Babanın Kızı Sendromunun Gizli Kurbanı: Karısının Babasının Gölgesinde Yaşayan Adam
Bu gözlem, Jungiyen psikolojideki “Babanın Kızı” arketipinin en trajik ve en yaygın döngülerinden birini açıklamaktadır. Kadın ve erkeğin içsel bütünlüğünü inceleyen kaynaklara göre, kızın babasının, eşinin (yani kızın annesinin) babasının gölgesinde yaşaması, kuşaklar arası aktarılan bir travma ve güç boşluğunu işaret eder.
Bir kadının, çocukluktan itibaren babasına ayna tutarak büyüdüğünü, kendi dişil kimliğini değil, babasının beklentilerini yansıttığını daha önce konuşmuştuk. Bu kadın, büyüdüğünde bir “Babanın Kızı” olur.
Ancak bu dramın arkasında genellikle daha az konuşulan bir figür yatar: Kızın babası, yani karısının (kendi annesinin) babasının gölgesinde yaşayan adam. Bu, kişisel özgürlüğün güce feda edildiği ataerkil sistemin karmaşık bir yansımasıdır.
Peki, bu koca neden kayınpederinin gölgesinde kalır ve bu durum, kendi kızının hayatını nasıl şekillendirir?
1. Patrikal Giysinin Sırrı: Hayal Kırıklığına Uğrayan Kadın
Bu döngünün başlangıcı, kızın annesidir. Anne de kendi babasının kızıdır ve evlendiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşar.
- İdealize Edilmiş Baba Figürü: Anne, eşine, zamanında kendi babasına yansıttığı idealize edilmiş kahramanı, “parlayan şövalyeyi” ya da “seven kurtarıcıyı” yansıtır.
- Gölgelenen Koca: Evlendiği adam, maalesef bu fantaziyi karşılayamaz. O, güçlü Kral değil, daha çok “Prens Eş” (prince consort) gibidir. Kadın, eşinin aradığı kahraman olmadığını anladığında, hayal kırıklığına uğrar ve acılaşır.
- Güç Boşluğunu Doldurmak: Eşinin gücünün ya da otoritesinin zayıf kaldığı yerde, kadın bilinçdışı bir güçle (patriarkal anne olarak) sistemi devralır. Ailede hayat, sevgi sularıyla değil, “mükemmellik talep eden irade gücüyle” beslenir. Koca, karısının babasının otoritesini taşımadığı için, kadın kendi babasının (kayınpederinin) otoriterliğini üstlenir ve haneyi “buyurgan bir kraliçe—patriark olarak anne” olarak yönetir.
2. Gölgede Kalan Baba Figürleri: Puer ve Sanatçı
Kendi karısının (kızının annesinin) babasının gölgesinde kalan bu adam, genellikle iki farklı psikolojik profilden birini sergiler:
A. Duygusuz Otoriteye Karşı İdealist Puer (Ebedi Genç)
Bu baba, dünyayı yöneten katı patriarkal güce uyum sağlayamamıştır.
- Hayattan Kopuk Ruh: O, ruhunun bedeninden uzaklaştırıldığı bir durumda kapana kısılmış, bedensiz bir ruha sahip olabilir. Kaynaklarda adı Jaffa olan bir analizan örneğinde, sanatçı olan babası, karısının maddi refahı tehdit ettiği gerekçesiyle ondan yabancılaşan çekici bir puer (ebedi genç) idi.
- Sanat/İdeallere Sığınma: Bu tür babalar, karılarının dünyasını (maddiyat, gerçeklik) tehdit eden yüksek idealler, sanat, şiir ya da felsefe gibi hayatın dışındaki kendi dünyalarını kurarlar. Jaffa’nın babası da “sanat dışı kendi dünyasını” kurmuştu.
- Kızını Kutsama: Bu baba, karısından alamadığı ruhsal desteği kızından bekler. Kızıyla “gizli, değerli bir dünya” paylaşır. Ancak bu, kızı için tehlikelidir; baba, kızı tarafından kutsanan kendi imajına kızı hapseder. O, kızını “kraliçe” yaparak yaşamasına izin vermemiş, onu “hayalindeki mükemmel kadın imajına” kurban etmiştir.
B. Kaçan veya Suçlanan Adam
Bazı durumlarda baba, fiziksel olarak ilişkiyi terk ederek gölgeleşir:
- Yokluk Kaynaklı Fantazi: Baba, alkolizm, boşanma veya ölüm yoluyla ortadan kaybolmuş olabilir. Bu durumda kızı, “keşke babam eve gelseydi, hayat ne kadar mükemmel olurdu” gibi bir fantezi kurarak büyür.
- Duygusal Şantaj Mağduru: Baba, ayrıldıktan sonra bile karısı tarafından duygusal olarak şantaja uğrar. Bu, kızın gözünde babanın zayıflığını pekiştirir ve çocuk, annenin yaptığı her şeydeki dürüst olmama durumunu görerek kendini şantaja uğramış hisseder.
- Travmatik Tekrar: Kızın babası, kendi eylemsizliği ve karar verme yeteneksizliği nedeniyle karısının gölgesinde kalmıştır, tıpkı Jaffa’nın babasının yaptığı gibi. Jaffa’nın babası, kızının sevdiği adamla evlenmesini engelleyerek, kendi kurtuluşu için kızı feda etmiştir.
3. Kızın Trajedisi: Yanlış Erilliğe Duyulan Hayranlık
Babasının karısının babasının gölgesinde kalması, kızın içsel dinamiklerinde büyük bir yarılma yaratır:
- Erkeğin Gölgesine Körlük: Babanın kızı, babasının gölge yanına (ki bu gölge, babasının zayıflığı veya bilinçsizliği olabilir) karşı kör olarak büyür. Sonuç olarak, o, herhangi bir erkeğin gölge yanına karşı da kördür ve erkekleri tanrısal ya da hayvansal (aşırı güçlü) varlıklar olarak görme eğilimindedir.
- Yanlış Bütünleşme: Kendi dişil kimliği zayıf olduğu için, bu kadın bilinçdışında, annesinin aradığı ve bulamadığı idealize edilmiş maskülen figürü (annesinin animus‘unu) çekebilir. Yani, hayatı boyunca taklit etmemeye çalıştığı kadının (annesinin) bilinçdışı imajını yaşar.
- Tekrar Zorlantısı: Kızı büyüdüğünde, kendi babasının durumunu tekrarlayan veya annesinin zulmünü tekrarlayan bir partner bulur. Jaffa, annesinin otoritesinden kaçmak için, ironik bir şekilde annesinin zulmünü fiziksel ve psikolojik olarak tekrarlayan bir adamla evlenmişti.
Sonuç olarak, kayınpederinin gölgesinde kalan baba, ne kadar sevecen olursa olsun (örneğin Jaffa’nın babası gibi), kendi kızını içsel evlilikten (bilinçli eril ve dişil birliği) mahrum bırakır, çünkü kendi erilliği felç olmuştur. Kızın özgürleşmesi, ancak kendi içindeki hem kurbanı hem de zorbanın gücünü kırmasıyla ve babasından aldığı hediyeleri (sevgi, yaratıcılık) kabul edip, babasının kaçışını reddetmesiyle mümkün olur. Bu, ailedeki “tekrar zorlantısı” döngüsünü kırmanın tek yoludur.



