“İnsan denen yaratığın içinde yaşayan bu yarı evcil şeytanların en uğursuzunu uyandırıp savaşmak isteyen hiç kimse, benim gibi, bu mücadeleden yara almadan kurtulamaz.”
-Sigmund Freud-
Complete Psychological Works (Bütün Ruhbilim Yapıtları)
“Psikanalizin Babası” olarak anılan Sigmund Freud ve çalışmaları olmasaydı, kendimizi şimdiki kadar iyi anlayamayacaktık. Freud, “konuşma tedavisi”, serbest çağrışım ve düş yorumu gibi teknikler geliştirerek, kendi bilinçdışımıza bakışımızda bir devrim yarattı. Zihnin Kâşifi, içerdiği 150’den fazla resim, çizim ve fotoğrafın yanı sıra, titiz araştırmalar sonucu seçilen ve okuyucuya ayrı zarflar içinde sunulan 15 belge ile görsel bir biyografi niteliğinde.
Freud’un yaşamını tüm ayrıntılarıyla anlatan kitap, bu büyük adamın dünyaca tanınmasını sağlayan kuramlarını nasıl geliştirdiğini inceliyor. Daha da önemlisi Freud’un, kendi nevrozlarıyla boğuşan ve geliştirdiği tekniklerle çaresizce kendi kendisini anlamaya çalışan “insan yönünü” gözler önüne seriyor.
Zarflar içinde sunulan belgelerden örnekler:
-Freud’un 1900 yılında Wilhelm Fliess’e yazdığı ve Dora olgusundan bahsettiği mektup
-“Fare Adam” olgusu hakkında Freud’un kendi el yazısıyla tuttuğu notlar
-Freud’un cinsellik kuramını açıklamak üzere hazırladığı bir çizim
-Freud’un kişisel günlüğünden II. Dünya Savaşı öncesi hazırlık dönemini kapsayan elyazmaları Ruth Sheppard, Extraordinary Heroes (2010) ve Empires Collide’ın da (2006) aralarında bulunduğu çok sayıda tarih kitabının yazarıdır. (Tanıtım Bülteninden)
Zihin kuyusunun başındaki adam – Ayca Yılmaz
(08.10.2012, Radikal Kitap Eki)
Freud?u psikanaliz yöntemiyle tanıyoruz ve aslında psikanalizin ne olduğunu fazlaca bilmiyoruz. Zihnin Kaşifi?nde, hem psikanalize bir ?giriş?, hem de Freud?un yaşamına dair enteresan bilgiler var.
En baştan belirtmekte fayda var, İş Bankası Kültür Yayınları?nın parlak kuşe kağıda, büyük boy ve kalın ciltli bastığı Sigmund Freud biyografisi, hakikaten özenle hazırlanmış. 150?den fazla resim, çizim ve fotoğrafın yer aldığı ?ansiklopedik? biyografide, ayrı ayrı zarflara yerleştirilmiş 15 belge yer alıyor. Bunların arasında, Sigmund Freud?un 1873 tarihli okul bitirme sınavı belgesi, kendi yaptığı çizimler, notlar, mektuplar gibi ilgi çekici belgeler yer alıyor… Elimizdeki çalışmanın, derinlemesine bir Freud incelemesi için derli toplu, okuması keyifli bir başlangıç kitabı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz…
Çoğumuz Freud?u ?psikanaliz? yöntemiyle tanıyoruz ve aslında psikanalizin de ne olduğunu fazlaca bilmiyoruz. Zihnin Kâşifi: Sigmund Freud adlı ansiklopedik biyografide, hem psikanalize bir ?giriş?, hem de Freud?un yaşamına dair hayli enteresan bilgiler yer alıyor.
1856?da, o gün Avusturya-Macaristan İmparatorluğu?na dahil olan, bugün ise Çek Cumhuriyeti?nde bulunan Moravya?da Yahudi bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen ve henüz ufak bir çocukken, öğrenim için ayrıldığı dönemleri saymazsak, 1938?e kadar yaşayacağı Viyana?ya yerleşen Freud, dünyanın hızla değiştiği, ?devrimler çağı?nın başladığı bir döneme tanıklık etti. ?Devrimler çağı? sadece siyasal devrimleri değil, bilimsel çalışmalarda da büyük gelişmeleri ifade ediyordu.
Psikolojik bir araştırma yöntemi olan ?psikanaliz?i geliştiren Freud, aslında Viyana?nın bir ?ürün?ü olarak görülebilir. Viyana, o dönemde, tıp ve özel olarak psikiyatri alanındaki en önemli merkezlerden biri sayılıyormuş. Viyana?da bulunan Narrenturm (Deliler Kulesi) Avrupa?nın en eski akıl hastanesiymiş. Freud?un çocukluğunun ve aile yapısının da daha sonra geliştireceği çalışmalarda etkili olduğunu söylemeye gerek bile yok…
Ne var ki, 1885?te gittiği Paris Salpetriere Hastanesi?ndeki hocası Jean-Martin Charcot da onun kariyerinde önemli bir yer tutuyordu. Charcot?nun ?histeri? ile ilgili çalışmaları Freud?u çok etkiledi ve önceleri anatomi gibi konularla ilgilenmeye meyilli olan Freud, psikopatolojiye ve klinik çalışmalara yöneldi.
Kokain işleri!
Ama hemen öncesinde Freud?un bildiğimiz kokainle ilgili enteresan bir deneyim yaşamış olduğunu belirtmek gerekir. Hem bir an önce adını duyurmak, hem de nişanlısı Martha?yla evlenecek parayı biriktirebilmek için sürekli yeni yöntemler deneyen genç Freud, kokaini hem kendisinin, hem yakınlarının, hem de hastalarının üzerinde denedi. Kokainin bağımlılık yapmadığını savunan Freud, başka bir kentte bulunan nişanlısına bir an evvel kavuşmak için kokain üzerindeki çalışmalarını kısa keserek, bu konudaki yeni keşiflere ulaşma fırsatını meslektaşı Karl Koller?e terk etmiş oldu. Freud?un, hastalarına kokain dağıttığı dönemde kimi hastalarının aşırı dozdan öldüğünü, burunlarının tahrip olduğunu eklemekte fayda var. Öte yandan, kitapta yer alan bir afişten anlaşılıyor ki, koka bitkisinden üretilen kokainin adı, ?Coca des Incas? (İnkaların Kokası) deyişinden geliyormuş… Neyse, bu narkotik mevzuları ilgilisinin okumalarına bırakalım…
Sigmund Freud?a esas ününü kazandıran vaka, 1896?da babasını yitirdikten sonra içine girdiği derin bunalım ve kendi kendini çözümleme çalışmalarıydı. Hemen takip eden yıllarda önce ?Oedipus Kompleksi?ni, ardından ?Düşlerin Yorumu?nu kaleme aldı. Babasından 20 yaş küçük ve ?hayat dolu? olduğu söylenen annesi ise, hiç kuşku yok ki, bu çalışmalardaki bir diğer ilham kaynağıydı.
?Devrimler çağı?na damgasını vuran Marksistler de Freud?u yakından takip ediyordu tabii. Bu bilgi Zihnin Kâşifi: Sigmund Freud adlı kitapta yok ama pek çok kişinin ilgisini çekebileceği için aktaralım. Rusya?daki Bolşevik Devrimi?nin liderlerinden Lev Troçki, Freud ile çağdaşı Ivan Petrovich Pavlov?u karşılaştırırken, Pavlov?un bir kuyuyu tanımlayabilmek için o kuyunun içine girdiğini, Freud?un ise kuyuya yukarıdan bakmayı tercih ettiğini belirtiyordu. Pavlov?un yöntemindeki sınırlılıkların Freud?un yöntemiyle önemli ölçüde aşılabileceğini yazan Troçki, buna rağmen her iki bilim adamının da ?materyalist? olduklarını, organik süreçlerin psikolojiyi belirleyen ana etmen olarak gördüklerini vurguluyordu. Elbette her ikisinin yaklaşımına Marksist yöntemin dahil olması halinde, çevre koşulları ve sınıfsal konum da psikolojide etkin diğer belirleyenler olarak değerlendirilebilirdi…
Sonunu kendisi hazırladı
Freud da siyasetten bütünüyle uzak değildi. Kendisini önemli görmekle birlikte yeterli bulmayan Troçki?nin, Sovyetler Birliği?nde iktidarı ele geçiren Josef Stalin?e karşı yürüttüğü mücadelede haklı olduğunu düşünüyordu. Öte yandan, takip eden yıllarda daha büyük bir sorunla yüz yüze kaldı: Sigmund Freud bir Yahudi idi ve Naziler 1938 senesinde Avusturya?ya gelmişlerdi…
Freud kızıyla birlikte Londra?ya taşındı. Artık yaşamının son ayları gelip çatmıştı. Kendi kanserini teşhis eden ve bu mendebur hastalığı bile kendi analiz çalışmalarının bir parçası haline getirmişti. Çene ve damağına yayılan kanser nedeniyle güçlükle konuşuyor ve güçlükle beslenebiliyordu. Trajik bir son olduğunu söylemek lazım. Ama sonunu da kendisi hazırlamak istedi. Doktoru Max Schur?dan bir söz almıştı ve ağrıları iyice ağırlaştığında, Schur?dan artık sözünü yerine getirmesini istedi. Schur 23 Eylül 1939?da Freud?a ilk morfin dozunu enjekte etti. Freud rahatlamıştı, huzurlu bir uykuya daldı. İkinci dozdan sonra ise komaya girdi ve sakince öldü…
Ölümünden önce pek çok ziyaretçisi olmuştu. Bu ziyaretçilerden Virginia Woolf, daha sonra izlenimlerini şöyle aktarıyordu:
?Ünlülerin hemen hepsi tanıyınca insanı düş kırıklığına uğratır ya da can sıkıcıdırlar. Freud böyle değildi, şöhretten değil büyük insan olmaktan gelen bir aurası vardı.?
Sigmund Freud, ilkeleri gereği, geride hiçbir özel belge, kişisel notlar ya da anı defteri bırakmadı. Ölümünden önce tamamını yakmıştı. Bu nedenle, Zihnin Kâşifi: Sigmund Freud adlı kitapta, kitabın içine yerleştirilmiş zarf tasarımlarıyla sunulan belgeler özel bir önem taşıyor. Bu büyük bilim adamına yakışır bir çalışma ve özenli bir baskıyla karşı karşıya olduğumuzu tekrar vurgulayarak bitirmek istiyorum?
Kitabın Künyesi
Zihnin Kaşifi – Sigmund Freud
(Aile Arşivinden Özgün Fotograf ve Belgelerle Sigmund Freud Biyografisi)
Ruth Sheppard
Çeviri: Yonca Aşçı Dalar
İş Bankası Kültür Yayınları / İnceleme – Araştırma
İstanbul, Eylül 2012, 1. Basım
95 sayfa