Kategori: Romanlar

Tutunamayanın Varoluşsal Çıkmazı: Selim Işık’ın Kimliği Üzerine Bir İnceleme

Selim Işık, Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar romanında, modern bireyin toplumsal normlara uyum sağlayamama halini temsil eden bir karakterdir. Onun “tutunamayan” kimliği, bireyin kendi varoluşunu sorguladığı, toplumun dayattığı anlam kalıplarıyla çatıştığı bir zihinsel ve duygusal durum olarak ortaya çıkar. Bu kimlik, özellikle varoluşçuluk kuramı çerçevesinde derinlemesine açıklanabilir; çünkü varoluşçuluk, bireyin özgürlüğüne, anlamsızlıkla

OKUMAK İÇİN TIKLA

Beyaz Gürültünün Yankıları: Don DeLillo’nun White Noise Romanında Tüketim, Medya ve Ölüm Korkusunun Postmodern Birey Üzerindeki Etkileri

Don DeLillo’nun White Noise romanı, modernitenin tüketim kültürü ve medya bombardımanının insan bilincini nasıl şekillendirdiğini, ölüm korkusunu nasıl bir saplantıya dönüştürdüğünü ve postmodern bireyin gerçeklikten kopuşunu nasıl hızlandırdığını derinlemesine sorgular. Roman, bireyin psişik durumunu, sürekli bilgi akışının kaotik döngüsünde ve anlam arayışının kırılganlığında ele alırken, “hava kaynaklı toksik olay” gibi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yüzüncü Ad’ın Felsefi ve Kültürel Haritası: Kimlik, Hakikat ve Medeniyet Arayışı

Amin Maalouf’un Yüzüncü Ad romanı, 17. yüzyılın çalkantılı dünyasında Baldassare Embriaco’nun “Yüzüncü Ad”ı arama yolculuğunu merkeze alarak, bireysel ve evrensel arayışların kesişim noktalarını sorgular. Roman, felsefi, kavramsal, psişik, politik ve tarihsel katmanlarıyla, insanlığın hakikat, kimlik ve medeniyetle olan karmaşık ilişkisini inceler. Aşağıda, romanın bu çok boyutlu yapısını, sorulardaki temalar etrafında,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kara Kitap’ın Üç Silahşörler Bölümünde Kuram, Kavram ve Tarihsel Doku

Orhan Pamuk’un Kara Kitap adlı eserinde “Üç Silahşörler” bölümü, postmodern anlatının karmaşık katmanlarını, kimlik arayışının derin çelişkilerini ve Türk entelektüel tarihinin izlerini ustalıkla işler. Bu bölüm, hayali yazarlar Adli, Bahti ve Cemali üzerinden kuramsal, kavramsal, psişik, politik ve tarihsel soruları birbiriyle harmanlayarak okuru anlamın sınırlarında gezdirir. Postmodern Anlatının Aynaları “Üç

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yerçekiminin Gökkuşağı: Kaos, Düzen ve Anlam Arayışının Postmodern Sahnesi

Thomas Pynchon’ın Gravity’s Rainbow (Yerçekiminin Gökkuşağı), entropi, kaos ve sistemler teorisi gibi kavramları merkeze alarak postmodernizmin çok katmanlı yapısını inşa eder. Roman, bireyin anlam arayışını kaos ve düzen arasındaki gerilim üzerinden sorgularken, modernizmin “büyük anlatılar”ına karşı eleştirel bir duruş sergiler. Entropinin Ağı: Kaos ve Düzenin Çatışması Gravity’s Rainbow, entropiyi yalnızca

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aysel’in Varoluşsal ve Toplumsal Sınırları: Adalet Ağaoğlu’nun Ölmeye Yatmak Romanında Çok Katmanlı Bir İnceleme

Adalet Ağaoğlu’nun Ölmeye Yatmak romanı, Aysel karakteri üzerinden bireyin modernist arayışlarını, toplumsal baskılarla mücadelesini ve içsel çatışmalarını derinlemesine ele alır. Aysel’in hikayesi, bireysel özgürlük, toplumsal normlar ve varoluşsal sorgulamalar arasında sıkışmış bir ruhun portresidir. Bu inceleme, Aysel’in karakterini kuramsal, psikolojik, felsefi, ahlaki, politik, metaforik ve antropolojik açılardan analiz ederek onun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Geceyarısı Çocuklarının Özgürlük ve Kimlik Arayışı: Salman Rushdie’nin Postmodern Ulus Sorgulaması

Salman Rushdie’nin Midnight’s Children romanı, Hindistan’ın bağımsızlık sonrası tarihini, bireysel hikâyelerle iç içe geçirerek, postkolonyal bir anlatının sınırlarını zorlar. Postmodernizmin parçalı, çoksesli ve çoğulcu yapısını benimseyen roman, ulus-devlet mitini sorgular ve bireyin politik tarihle ilişkisini yeniden tanımlar. Saleem Sinai’nin hikâyesi, bireysel kimliğin kaotik, çok katmanlı ve tarihsel bağlamda nasıl şekillendiğini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Metinlerarasılık ve Üstkurmacanın Merkezsiz Özne ile Kesişimi: Calvino’nun Okuyucu Labirenti

Anlamın Kaygan Zemini: Metinlerarasılığın Çözülmesi Italo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu romanı, metinlerarasılığın sınırlarını zorlayarak anlatıyı bir ayna oyunu gibi kurgular. Metinlerarasılık, metinlerin birbirine göndermeler yaparak anlamı sabit bir çerçeveye hapsetmekten kaçınır; aksine, her metin başka bir metnin yankısı, parçası ya da gölgesi olarak var olur. Calvino, romanında

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hovsep Vartanyan’ın Akabi Hikâyesi, aşkın gücünü ve birey üzerindeki derin etkisini gözler önüne seriyor.

2024’te –mevcut bilgilerimiz ışığında– ilk Türkçe roman olan Hovsep Vartanyan’ın Akabi Hikâyesi, Aras Yayıncılık tarafından yayımlandı. Betül Bakırcı’nın Ermeni harflerinden Latin harflerine çevirdiği romanın daha önce akademik standartları önceleyen, uzman olmayanlar için okunaklı olmayan transkripsiyonlu bir neşri yapılmıştı. 1991’de Andreas Tietze tarafından hazırlanan ve Eren Yayıncılık’tan çıkan bu versiyona uzun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Suskunluk, tekrarlar ve seslerle ritim bulan bir metin “Sonsuza Dek Sürer…” – Hayat bir zombinin ömrü kadar

Bugüne kadar ne zombi hikâyelerine, ne zombi filmlerine ne de zombi oyunlarına merak duydum. The Walking Dead dizisini hiç seyretmedim mesela. Hatta benim gibi doksanlarda büyüyenleri hayal kırıklığına uğratma pahasına, The Cranberries’in Zombie şarkısına dahi kayıtsız olduğumu itiraf etmeliyim. Belki zombilere haksızlık ettim. “Benim de zombi arkadaşım var, onlar da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karl Marx’ın ilk ve tek romanı: “Scorpion ve Felix”

Karl Marx’ın 19 yaşında kaleme aldığı Scorpion ve Felix adlı romanı Tetes Yayınları tarafından Selahattin Özpalabıyıklar çevirisiyle yayımlandı. Tetes Kitap kitabın Türkçe çevirisini yaptığı eserde Duncan Large’ın sunuş yazısı da yer alıyor. Marx’ın ilk ve tek romanı olma özelliğini taşıyan eser, Marx hayattayken yayımlanmadı. Tamamlanmamış olan eserin bazı bölümleri günümüze

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kornel Filipowicz, Bir Antikahramanın Hatıra Defteri’nde hemen her koşulda ama özellikle kriz anlarında, insan hayatta kalmaya çabalıyor. Hatta kişi, bu uğurda daha önce yapmadığı ve yapabileceğini hiç düşünmediği eylemlere girişebiliyor.

Kornel Filipowicz’in Bir Antikahramanın Hatıra Defteri adlı kitabı Neşe Taluy Yüce’nin çevirisi ile Can Yayınları tarafından yayımlandı. Hemen her koşulda ama özellikle kriz anlarında, insan hayatta kalmaya çabalıyor. Hatta kişi, bu uğurda daha önce yapmadığı ve yapabileceğini hiç düşünmediği eylemlere girişebiliyor. Dahası, kimilerinin propagandasını büyük bir gururla yaptığı fakat uygulamaya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Georgi Gospodinov, Zaman Sığınağı ile insanın içine düştüğü durumları, geleneksel anlatının ötesinde, varoluşçu bir bakış açısıyla, zamandan ve mekândan bağımsız, gerçeküstü bir anlatımla absürt hikâyelere dönüştürüyor.

Edebiyat yaşama tutunmamızı sağlayan, kaybolduğumuz yerlerde özümüze döndürüp kim olduğumuzu bulduran güvenli bir sığınak bizim için. 1968 Bulgaristan doğumlu Georgi Gospodinov, 2023 yılında Uluslararası Booker ödülü alan kitabı Zaman Sığınağı ile bize kendimizi bulma yolunda yeni bir deneyim sunuyor. Doğal Roman ve Hüznün Fiziği’nde olduğu gibi bu romanında da insanın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Georgi Gospodinov’un Zaman Sığınağı isimli romanı, içinde yaşadığımız dünyanın kaygılarını, sıkıntılarını ve tuhaflıklarını bir tür distopya havası içinde ortaya seriyor.

Bulgar yazar Georgi Gospodinov’un 2020 yılında Bulgarca yayımlanan ve 2022 yılında Hasine Şen Karadeniz’in özenli çevirisiyle Türkçeye kazandırdığı Zaman Sığınağı isimli romanı, bence 2022 yılının kitabı olmaya layık bir eser. Roman, içinde yaşadığımız dünyanın kaygılarını, sıkıntılarını ve tuhaflıklarını bir tür distopya havası içinde ortaya seriyor. Distopya edebiyatının en önemli metinlerinden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Georgi Gospodinov’un eseri Zaman Sığınağı: Kesin olan bir şey varsa o da geçmiştir. Geçmişteki elli yıl gelecekteki elli yıldan daha güvenlidir.

“Biz hatırladıklarımızın bir bütünüyüz; sabit olmayan şekillerden, kırılan ayna yığınlarından oluşan hayali bir müzeyiz.” Jorge Luis Borges Unutma, hatırlama, hafıza ve zaman edebiyatın eskimeyen, üzerine yazılacakları bitmeyen, döneme uygun gelişen dönüşen bereketli alanlarıdır. Proust’un “Kayıp Zamanın İzinde” ve Borges’in “Bellek ve Funes”i en çarpıcı örnekleridir. Çağımızın sorunlarından biri haline gelen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Daniel Mason’un Kuzey Ormanları’ndaki kulübe; olayların, insanların ve oraya uğrayan hayvanların tanığı. Yaşamların ve ölümlerin de…

Daniel Mason’un Kuzey Ormanları adlı romanı, Meltem Yılmaz Deniz’in çevirisiyle Holden Kitap tarafından yayımlandı. Biyolog ve psikiyatrist Daniel Mason’ı Türkçeye de çevrilen Piyano Akortçusu ve Kış Askeri romanlarıyla biliyoruz. Her iki uzmanlığının, özellikle de psikiyatristliğinin izlerine romanlarında rastladığımız Mason, anlattığı hikâyelerde bizi tarihî, ruhsal ve toplumsal yolculuklara çıkarıyor. Bazen Birinci

OKUMAK İÇİN TIKLA

Henry Bauchau bu romanıyla sahnelerden indirip hayatla buluşturduğu, hiç olmadığı kadar somut bir varlık kazandırdığı Antigone’yi bir kez daha ölümsüzleştiriyor.

Belçikalı yazar Henry Bauchau’nun Oidipus Yollarda ve Antigone kitaplarıyla devam edelim. Oidipus’un kehanetin ağırlığı altında başına gelmeyen kalmamış, Freudyen komplekse konu olan olaylar, babayı öldürmeler, anneyle evlenmeler… Her şey gerçekleşmiş, tüm yıkıcılığıyla olmuş, bitmiş ve Oidipus Thebai’den kovulmuş ya da kendini sürgün ettirmiş. On yıl boyunca kızı Antigone ve onlara

OKUMAK İÇİN TIKLA

Georgi Gospodinov’un Zaman Sığınağı romanı da Proust anlatısında olduğu gibi duyumlar, anılar, kokular ve renklerle şimdinin dışında duran zamana uzayıp gider.

Sadece filozoflar değil edebiyatçılar için de zaman önemli bir kavram. Hatta öyle ki eserdeki olayların sırasını belirlemekten öte yaratının en temel özüdür zaman. Örneğin Marcel Proust romanlarında, yüzlerce sayfalık zaman açsa da ona göre zaman aslında anlarda birleşir. Proust’un zaman anlayışına göre, insan psikolojik zaman sayesinde kabul edilen zamanının dışına

OKUMAK İÇİN TIKLA

John Berger, Fotokopiler adlı eserinde yakından ya da kısa süreliğine tanıdığı insanların portrelerini çiziyor.

Çağımızın görüntüleri de denebilir John Berger’ın yazdıkları için. Görüntü ile öykülemeyi böylesine birleştirebilmiş başka bir yazar var mı, bilmiyorum. Bildiğim, onun yazdıklarını okurken, duyarlık dünyasını paylaşırken hep görüntülerle baş başa olmamız. Belki de bu özelliği, onu ülkemizde de sevilerek okunan yazarlar arasına kattı. Fotokopiler’de yakından ya da kısa süreliğine tanıdığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Semmelweis’in trajik yaşamöyküsü, yıllar boyunca değişmeyen iktidarla, güçle, hasetle savaşma öyküsü olduğu kadar bilimin dogmayı yenmek için ne kadar çok uğraşması gerektiğinin de kanıtıdır.

2024 birbirinden güzel kitapların yayımlandığı bir yıl oldu. Kurmaca ve kurmaca dışında hem çok iyi metinler üretildi hem de çok iyi çeviriler yapıldı. Ekonomik zorluklara rağmen bunca güzel kitabı bize ulaştıran tüm yayın emekçilerine teşekkür ederim. Okuduklarımdan birini seçmekte zorlandığımı da eklemek isterim. Listem uzundu, ne yazacağımı bilemeyip sorduğumda K24’ün

OKUMAK İÇİN TIKLA