İsmail Gümüş’ün Cumhuriyet Yayınları arasında 2010 yılında çıkan kitabı Boşnak Türküsü’nde birbirinden güzel yirmi dört öykü bulunuyor.
Yazar yaşadıklarını yazmış. İnsanı sarıp sarmalayan, akıcı ve hoş bir anlatımı var. Hiç zorlanmıyor, saçmalamıyor, sanat yapma kaygısı taşımıyor.
“Karanlığın Ağırlığı” öyküsünden söz edeyim size birazcık.
Sokakta yaşayan yaşlı adam ve en az kendi kadar yaşlı ve aç bir köpek bu öykünün kahramanları. Askerden bir türlü gelmeyen oğlunu beklemektedir yaşlı adam. Tren istasyonunda bekleyen yolcuların arasında, sıradan biri olarak biraz da soğuktan korunma umuduyla vakit geçirmektedir. Köpeğinin bir çocuğun elindeki ekmeği kapması, yaşlı adamın istasyondan kovulmasına yol açar. Gidecek bir yeri olmayan yaşlı adam, bu saatte açık olduğunu ve sobanın yandığını düşündüğü köfteci dükkanına gider. Orada da kendisiyle alay edilir.
Yaşlı adam oldukça ciddidir ve oğlunun ne zaman geleceğini sormaktadır. Onun öldüğünü herkes bilmektedir.
İsmail Gümüş yöresel dili tam kıvamında yansıtıyor. Öykü kahramanları aynı yörenin insanları. Birçok isim birçok hikayede aynı. Bunların karakterleri de değişmiyor. İbro, Hayri… Boşnakça konuşuyorlar.
Savaşların kaçınılmaz sonu göçler ve muhacirlik… Ardından gelen yoksulluk, yalnızlık, terk edilip gelinen yerlere bitip tükenmeyen özlem, kuşaklar boyunca… Istranca dağlarındaki yaşama özlem…
“Kasabanın ışıkları henüz yanmamıştı. Akşam treni ile gelen yolcular, ellerinde bavullar buz tutmuş kaldırımlarda düşmeden yürüme çabası içindeydi. Yaşlı adam bir ara soluklanmak için durdu. Sürekli peşinden gelen köpeği hemen yanındaydı. Buz üstünde titreyerek bakan sahibine “neden durdun?” der gibi bakarken yaşlı adam titrek bir sesle, “kaçe doç?” –Ne zaman gelecek?” dedi. Kara köpeği yanıt vermek yerine salt kuyruğunu sallamakla yetindi. Bu kez yaşlı adamın ıslak gözleri birden parladı. Umut pırıltıları dolaştı yüzünde.Köpeğinin kuyruk sallayışını umut veren bir yanıt mı sanmıştı ne? Ilıdı birden buzlu akşamı, kuru kemikleri ısındı orada.” (s.217-218)
Kitabın arka kapağında Melih Cevdet Anday şöyle diyor: “İsmail Gümüş adlı büyük bir öykücümüzün bulunduğunu yemin ederim bilmiyordum. Onun Boşnak Türküsü adlı kitabını hayranlıkla okudum, dostlarıma övdüm ve okumalarını salık verdim. (…)
İsmail Gümüş’ün öykülerinde, Boşnaklığa bir de göçmenlik eklenmektedir ki, yapıtın dramatik öğesini yüklenen belli başlı izleklerden biridir bu.”
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz değerli yazarımızın anısı önünde saygıyla eğilerek…
Kitabın künyesi:
Boşnak Türküsü
İsmail Gümüş
Cumhuriyet Yayınları 2010, 243 sayfa, öykü.