rahatsızlıklarla mücadele etmiştir. Bu deneyimler, onun sanatında tekrar eden bir tema olarak ortaya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Frida Kahlo’nun Oto-Portrelerinde Acının Sanatsal Yansımaları

Beden ve Zihnin Çatışması Frida Kahlo’nun oto-portreleri, fiziksel ve duygusal acıların iç içe geçtiği bir anlatı sunar. Genç yaşta geçirdiği otobüs kazası, omurgasında ve pelvis bölgesinde ciddi hasarlara yol açarak ömür boyu sürecek fiziksel acılar bırakmıştır. Bu fiziksel travma, Kahlo’nun eserlerinde bedenin kırılganlığı ve sınırları üzerine yoğun bir sorgulamaya dönüşür.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Schopenhauer’ın Acı Felsefesi: İnsan Varoluşunun Derinlikleri Neler Söylüyor?

İnsan İradesinin Temel Dinamiği Arthur Schopenhauer’ın felsefesi, insan varoluşunu anlamlandırmada iradenin merkezi rolüne odaklanır. Ona göre, irade, evrensel bir yaşam gücü olarak tüm varlığın temelinde yatar ve insan bilincinin en derin katmanlarında kendini gösterir. Bu irade, bilinçli arzuların ötesine uzanır; akıldan bağımsız, kör bir itici güçtür. Schopenhauer, bu kavramı “Dünya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Doğum travması üzerinden acı ve mutsuzluk deneyimleri, insan hayatında bir dönüşüm ve anlam arayışı süreci olarak nasıl ele alınıyor?

İnsan hayatındaki acı ve mutsuzluk deneyimlerinin, özellikle Otto Rank’ın “Doğum Travması” teorisi ışığında, bir dönüşüm ve anlam arayışı süreci olarak nasıl ele alındığını detaylıca inceleyelim. Otto Rank’ın perspektifine göre, insan yaşamındaki tüm kaygı ve sonraki mutsuzlukların temelinde yatan birincil deneyim, doğum travmasıdır. Bu, dölyatağındaki haz dolu, sınırsız ve korunaklı durumdan,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Schopenhauer: Her türlü sınırlandırma mutlu eder.

6. Her türlü sınırlandırma mutlu eder. Görüş, etkime ve dokunma ufuklarımız ne denli dar iseler, o denli mutluyuzdur: Ne denli geniş iseler, kendimizi o denli sıkıntılı ya da endişeli duyumsarız. Çünkü bu ufuklarla birlikte, sorunlar, arzular ve korkular da büyür. Bu yüzden körler bile, bize a priori[58] görünmesi gerektiği denli

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sigmund Freud: İnsanoğlunun mutluluk arayışının olumlu sonuçlanması olası mıdır?

Bize göre hayat çok zordur; çok fazla acı, çok fazla hayal kırıklığı ve imkânsız görevler gerektirmektedir. Hafifletici çareler bulmadan yapamayız. Yardımcı kurgulardan vazgeçemeyiz. (…) Üç adet yol bulunabilir: acımız hakkında az düşünmemize sebep olan güçlü ilgi sapmaları; acıyı azaltarak onun yerine geçen doyumlar ve bizi acıya duyarsız hale getiren alkollü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eğitici acı – Çaresiz insana çektirilen acı onu yönetmenin, onun davranışlarına hatta bilincine egemen olmanın bir yoludur.

Eğitici acı Çaresiz insana çektirilen acı onu yönetmenin, onun davranışlarına hatta bilincine egemen olmanın bir yoludur. Burada acı ve günahın birlikteliği tuhaftır. Ahlak kurallarına her türlü tecavüz olayı yasayı temsil edenler açısından işlenen günahın derecesine göre ayarlanmış bir acıyla karşılık verilmesini gerekli kılar ilke olarak. Acı vermek ceza vermektir, bedenin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cesare Pavase: Bizi en çok inciten şey, çektiğimiz acıların yadsınması, göz önünde bulundurulmamasıdır

Elbette acı çekerek insan birçok şey öğrenebilir. Ne yazık ki acı çekmek öğrendiklerimizden yararlanacak gücü bırakmaz bizde; bir şeyi sadece bilmekse, hiçten de az bir şeydir [bkz. 3 Ekim 1938,1. paragraf). Acı çekmeyi kabul etmek (Dostoyevski), aslında acı çekmemenin bir yoludur. Öyleyse… Bir insan kendisini bir şey uğruna harcadığı zaman,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Acının belirsizliği

Acının belirsizliği Acı psikolojik bir olgu değildir, yaşamsal bir olgudur. Acı çeken beden değildir, tümüyle bireydir. İnsanın köklerinden koparılan fizyolojik unsur hasta insanın tarafına geçen bir veteriner hekimlik alanına girer bu durumda. 36 Acının oldukça karmaşık, biraz şeytansı coğrafyası beden gerçekliğinin ne kadar bilinçdışı, sosyal, kültürel ve bireysel anlamlara gönderme

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Neden bu kadar çok acı var şiirlerinde?” diye soruyorlar bana – Metin Altıok

Bir yanım göçük altında kalmış, çürüyor. Bir yanım son umuduyla 900’lü telefonlara sarılıyor. Bir yanım dağ başlarında kurşunlanmış yatıyor. Bir yanım çaresiz kendini satıyor. Bir yaram canına kıymanın uygun yollarını arıyor. Bîr yanım avuç açmış dileniyor sokaklarda. Bir yanım seccadenin üstünde beş vakit namaz kılıp Tanrı’ya yakarıyor. Bir yanım şifa

OKUMAK İÇİN TIKLA