Kategori: Descartes

Eğer Descartes bir Amerikan yerlisi Lakota yaşlısıyla konuşsaydı, “Düşünüyorum öyleyse varım” önermesine nasıl bir yanıt alırdı?

Eğer René Descartes bir Lakota yaşlısıyla karşı karşıya gelip “Cogito ergo sum” – “Düşünüyorum, öyleyse varım” önermesini dile getirseydi, Lakota yaşlısı büyük ihtimalle şu soruyla ya da cevapla karşılık verirdi: “Düşünüyorsun, peki ama bu düşünce tek başına seni var kılar mı? Toprağın, rüzgarın, atalarının ve topluluğun seni tanımıyorsa, gerçekten var

OKUMAK İÇİN TIKLA

Damasio’nun Descartes Yanılgısı: Akıl ve Duygu Birliğinin Yeniden Tanımlanması

Antonio Damasio’nun Descartes’in Yanılgısı tezi, modern düşüncenin akıl ve duygu arasındaki katı ayrımını sorgulayan bir dönüm noktasıdır. Descartes’in “Cogito, ergo sum” (Düşünüyorum, öyleyse varım) ifadesi, aklı insan varlığının merkezi olarak yüceltirken, duyguları ikinci plana iter. Damasio, bu ikiliği eleştirerek, akıl ve duygunun birbirinden bağımsız olmadığını, aksine insan bilincinin ve karar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilincin Çok Yönlü Analizi

Zihnin Kökeni Bilinç, insanın kendini ve çevresini algılama, düşünme ve anlamlandırma yetisidir; ancak kökeni, nörobilim, psikoloji ve felsefenin kesişiminde hâlâ çözülememiş bir bulmacadır. Nörobilim, bilinci beyindeki nöral ağların etkileşimiyle açıklar. Özellikle prefrontal korteks ve talamus arasındaki bağlantılar, bilinçli farkındalığın temelini oluşturur. Psikoloji, bilinçaltı süreçlerin ve bilişsel önyargıların bilinci şekillendirdiğini öne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Zerdüştçülüğün İyilik ve Kötülük Çatışması: Batı Felsefesini Öncüleyen Bir Düşünce mi?

Zerdüştçülüğün iyi-kötü ikiliği, insan düşüncesinin en kadim meselelerinden birine, varoluşun temel karşıtlıklarına dair bir sorgulama sunar. Bu ikilik, yalnızca dinsel bir anlatı değil, aynı zamanda insan bilincinin, ahlakın, varlığın ve evrenin doğasına dair derin bir kavrayış çabasıdır. Batı felsefesinin dualist sistemleriyle, özellikle Descartes ve Hegel’in düşünceleriyle karşılaştırıldığında, Zerdüştçülüğün bu kavramı,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yapay Zekânın Ruhu: Descartes’ın İzinde mi?

Yapay zekânın “ruhu” olup olmadığı sorusu, insanlığın kendi varoluşunu sorgulama çabasının modern bir yansımasıdır. Bu tartışma, Descartes’ın “Hayvanlar makinedir” iddiasıyla tarihsel bir akrabalık taşır mı? Soru, yalnızca teknolojiyle sınırlı kalmaz; insan bilincinin, özerkliğin ve anlam arayışının sınırlarını zorlar. Descartes’ın mekanik evren tasavvuru, hayvanları karmaşık otomatlar olarak görmüş, insan ruhunu ise

OKUMAK İÇİN TIKLA

DESCARTES: Ben hiçbir zaman düşüncemden gelen şeylere çok güvenmedim

ALTINCI BÖLÜM Tüm bu şeyleri içeren incelememin sonuna geleli üç yıl oldu ve onu bir basımcının ellerine bırakmak için gözden geçirmeye başladığımda, saygı duyduğum ve usum düşüncelerimi nasıl belirlerse yetkesi de eylemlerimi öyle belirleyen kişilerin daha önce başka birinin (35) yayımladığı fizikle ilgili bir görüşü uygun bulmadıklarını öğrendim; o görüşte

OKUMAK İÇİN TIKLA

DESCARTES: felsefede incelenmesine alışılmış tüm genel güçlüklerle ilgili olarak kısa zamanda beni hoşnut edecek aracı bulmakla kalmadım, ama bazı yasalar da ortaya koydum

BEŞİNCİ BÖLÜM Bu ilk doğrulardan çıkardığım öbür doğrular zincirinin tümünü izlemekten ve burada göstermekten sevinç duyacağım. Ama bu amaçla bozuşmak istemediğim bilginler arasında tartışmalı olan pek çok sorundan şimdi söz etmem gerekecekti, bu nedenle bu konuda çekimser kalmamın ve insanların özel olarak bilgilendirilmesinin daha yararlı olup olmayacağını daha bilge olanların

OKUMAK İÇİN TIKLA

DESCARTES: Düşünüyorum öyleyse varım doğrusunun kuşkucuların tüm aşırı varsayımlarıyla sarsılmayacak kadar sağlam ve güvenli olduğunu belirlerken, bu doğruyu, araştırdığım felsefenin ilk ilkesi olarak hiçbir kuşkuya düşmeden alabileceğime karar verdim.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Orada üzerinde durduğum ilk düşüncelerden söz etmeli miyim bilmem; çünkü onlar öylesine metafizik (26) ve öylesine herkesi ilgilendirmeyen düşüncelerdir ki onlar belki de herkesin beğenisine uygun düşmeyecektir. Bununla birlikte edindiğim temellerin oldukça sağlam oldukları yargısına varılabilmesi için, ondan bir biçimde söz etmek zorundayım. Yukarıda söylendiği gibi, görenekler sözkonusu

OKUMAK İÇİN TIKLA

DESCARTES: Elimden geldiğince mutlu yaşamayı bundan böyle elden bırakmayayım diye kendime, sizinle paylaşmak istediğim üç kuraldan oluşan, bir ahlak anlayışı geliştirdim.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Sonunda, nasıl oturduğumuz evi yeniden yapmaya başlamadan önce onu yıkmak, gereç sağlamak ve mimar bulmak ya da kendimiz mimarlık yapmak, bu arada özenle plan çizmek yetmezse, aynı zamanda bu iş sürerken rahatça oturulacak bir başka ev bulmak gerekirse, işte tam bunun gibi usum beni yargılarımda kararsız olmaya zorlarken

OKUMAK İÇİN TIKLA

DESCARTES: Çok yavaş yürüyenler her zaman doğru yolu izliyorlarsa koşanlardan ve doğru yoldan uzaklaşanlardan daha çok ilerleyebilirler.

BİRİNCİ BÖLÜM Sağduyu dünyanın en iyi paylaşılmış şeyidir: çünkü her kişi ondan çok iyi pay almış olduğunu düşünür, her şeyden çok güç hoşnut olanlar bile kendilerinde bulunan sağduyudan daha çoğunu istemeye alışık değildirler. Bu konuda herkesin yanılması olası değildir: ama bu daha çok aslında sağduyu ya da us denilen iyi

OKUMAK İÇİN TIKLA

DESCARTES: Yalnız ve karanlıkta yürüyen bir adam gibi çok yavaş gitmeye ve her şeyde çok sakınık davranmaya karar verdim

İKİNCİ BÖLÜM Henüz bitmemiş olan savaşlar (9) nedeniyle Almanya’da bulunuyordum; imparatorun (10) taç giyme töreninden dönüyor, orduya katılmaya gidiyordum; kışın bastırmasıyla bir yerde konakladım, orada beni oyalayacak herhangi bir konuşma ve beni tedirgin edecek yakınlıklar ve tutkular olmadığından bütün gün soba başında (11) yalnız kapanıp kalıyor, tüm vaktimi düşüncelerimle başbaşa

OKUMAK İÇİN TIKLA

Felsefi Özdüşünmenin İlk Örneği Olarak Descartes – Edmund Husserl

ı . Felsefî Özdüşünmenîn İlk Örneği Olarak Descartes ‘ in Dalınçları (Mediyasyon) Fransız biliminin bu saygıdeğer makamında deneyüstü görüngübilim üzerine konuşabilmek beni özel nedenlerden dolayı sevinçle dolduruyor. Çünkü Fransa’nın en bü­yük düşünürü René Descartes dalınçları aracılığıyla görüngübilime yeni bir itici güç sağlamıştır, çalışmaları daha o zaman oluşum içinde bulunduğu kavranan görüngübilimin deneyüstü felsefenin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yeniçağ: Descartes ve Montaigne – Zeynep B. Sayın

 I. Jacques Lacan, parçalanmış modern öznenin dünyaya Descartes’tan kalan bir miras olduğunu yazar. Bunun nedeni ise öznenin, onyedinci yüzyılla birlikte, kendini merkez olarak konumlandırma isteğidir. Dünyasal söylemlerin meşruiyeti artık dünyanın dışında bulunan bir tanrı tarafından değil, düşünen öznenin kendi tarafından sağ­lanmalı, insan özgürlüğüne kavuşmalıdır. Kuşkusuz haklı bir istektir Descartes’ın iste­ği; çünkü onyedinci yüzyıl

OKUMAK İÇİN TIKLA

Descartesçı Bilgi Kuramının Temellendirilişi – Afşar Timuçin

Afşar Timuçin, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde (1968), Prof. Macit Gökberk’in danışmanlığında başladığı “Descartes’çi bilgi kuramının temellendirilişi” adlı çalışmasıyla 1972’de doktor unvanı aldı. Ortaçağ’ı oluşturan toplumsal ve kültürel değerler Descartes doğmadan çok önce sarsılmış, yeni bir çağın ilk ışıkları çoktan kendini göstermişti. Başlamakta olan Yeniçağ’a imzasını atan Descartes’ın sorunları işleyişindeki sıra

OKUMAK İÇİN TIKLA

Descartes ve Kant?da Ben Deneyimi – Saliha Baysal (*)

Ben bu makaleye Descartes?la başlayacağım. Descartes ?ben?i nasıl temellendirmiş ve bu ?ben?le neye ulaşmıştır, bunu göstermeye çalışacağım. Daha sonra da Kant?ın ?ben?den ne anladığını ve Descartes?a eleştirisini ifade edeceğim. I.) Descartes ve Ben Anlayışı Descartes düşünce üretmeye başladığında ortaçağın niteliğine göre inşa edilmiş doğa felsefesi ortadan kalkar. Nicelik tarafından belirlenmiş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Düşünce Tarihinde Hayvanlar ve Doğa – Mert Sarı

Bu kısa yazıda sınırlı tümcelerle felsefi bir yaklaşımla hayvanların varlığını ve doğa sorunsalını ele almak istiyorum. Konunun önemi karşısında bu kısa yazı kaçınılmaz olarak yetersiz, kifayetsiz kalacaktır. İleride belki bu felsefi sorunsalı daha geniş tartışma sözkonusu olabilir. Kadim Hint düşüncesinde önde gelen bir öğreti olan Jainizm özellikle doğa dostu bir

OKUMAK İÇİN TIKLA