“Muhteşem Süleyman” – Hikmet Temel Akarsu

Tarih yükselen bir disiplin. Son zamanlarda prestiji doruklarda olan bir sosyal bilim. Bunda, post-modern çağ kültür, sanat ve siyasetinin özellikleri çok etkili. Yanısıra, son dönemde ortaya çıkan karizmatik bazı bilim adamlarının medyadaki gösterişli sunumlarının yarattığı haşmet de etkili olmakta. Tarih; tarihte(!) hiç olmadığı kadar kitlelere malolmakta. Popülerleşmekte, okunmakta, izlenmekte, tartışılmakta, hatta daha da ileri gidilip yeniden yazılmakta. Bu yükseliş döneminin ardından, yeni ve çok daha donanımlı bir tarihçi kuşağının yetişeceğini öngörmek kahinlik olarak görülmemeli. Tüm bunlar hayırlı gelişmeler.

Lakin bütün hayırlı gelişmeler gibi, bunlar da ardı sıra komplikasyonlarını getirmekteler. Nitekim, post-modern çağ edebiyatının imaj-imge-servet avcısı yazarları bu verimli ve giderek popülerleşme yolunda dev adımlar atan disiplinin getirisinin farkına varmakta gecikmediler. Ondan sonra ortalığı öyle bir toz bulutu sardı ki; sorma gitsin. Bilen bilmeyen herkesin popüler tarih yazıcılığına soyunduğu ve tecrübesiz Türk okurunun bu rüzgarların peşinden savrulup bunları has edebiyat olarak algıladığı garip bir şarlatanizm dönemi başgösterdi. Ve işte o noktada gerçek bilim adamlarının tarih yazıcılığı her zamankinden daha fazla önem kazanmaya başladı. Bilimsel alandaki saygınlık, güvenilirlik ve kalite skalası, tarihçiler arasında adı konmamış bir kast sistemi yarattı ve bu da bence çok hayırlı oldu. Gerçekten nitelikli olanla, popüler kültür ögesi olan arasındaki fark önce kültür çevrelerine, daha sonra da okurlara yansımaya başladı.

Kitap Yayınevi tarafından hazırlanan Muhteşem Süleyman adlı derleme kitabı tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak ele alındığında oldukça anlamlı ve önemli bir çalışma olarak göze çarpmaktadır. Kitap, bilimsel alanda saygınlığı kanıtlanmış tarih hocalarının ve akademisyenlerin tarihin belli bir dönemini sarih belgelerle kayıt altına aldıkları, rezüme ettikleri, akademik üslup ve adabın tadında ve dozunda uygulandığı, fakat okurda belli bir ilgiyi ayakta tutabilecek popüler konuların dışlanmadığı başarılı bir eser.

Kitabın bir yazarı yok. Utangaçça kendine editör diyen saygın bir derleyicisi var: Bahçeşehir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Kumrular. Hemen belirtelim; kendisini editör olarak betimleyen bu alçakgönüllü tarih doçentinin de değerli bir makalesi kitabın 127. sayfasında yer almakta: ?İmparatorluğun ?Uçbeyi? I. Ferdinand?ın Kanuni?yle İlk Yılları?.

Muhteşem Süleyman, kitabında makaleleri ile yer alan değerli bilim adamları Halil İnalcık(Prof. Dr. Bilkent Üniv.), İdris Bostan (Prof Dr. İ.Ü.), Feridun Emecen (Prof Dr. İ.Ü.), Metin Kunt (Prof. Dr. Sabancı Üniv.), Emilio Sola (Prof. Dr. Alcala Üniv.), Özlem Kumrular (Yrd. Doç. Dr. Bahçeşehir Üniv.) Miguel Angel De Bunes Ibarra (Dr. Madrit Bilimsel Araştırmalar Kurumu), Paulino Toledo (Dr. Şili Büyükelçiliği Kültür Bölümü), Xavier Selles-Ferrando (Viyana?daki İspanya Büyükelçiliği basın ve kültür danışmanı.), Alain Servantie (Dr. Avrupa Komisyonu), Fernando Fernandez Lanza (Dr. Alcala Üniv. Kültür İşleri Direktörü), James Nelson Novoa (Dr. Pisa Üniv.) ve Nurcan Yazıcı (Trd. Doç Dr. Mimar Sinan Üniv.)

Kitabın sunum yazılarında altı çizili olarak belirtildiği gibi Kanuni Sultan Süleyman dönemi Osmanlı İmparatorluğu?nun en iyi belgelendirilmiş tarihsel dönemlerden biri. Bu nedenle, bu döneme ait bir bilimsel makaleler derlemesi oluşturmak apayrı bir önem taşıyor. Çünkü bu sayede, çoğu ?tarihsel asparagas?, hamaset ve propagandadan oluşan yapay bir tarihsel söylemin dışına çıkarak bir devri enine boyuna kavramak mümkün olabiliyor. Makalelerin, akademik literatürde olması gerektiği gibi kaynakça, referans ve dipnot zenginliğine sahip olması ise ciddi okumalar yapmak isteyen tarih meraklılarına yol gösterici mahiyette.

Kitabın editörlüğünü üstlenen akademisyen Özlem Kumrular, makaleleri seçer, sıralar ve sunarken yılların değme editörlerinden daha akılcı tercihler içinde olmayı başarmış. Bu profesyonel ve akılcı yaklaşımlar kitaba ilginin artmasına neden olacak mahiyette. Şöyle ki; kitapta yer alan ilk makale yaşayan tarihçilerimizin en önemlisi olarak kabul edilen Profesör Halil İnalcık?a ait ve Osmanlı?nın inkıraz yıllarından bu yana karamsarlık içinde olan tüm Türklere övünç ve teselli kaynağı olmuş bir popüler tarih ögesini bağrında taşıyor. Muhteşem Süleyman?ın devrin en güçlü hükümdarlarından olan İspanya Kralı V. Carlos ile mücadele eden Fransa ile ittifakını konu edinen makalenin konusu, bilindiği üzre, hamaset edebiyatımızın Katerina ile Baltacı olayından sonra en çok sevdiği konudur. Kuşkusuz böylesi popüler bir konunun dünyaca saygınlığı kabul edilmiş bir bilim adamının kaleminden okunması hem çok hoş hem de kitabı ortalama okur için cazip kılan bir şey. Benzer şekilde, kitabın 169. sayfasında yer alan Paulino Toledo?ya ait ?Türkiye Seyahati Adlı 16. Yüzyıl Anonim İspanyol Eserine Göre Türklerde Esaret Sistemi? adlı makalede Türk Edebiyatı?nda yıllar boyunca tartışılmış olan ve hala üzerinde çekişme yürütülen, habisleşmiş bir konuya zekice el atılmakta. Makale, makaleciye ait ve münferiden başarılı olsa da editörün bu makaleye bu derlemede bu formatta yer vermesi zekicedir. Çünkü bir İspanyol köle ile efendisi olan Türk Paşa?nın arasında geçenlerin konu edildiği ve artık anonimleşmiş kabul edilen, esrarengiz bir İspanyol yazarına ait Türkiye Seyahati adlı esere tıpatıp benzeyen bir yerli roman ülkemizde uzun süreli intihal tartışmalarına yol açmıştı. Eserin yazarının ?Düvel-i Muazzama?nın(!) tutkulu desteği sonucunda dünya çapında bir saygınlığa oturtulması ise sözkonusu tartışmanın yeniden alevlenerek habisleşmesine yol açmıştı. Dolayısıyla editörün, bu eser hakkında, saygın tarihçilerce yazılmış bir makaleyi derlemesine yerleştirmesi oldukça zekice bir davranış olarak değerlendirilmelidir.

Muhteşem Süleyman kitabını popüler tarih okumalarından bıkmış, vasıflı tarihsel bilgiye yönelmeye meyletmiş okura tavsiye ederim. Milliyetçi hamaset ve şovenizm bataklığına sapmaksızın görkemli tarihimiz hakkında bilgi edinmek isteyen aklıselim okur bu kitapta çok değerli bilgilere ulaşacak, gerçek tarih okumanın tadını alacaktır. Yanısıra, sürekli serzenişle insanlar aidiyetlerinden soğutulurken ve her türlü milli gurur kaynağı hasırlatı edilip ötelenirken parıltılı bir devrin hakkını teslim etmekte korkak davranmayan bir kitap Muhteşem Süleyman. O yüzden ?Büyük Türk?, ?Muhteşem Süleyman? gibi devrine malolmuş, sahihleşmiş kavramları, bilimselliğin şemsiyesinin altında olmanın verdiği özgüvenle, hiçbir komplekse kapılmadan zikredebilen makaleler barındırıyor.

Muhteşem Süleyman?ı bir eser olarak hangi türe sokacağımızı tartışmaya sıra geldiğinde doğrusu buna derleme deyip işin içinden çıkmayı kendime yediremem. Bu değerli kitaba ?konsept kitap? demeyi daha doğru bulurum. Daha çok batıda, bir tür müzik albümleri için kullanılan bir kavram bu. Belli bir temaya odaklanmış, onun çevresinde dönen duygu, düşünce, olay ve bilgi yoğunluğunu veren konsantre çalışmalar oluyor bunlar.

Bir ?konsept kitap? olarak Muhteşem Süleyman makaleler derelemesi, sığ duygusallıklardan uzak, önemli tarihsel gerçeklere el atarak günümüze de çok önemli göndermelerde bulunuyor. Bunlar arasında en önemlisi, 16. Yüzyıl?ın süper gücü olan Osmanlı İmparatorluğu?nun, Avrupa devletler sisteminin en önemli ögesi, kopmaz bir parçası ve belirleyici unsuru olması gerçeğidir. Ve Osmanlı?nın denge siyaseti dolayısıyla, rakiplerini bölme politikası ve buradan hareketle ortaya çıkan milli Avrupa devletlerinin yeni çağı deverana geçirmesi…

Türkiye?nin Avrupa tarihinin bir parçası olmadığını, apayrı bir dünyaya ait olduğunu belirten mahfillerin de bu değerli bilimsel makalelerden haberdar olmasını dilerdim.

Yazan: Hikmet Temel Akarsu
htakarsu@gmail.com

Kitabın Künyesi
Muhteşem Süleyman
Editör: Özlem Kumrular
Kitap Yayınevi
Baskı Tarihi: Eylül 2007
Derleme ? 292 Sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir