Biz Serçeler – Yordan Radickov

Bulgar yazarı Yordan Radickov’un, bir serçenin ağzından hoş ve esprili anlatımıyla yazdığı bu kitabı seveceğinize inanıyoruz.
“Belirli bir süre yuvada yaşadıktan sonra, ana babamız bir gün şöyle dediler: ‘Haydi, artık uçmayı öğrenmenizin ve kendi yiyeceğinizi bulmanızın zamanı geldi!’
Babamız çok sert bir adamdı, az konuşurdu. O gün çok iyi anımsıyorum. Bir kedi, babamın kuyruğundan iki tüy koparmıştı ve bu yüzde babam eve çok keyifsiz geldi. Yüzünden düşen bin parçaydı. Yuvaya konup şöyle düşünceli düşünceli durdu bir süre. Birkaç kez ‘hım, hım’ dedi ve sonra bizi yuvadan aşağıya atmaya başladı.
O güne kadar hiçbirimiz uçmamıştık. Çok korktuğumu, dehşete kapılarak kanat çırpıp gördüğüm ilk dala tutunduğumu anımsıyorum. Rahatlayıncaya dek uzun süre dalda, yürek çarpıntısı içinde bekledim. Babamsa, korkuma aldırmadan, kardeş serçeleri birer birer kapıp yuvadan atıyordu…” Yuvadan ilk kez uçacak olan bir serçenin sözleri bunlar ve kitabımız böyle başlıyor. sonra ne mi oluyor? Neler, neler… Serçeciğin, kardeşi Çir’in, Aziz Beyefendiciğim’in ve öteki kardeşlerinin yaşadığı hoş, heyecanlı serüvenleri, Pis Kokulu Karga’yı merak ediyor musunuz? Tanışın o zaman Biz Serçeler’le…

Kitabın Künyesi
Biz Serçeler
Yordan Radickov
Çeviren: Elen Kırçeva
Evrensel Basım Yayın
Baskı Tarihi: 1995
152 sayfa

Yordan Radickov’un Hayatı
1929’da Kalimanitsa – Berkovitsa’da doğmuştur. Bir köylü ailesinin oğlu olan Radiçkov, 1952-1962 yılları arasında gazetecilik yaptı. Köy yaşamı üstüne yazdığı öykülerinin yanı sıra, çağdaş Bulgar edebiyatını çok zenginleştiren, kendine özgü bir gülmece, alay ve taşlama biçemiyle yazdığı düzyazıları vardır.
Radiçkov, yazı konularını, ülkenin sanayileşmesi ve kentleşmesi sonucu, eskiyle yeninin çatışmasından, alışılageldik köy ve yaşam biçiminin ortadan kalkmasından doğan ortamdan alır. Radiçkov, büyük bir anlatma sevinci içinde çelişkili, komik ya da trajik olanı keskin bir gözlemleme yeteneğiyle, sık sık aptalca davaranışlarda bulunan insanları ve günlük yaşamda ortaya çıkan gariplikleri, sevecenlikle ve höşgörüyle vermiştir. Düzyazıları, halk masallarında olduğu gibi, gerçek ve fantastik olanı birlikte içerir. 2. Dünya Savaşı sırasında, halkının faşizme karşı mücadelesini dile getiren öyküleri ve yaşananları alaycı bir bakışla ele aldığı oyunları da vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir