Etiket: gerçeklik

Gerçekliğin ve Kurgunun Bulanık Sınırları: Hasan Ali Toptaş’ın Gölgesizler Romanında Varlık ve Yokluk Dansı

Varlık ve Yokluk Arasındaki Akışkanlık Roman, karakterlerin ani kayboluşları ve beklenmedik geri dönüşleriyle, varlık ile yokluk arasındaki çizgiyi flu bir hale getirir. Cıngıllı Nuri’nin “ruhum daralıyor” diyerek berber dükkânından çıkıp gitmesi, Güvercin’in kayboluşu ya da diğer karakterlerin belirsiz akıbetleri, anlatının temel taşlarını oluşturur. Bu kayboluşlar, fiziksel bir yok oluştan ziyade,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Don Quixote ve Nasreddin Hoca: İki Mizahi Kahramanın Karşılaştırmalı İncelemesi

Edebiyatın İki Efsanevi Figürü Don Quixote, Miguel de Cervantes’in 17. yüzyıl İspanyol edebiyatının başyapıtı olan romanında hayat bulan bir karakterdir; Nasreddin Hoca ise Türk halk kültürünün 13. yüzyıldan beri süregelen sözlü geleneğinin mizahi temsilcisi olarak bilinir. Her iki figür, mizahın evrensel dilini kullanarak insan doğasının çelişkilerini, toplumun sınırlarını ve bireyin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Borges’in Aleph’i ve Cantor’un Sonsuzluk Teorisi: Gerçeklik ile Temsil Arasındaki Sınırların Keşfi

Sonsuzluk Kavramının Matematiksel ve Edebi Kesişimi Borges’in Aleph adlı eserinde sonsuzluk, evrenin tüm anlarını ve mekanlarını tek bir noktada birleştiren bir imge olarak ortaya çıkar. Bu kavram, Cantor’un sonsuzluk teorisiyle çarpıcı bir paralellik gösterir. Cantor, sonsuzlukların farklı büyüklüklerde olabileceğini, yani bazı sonsuz kümelerin diğerlerinden daha büyük olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Baudrillard’ın Simülakrlar Teorisi ile Matrix ve OASIS’in Gerçeklik Sınırları

Jean Baudrillard’ın simülakrlar teorisi, modern toplumun gerçeklik algısını sorgulayan bir çerçeve sunar. Bu teori, The Matrix filmi ve Ready Player One’daki OASIS evreniyle kesişirken, gerçeklik, hipergerçeklik ve insan bilincinin sınırlarını derinlemesine inceler. Simülakrların Doğası Baudrillard’ın simülakr teorisi, gerçekliğin kopyalar aracılığıyla yerini aldığı bir süreci tanımlar. Ona göre, simülakrlar, orijinal bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Oğuz Atay’ın Eylembilim’inde Coşkun’un Don Quixote Arketipi ve Ankara’nın Akademik Atmosferinin Yalnızlık Üzerindeki Etkisi

Coşkun’un Hayal Dünyası ve Don Quixote Arketipi Coşkun, Eylembilim’de Don Quixote arketipi ile özdeşleşen bir karakterdir. Don Quixote gibi, o da gerçekliği hayallerle yeniden inşa etmeye çalışır. Bu hayal dünyası, onun bireysel kimliğini koruma çabasıdır; ancak bu çaba, çevresiyle uyumsuzluk yaratır. Coşkun’un hayalleri, idealize edilmiş bir eylem ve anlam arayışını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kuantum Mekaniği ve Gerçekliğin Yorumları: Çok Dünyalar ve Kopenhag Karşılaştırması

Kuantum mekaniği, fiziksel gerçekliği anlamaya yönelik en derin teorilerden biridir ve farklı yorumları, evrenin doğasına dair köklü soruları gündeme getirir. Bu metin, kuantum mekaniğinin Çok Dünyalar Yorumu (Everett) ile Kopenhag Yorumu’nu karşılaştırarak, Çok Dünyalar Yorumu’nun Niels Bohr’un tamamlayıcılık ilkesine nasıl bir eleştiri sunduğunu inceliyor. Bu değerlendirme, bilimsel bir bakış açısıyla,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nesne İlişkileri Ve Nesne Kullanımı Gündelik Yaşamdan Örneklerle Anlaşılması

Winnicott’ın “nesne ilişkisi” ve “nesne kullanımı” kavramlarını, özellikle “bilinçdışı yıkıcılıkla pekiştirilmiş sevgi” fikrini gündelik hayattan örneklerle açıklayalım. Bu örnekler, hem bireyin içsel dünyasının hem de dış dünyayla ilişkilerinin nasıl şekillendiğini daha somut bir şekilde anlamamıza yardımcı olabilir. 1. Ebeveyn-Çocuk İlişkisi Örneği: Oyuncak Paylaşımı Bir anne, 3 yaşındaki çocuğuyla parkta oynuyor.

OKUMAK İÇİN TIKLA