Etiket: metalaşma

Adorno’nun Şeyleşme Kavramı ve Yapay Zeka Otomasyonunun İnsan Emeğine Etkileri

Şeyleşmenin Kavramsal Temelleri Theodor W. Adorno’nun şeyleşme (reification) kavramı, insan ilişkilerinin ve emeğin nesneleştirilerek maddi bir metaya indirgenmesini ifade eder. Bu süreç, bireylerin öznel deneyimlerinin, toplumsal yapıların ve ekonomik sistemlerin baskısı altında araçsal bir değere dönüştürülmesini içerir. Şeyleşme, bireyin kendi emeğini ve yaratıcılığını bir dışsal nesne gibi algılamasına yol açar;

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tüketim Kültürünün Metalaşma Eleştirisi: Adorno’nun Perspektifi

Tüketimin Nesneleştirici Doğası Çağdaş tüketim kültürü, bireylerin ihtiyaçlarını karşılamaktan çok, nesneleri ve deneyimleri birer meta haline getirerek toplumsal ilişkileri yeniden şekillendirir. Adorno, bu süreci, kapitalist sistemin bireyleri pasif tüketicilere indirgeyen bir mekanizma olarak görür. Ona göre, tüketim kültürü, bireyin özgür iradesini değil, standartlaştırılmış arzuları ve suni ihtiyaçları teşvik eder. Nesneler,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Akış Platformlarının Bireysel Yaratıcılık Üzerindeki Etkileri: Adorno’nun Kültür Endüstrisi Eleştirisi Perspektifinden

Standardizasyon ve Yaratıcı Özgünlüğün Sınırları Adorno’nun kültür endüstrisi eleştirisi, kültürel ürünlerin standartlaşmasının bireysel yaratıcılığı kısıtladığını öne sürer. Akış platformları, algoritmik öneri sistemleri aracılığıyla kullanıcıların içerik tüketimini yönlendirir. Bu sistemler, popüler olanı öne çıkararak belirli estetik kalıpları ve anlatı yapılarını teşvik eder. Örneğin, Netflix’in yapım süreçlerinde veri odaklı karar alma mekanizmaları,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sosyal Medyada Özel Hayat Neden Metalaşıyor? Byung-Chul Han’ın Dijital Şeffaflık Eleştirisi

Görünürlük Kültürü ve Bireysel İrade Han’a göre, sosyal medya bireyleri sürekli görünür olmaya iten bir kültür yaratmıştır. Bu platformlar, kullanıcıları paylaşım yapmaya, beğeni ve yorumlarla sosyal onay aramaya teşvik eder. Bireyler, özel anlarını kamuya açarak bir tür “sosyal sermaye” biriktirme çabasına girer. Ancak bu süreç, gönüllü gibi görünse de, platformların

OKUMAK İÇİN TIKLA

Zola’nın Nana Eserinde Cinsellik ve Yozlaşma: Foucault’nun Cinselliğin Tarihi Teorisiyle 19. Yüzyıl Fransız Toplumunun Ahlaki İkiyüzlülükleri

Cinselliğin Toplumsal Denetimi ve Nana’nın Rolü Emile Zola’nın Nana adlı eseri, 19. yüzyıl Fransız toplumunda cinselliğin hem bireysel hem de toplumsal düzeyde nasıl bir kontrol mekanizması olarak işlediğini gözler önüne serer. Michel Foucault’nun Cinselliğin Tarihi adlı çalışmasında cinsellik, bireylerin bedensel ve zihinsel yaşamlarını düzenleyen bir iktidar aracı olarak tanımlanır. Foucault,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yabancılaşmanın Gölgesinde Otistik Deneyim: Kimlik, Emek ve İlişkilerin Sınıfsal Boyutu

Karl Marx’ın “yabancılaşma” teorisi üzerinden, otistik bir bireyin kapitalist sistemde yaşadığı deneyimleri anlamaya çalışacağız. Yabancılaşma, sadece işçilerin fabrikadaki durumu değil, modern insanın ruhunu derinden etkileyen evrensel bir sorundur; otistik bireyler içinse bu sorun, çoğu zaman katmerlenerek yaşanır. Giriş Marx’a göre yabancılaşma, insanın kendi emeğine, ürettiği ürüne, kendi doğasına (tür-özüne) ve

OKUMAK İÇİN TIKLA