Etiket: #terapi

Gottman Metodu’nun Bilimsel ve Çok Katmanlı Temelleri

Gottman Metodu, çift terapisi ve ilişki dinamiklerini anlamaya yönelik bilimsel bir yaklaşım olarak, insan ilişkilerinin karmaşık doğasını çözmek için çok disiplinli bir temel üzerine inşa edilmiştir. Bu yöntem, John ve Julie Gottman tarafından geliştirilmiş olup, psikoloji, matematik, istatistik, sosyal bilimler ve antropolojik gözlemlerle desteklenmektedir. Gottman Metodu’nun gücü, yalnızca bireysel deneyimlere

OKUMAK İÇİN TIKLA

Distopik Masalların Kapitalizm Eleştirisi ve Terapötik Potansiyeli

Anlatının Toplumsal Eleştiriye Açılan Kapısı Hans Christian Andersen’in “Kibritçi Kız” masalı, 19. yüzyılın sanayi devrimi sonrası toplumsal eşitsizliklerini yansıtan bir anlatıdır. Yoksulluğun, yalnızlığın ve toplumsal dışlanmanın keskin bir portresini çizen bu hikâye, kapitalist sistemin birey üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne serer. Kibritçi kızın soğuk bir sokakta kibrit satarak hayatta kalmaya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Masalların İkilikleri ve Terapide Ahlaki Görelilik

Masallardaki “iyi” ve “kötü” ikiliği, insan bilincinin anlam arayışında köklü bir yer edinmiştir. Bu ikilik, ahlaki görelilik bağlamında terapide ele alındığında, bireyin değer sistemlerini, toplumsal normları ve kişisel anlatılarını derinlemesine sorgulamayı gerektirir. Terapi, bireyin bu ikilikleri nasıl içselleştirdiğini ve kendi yaşam öyküsüne nasıl yansıttığını anlamaya odaklanır. Bu metin, masalların bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Masallar ve Toplumsal Cinsiyet: Uyuyan Güzel Üzerinden Bir İnceleme

Masallar, nesiller boyu aktarılan anlatılar olarak toplumsal normların, değerlerin ve rollerin şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Özellikle toplumsal cinsiyet rolleri, masalların karakterleri, olay örgüleri ve sembolleri aracılığıyla bireylerin bilinçaltına yerleşir. “Uyuyan Güzel” masalı, pasif kadın imajının kristalleştiği bir örnek olarak, bu rollerin sorgulanması için terapötik bir araç olarak kullanılabilir. Bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bağlanma Teorisinin Evlilik Terapisine Entegrasyonu: İlişkisel Dinamiklerin Yeniden İnşası

Bağlanma teorisi, John Bowlby tarafından geliştirilen ve insan ilişkilerindeki duygusal bağların doğasını anlamaya yönelik bir çerçeve sunan bir yaklaşımdır. Bu teori, evlilik terapisine entegre edildiğinde, çiftlerin ilişkisel dinamiklerini anlamak ve dönüştürmek için güçlü bir araç haline gelir. Aşağıdaki metin, bağlanma teorisinin evlilik terapisine entegrasyonunu çok katmanlı bir şekilde ele almakta

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanat Terapisinde Eserlerin Ticari Kullanımı: Etik ve Mesleki Sınırlar

Sanat terapisi, bireylerin duygusal, zihinsel ve sosyal süreçlerini sanatsal ifade aracılığıyla keşfetmelerine olanak tanıyan bir disiplindir. Ancak, bu süreçte ortaya çıkan eserlerin ticari kullanımı, terapistlerin mesleki sınırlarını sorgulayan karmaşık bir konudur. Danışanların eserlerinden maddi kazanç elde edilmesi, etik, sosyolojik ve felsefi boyutlarıyla ele alınması gereken bir meseledir. Bu metin, sanat

OKUMAK İÇİN TIKLA

İlişkisel Onarımın İki Yolu: Duygu Odaklı Terapi ile Gottman Metodunun Teknik Ayrışımları

Duygu Odaklı Terapi (EFT) ve Gottman Metodu, çift terapisinde ilişkisel dinamikleri iyileştirmek için geliştirilmiş iki önde gelen yaklaşımdır. Her ikisi de bağlanma, iletişim ve duygusal yakınlık gibi temel insan ihtiyaçlarını ele alırken, teknik uygulamaları, odaklandıkları süreçler ve müdahale stratejileri bakımından belirgin farklılıklar gösterir. Bu metin, bu iki yaklaşımın teknik ayrışımlarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otistik Bireylerin Güçlü Yönlerini Geliştiren Terapilerin Geleceği

Gelecekte terapilerin otistik bireylerin güçlü yönlerini geliştirip geliştirmeyeceği sorusu, bireysel potansiyelin nasıl anlaşılacağı ve destekleneceği üzerine derin bir sorgulamayı gerektirir. Bu metin, otizm spektrum bozukluğuna (OSB) sahip bireylerin yetkinliklerini merkeze alarak, terapilerin gelecekteki yönelimlerini çok katmanlı bir perspektiften ele alır. Bilimsel, sosyolojik, etik, antropolojik, dilbilimsel, sanatsal ve felsefi boyutlar, bireylerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bowen Aile Sistemleri Teorisinin Evlilik Terapisindeki Yansımaları

Murray Bowen’ın aile sistemleri teorisi, bireylerin yalnızca kendi iç dünyalarıyla değil, aynı zamanda aile sistemlerinin karmaşık dinamikleriyle şekillendiğini savunan bir yaklaşımdır. Bu teori, evlilik terapisinde, çiftlerin ilişkisel sorunlarını anlamak ve çözmek için güçlü bir çerçeve sunar. Bowen’ın teorisi, bireylerin duygusal bağlarını, aile kökenlerinden gelen davranış kalıplarını ve sistem içindeki dengeleri

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ormanın Çağrısı: Hansel ve Gretel’in Bilinçdışı Yansımaları

Yitip Giden Patikanın İzleri Hansel ve Gretel masalındaki orman, yalnızca bir mekân değil, aynı zamanda insan zihninin derinliklerinde yatan korkuların ve belirsizliklerin bir yansımasıdır. Görsel sanat terapisi, bu ormanı bir tuval olarak kullanarak danışanın iç dünyasını keşfetmeye olanak tanır. Orman, kaotik ve bilinmeyenle dolu bir alan olarak, bireyin kontrol edemediği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Algoritmik İkilem: ChatGPT’nin Terapist Rolünde Etik Sınırlar

ChatGPT gibi yapay zeka modellerinin terapist olarak kullanımı, teknolojinin insan ruhuyla etkileşiminin yeni bir boyutunu açığa vuruyor. Bu durum, bireylerin duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için algoritmalara yönelmesiyle birlikte, etik, toplumsal ve insani soruların karmaşık bir ağını ortaya çıkarıyor. Bu metin, algoritmik intimacy kavramını merkeze alarak, ChatGPT’nin terapist rolündeki etik sınırlarını çok

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanat Terapisinin Gerçeklik Algısındaki Dönüşüm Dinamikleri

Sanat terapisi, bireyin iç dünyasını dışa vurmasını sağlayarak gerçeklik algısını yeniden şekillendirme potansiyeline sahip bir yöntemdir. Bu metin, sanat terapisinin gerçeklik algısını değiştirme mi yoksa alternatif bir gerçeklik sunma mı hedeflediği sorusunu, çok katmanlı bir yaklaşımla ele almaktadır. İnsan deneyiminin karmaşık doğasını göz önünde bulundurarak, bu süreçteki dinamikler farklı boyutlarıyla

OKUMAK İÇİN TIKLA

ABA Terapisinin Doğası ve Etkileri: Davranışsal Müdahale mi, İnsani Dönüşüm mü?

ABA Terapisinin Temelleri ve İşleyişi Uygulamalı Davranış Analizi (ABA), otizm spektrum bozukluğu (OSB) gibi nörogelişimsel durumlara sahip bireylerin davranışlarını sistematik bir şekilde değiştirmeyi hedefleyen bir yöntemdir. 1960’larda Ivar Lovaas tarafından geliştirilen bu yaklaşım, davranışçı psikolojinin ilkelerinden türemiştir ve özellikle olumlu pekiştirme yoluyla sosyal, iletişimsel ve günlük yaşam becerilerini öğretmeyi amaçlar.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Zehirli Elma ve Bağımlılık Terapisi Üzerine Bir İnceleme

Elmanın Çekiciliği ve İnsan Doğası Pamuk Prenses masalındaki zehirli elma, insan doğasının arzulara olan eğilimini temsil eder. Elma, parlaklığı ve estetik cazibesiyle, bireyi kendine çeker; ancak içerdiği zehir, bu çekimin yıkıcı sonuçlarını açığa vurur. Bağımlılık terapisi bağlamında, bu imge, bağımlılık yapıcı maddelerin veya davranışların birey üzerindeki ilk etkisini yansıtır. Nörobilimsel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kahramanın Yolculuğu: Danışanların Krizleri Aşmasında Evrensel Bir Rehber

Joseph Campbell’ın “kahramanın yolculuğu” modeli, mitolojik anlatıların evrensel yapısını ortaya koyarak bireylerin yaşam döngülerindeki krizleri anlamalarına ve aşmalarına rehberlik eden güçlü bir çerçeve sunar. Bu model, yalnızca edebi veya mitolojik bir analiz aracı değil, aynı zamanda psikolojik dönüşüm süreçlerini destekleyen bir yol haritasıdır. Danışanların karşılaştığı kişisel ve toplumsal krizler, bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kapitalizmin Gölgesinde Depresyon: Terapistin Marksist Yorumu Etik Sınırları Zorluyor mu?

Bu metin, bir terapistin Marksist perspektiften kapitalizmin yol açtığı depresyonu “uyumsuzluk değil, sağlıklı tepki” olarak yorumlamasının etik sınırları aşıp aşmadığını bilimsel bir dille inceliyor. Terapistin bu yorumu, bireysel ruh sağlığını toplumsal yapıların bir yansıması olarak ele alırken, psikoterapinin tarafsızlık ilkesini ve mesleki sorumluluklarını ne ölçüde zorlar? Metin, bu soruyu kuramsal,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Masalların Zihinsel ve Toplumsal Yankıları

Masallar, insanlığın en eski anlatı formlarından biridir; hem bireysel hem de kolektif bilinci şekillendiren güçlü bir araçtır. Bu metin, nörobilim perspektifinden masalların dinleme ve anlatma süreçlerinin beynin hangi bölgelerini aktive ettiğini ve metaforik anlatıların travma sonrası büyümeyi nasıl desteklediğini çok katmanlı bir şekilde ele alıyor. Anlatılar, yalnızca eğlence aracı değil,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Absürdün İzinde: Eko-Anksiyete ve Anlam Arayışı

Albert Camus’nün absürd felsefesi, insanın evrendeki anlamsızlıkla yüzleşmesini ve bu yüzleşmeden özgür bir anlam yaratma cesaretini ortaya koyar. İklim krizi çağında, eko-anksiyete, bireylerin gezegenin çöküşü karşısında hissettiği derin bir varoluşsal kaygıyı ifade eder. Bu metin, Camus’nün absürd kavramının, eko-anksiyete terapilerinde yeni bir anlam arayışı paradigması olarak nasıl işlev görebileceğini derinlemesine

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bedenin Temizlenme Vaadi: Bilim mi, İllüzyon mu?

Vücudun Sessiz Çığlığı Ağır metal detoksu ve hiperbarik oksijen terapisi gibi yöntemler, modern insanın bedenini arındırma arzusunun bir yansımasıdır. İnsanlık, tarih boyunca kirlenmişlik hissinden kurtulma çabası içinde olmuş; bu, bazen dinsel ritüellerle, bazen de bilimsel görünümlü uygulamalarla kendini göstermiştir. Ağır metal detoksu, çevresel toksinlerin, cıva, kurşun ya da arsenik gibi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Birlikte Yaratımın İyileştirici Gücü

Ortak Yaratımın Kökenleri İnsanlık, tarih boyunca bir araya gelerek yaratıcı ifadelerle bağ kurmuştur. Ortak resim projeleri, evlilikteki iletişim kopukluklarını aşmada bir araç olarak, bu eski geleneğin modern bir yansımasıdır. Çiftler, tuval üzerinde renkler ve şekiller aracılığıyla kendilerini ifade ederken, sözcüklerin ötesine geçen bir diyalog kurar. Bu süreç, yalnızca estetik bir

OKUMAK İÇİN TIKLA