Döne Döne Karacaoğlan – Ali Ozanemre

Karacoğlan size bakar sevinir
Sevinirken kalbi yanar gövünür
Kımıldanır hep dertlerim devinir
Yasınan sevincim yıkışır dağlar(1)

ÖNSÖZ(2)
Karacoğlan, Yunus benzeri bir umman. Onunla ilgili kimbilir kaç bin sayfa yazıldı, ve daha kaç bin sayfa yazılacak.
?Döne Döne KARACOĞLAN? adını verdiğimiz bu kitap şimdiye dek yapılan binlerce sayfalık yazının büsbütün dışında bir çalışma. Özellikle 2. bölüm -SORAR KARACOĞLAN- ve 3. bölüm -SEVER KARACOĞLAN- adlı 2. ve 3. bölümler…

1. bölüm -KARACOĞLAN-:
Bu bölümdeki toplam 6 yazının çoğu bilimsel ağırlıklı. Örneğin ?Farsaklar Ve Karacoğlan? başlıklı yazı hazırlanırken tarihsel bilgilerden yararlanıldı. ?Karacoğlan?da Sevgi, Aşk Ve Cinsellik?, ?Karacoğlan?da Dinsel Söylem? başlıklı yazılarda ?Karacoğlanındır? denilen şiirlerden yola çıkıldı. Duygusal yaklaşım bir yana bırakılıp konuya bilimin ışığında bakılmaya çalışıldı. Değerlendirmeler, kendi içinden karşılaştırmalı örneklerle yapıldı.

Karacoğlan?ın (ya da Karacoğlan?ların) kim yani nereli ve kimlerden olduğu; ne zaman nerede yaşadığı, nereleri gördüğü, ne zaman nerede öldüğü, mezarının nerede olduğu gibi konularda bugüne dek epeyce araştırma yapılmıştır. Bu araştırmaların kimi, açıklık getireceği yerde işin daha da karışmasına yol açmış; bu, ayrı bir konu…

Başka bir anlatımla, araştırılacak pek bir şey kalmamıştır. Bu nedenle bu zor ve sonucu baştan belli konuya girilmeyip araştırmacıların bulgularının ve söylediklerinin özetlenmesi yolu-na gidildi. ?Araştırmacılar Karacoğlan?la İlgili Ne Buldular Ne Yazdılar? başlıklı yazıda belli başlı birkaç kay¬nakta yer alan bilgiler özetlendi.

2. bölümde sorulu ürünler üzerinde duruldu. Edebiyatta et-kili bir yöntem olan soru sanatının Karacoğlan gibi güçlü bir ozan elinde/dilinde ne güzel kullanıldığının örnekleri koşmalara, semailere, varsağılara, türkülere ve destanlara büyük Ka-racoğlan?ı bulmayı amaçlayan bir arayışla yaklaşıldı. Bu bölüme ?SORAR KARACOĞLAN? özel adını verdik.

3. bölüm daha kapsamlı. Burada üzerinde durulanların çoğu, sorulu ürünlerin dışında kalan güzel örneklerdir. Sevginin, soru sanatına başvurulmadan dile getirildiği ürünler… Bunlar da 2. bölümdeki yöntemle ele alındı. Adına, ?SEVER KARACOĞLAN? dedik.

Özellikle bu iki bölümün yazıları, yer yer bilimsel bir nitelik gösterse de ağırlıklı olarak sanatsal yazılardır. Var olan bilimsellik şu ölçüde karşımıza çıkar: Karacoğlan?ındır denilen şiirlerdeki dil ve anlatımla günümüzdeki Güneyli Türkmenlerin dil ve anlatımında uyuşan, uyuşmayan noktalar… Ayrıca, usta işi bir şiirde ölçü, uyak durumları ve bunların söz konusu şiirlerde uygulanışları…
Bu iki bölüm, şimdiye dek yapılan Karacoğlan çalışmalarından oldukça ayrı içerikte yazılardır. Daha çok usta işi ürünler üzerinde duruldu. Kimi yerlerde usta işi olmayan sözlerin, söyleyişlerin altı çizildi; bunların büyük Karacoğlan?a ait olamayacakları, nedenleriyle belirtilmeye çalışıldı. Yakından tanıdığımız Çukurova bölgesi Türkmenlerinin dil ve anlatım özellikleri, yorumlarımızda ölçüt oldu. Yöre söyleyişiyle Karacoğlan söyleyişinin uyuşan ve uyuşmayan noktaları üzerinde duruldu. Yorumlarda, onun büyük sanatçı kişiliğinin yol götsericiliğinden yararlanıldı. Sonuca ulaşmada Karacoğlan şiirleri temel dayanak oldu. Kısaca, ona, şiirlerin/şiirlerinin yorumuyla ulaşılmaya çalışıldı.

Bu yöntem ve yaklaşımda, ?Karacoğlan okumaya çağdaş bir katkı? amaçlandı. Şiirler okunurken duyumsananlar söze, sözler de yazıya dönüştürüldü. Bununla, okuyucuya/ dinleyiciye ?Karacoğlan?ı anlama yolunda bir düşünme çığırı? açılmaya çalışıldı. Bu nedenle ?O, böyle söyler/söylemez?, ?Bu, Karacoğlan diline ve anlatımına uygun/aykırı düşer? gibi değerlendirmeler yeri geldikçe yapıldı. Böylece, büyük Karacoğlan; dili, sanatı ve ilgi alanıyla öne çıkarılmaya çalışıldı. Onun, öbür ?Karacoğlan?ların oluşturduğu gölgeden gün ışığına çıkması için özel çaba gösterildi.

Bunca yazarın araştırmacının, önünde saygıyla ayağa kalkılacak çalışmalarına karşın hâlâ bütün Karacoğlan?lar tek kişiymiş gibi algılanıyorsa ve ?Karacoğla?nındır? denilen her şiir aynı torbaya atılıyorsa büyük bir yanlışlık yapılıyor demektir. 400 yılı aşıp gelen ve yüzlerce yılı aşıp gidecek olan Karacoğlan?ı ötekilerle bir tutmak yanlışlığı, haksızlıktır da. Bu haksızlığın önüne bir biçimde geçilmeli. Büyük Karacoğlan bir elimizde, öbürleri öteki elimizde durmalı. İşte bu çalışma, bu amaca hizmet için yapıldı.

Büyük Karacoğlan!
Araştırmacıların ve konuyla ilgilenen bilim adamlarının çoğunun; 17. yy?da yaşadığı Güney?li olduğu, göçerevli Türk-menlerden, Farsak aşireti içinden çıktığı konusunda anlaştığı büyük Karacoğlan…
Sözüyle, söyleyiş özelliğiyle, sanatsal gücüyle öbürlerinden ayrılan Karacoğlan…
Bu çalışmada onun izi sürüldü.
Gerek büyük Karacoğlan?ın, gerek adı Karacoğlan olsun olmasın onun ummanına dökülen öteki ?Karacoğlan?ların yaşam öykülerinin bilinen, bilinmeyen yönlerini aramak, bunu anlatmak gibi bir amaç öne çıkarılmadı. Kaldı ki büyük Karacoğlan?ın ve öteki Karacoğlan?ların ürettiği şiirleri ayrı ayrı belirlemenin, bunları gerçeğine uygun olarak ayırmanın olanağı bugün için kalmamıştır. Çünkü sağlam kanıt olabilecek kayıtlar tutulmuş değil. Bu nedenle birbirine karışmışlar. Bu karışıklık bir biçimde önlenmeli.
Karışıklığı önlemenin, büyük Karacoğlan?ı öbürlerinden ayırmanın önemli bir yolu, ?Karacoğlan?ındır? denilen şiirlerin donanımlı bir yaklaşımla değerlendirilmesidir. Böyle olursa onu doğru bir yere oturtabiliriz.

Bunu yapabilmek için de onun doğup büyüdüğü ortamı, içinden çıktığı halkın -hiç değilse- bugünkü halini, onların dil ve anlatım özelliklerini yakından bilmek gerek. Bugün, yörede yaşayan Türkmenlerin çoğu söyleyiş özelliğinde Karacoğlan?ınkiyle bire bir uyuşan anlatımlar var. Karacoğlan?ın şiir üretmekte kullandığı Türkçeyi anlayabilmek için bugünkü Farsak aşireti insanının ve onlarla türlü bağları olan insanların dili nasıl kullandığını, yaşam biçimlerini, olaylara ve durum¬lara nasıl baktıklarını bilmek önemli. Bu bilinirse gerçeğe yaklaşılabilir.

Çalışmamızı, sözü edilen bilgi donanımıyla kurduk; değerlen¬dirmelerimize bu bilgiler ışığında ulaşmaya çalıştık. Doğrulara ulaşmada bir başka önemli dayanak da onun büyüklüğü. Büyük bir ozan olduğu gerçeğinden yola çıktık. ?Usta ozan, başka ozanları kendi sanatçı kişiliğinde erittiğine göre ?sıradan? söyleyişler onun olamaz.? yargısına ulaşılma nedeni bu-dur.
Bugüne dek epeyce Karacoğlan derlemesi yapıldı. Biz bunlardan kapsamlı iki derlemeyi, Öztelli?nin ve Cunbur?un yapıtlarını, el altında bulundurmayı yeterli gördük. Böylece, derlemesi yapılan şiirlere karşılaştırmalı bakabilme olanağı da ortaya çıktı.

Derlemelerden herhangi biri de yeterli olabilirdi. Çünkü ?Karacoğlan?ındır? denilen şiirlerin tümünü testten geçirmek biçiminde olmasa da onun nasıl söylediği, nasıl söylemediği konusunda sağlıklı bir yargıyla doğru bir sonuca ulaşmak için kapsamlıca düzenlenmiş bir derleme yeterlidir. Ölçü ve amaç bu olunca başka yazarların yaptığı, ayıklamaya yönelik çalış-malarda ne denildiği üzerinde durulmadı.

Bu yapıtın amacı ve kapsamı dışında kaldığı için Anadolu? da, Anadolu dışındaki Türk sahalarında anlatılan onunla ilgili söylencelerin, öykülerin ne olduğu ve başka Karacoğlan?ların kimler olduğu, bunların neler ürettikleri üzerinde durulmadı. (3)

Büyük Karacoğlan?la ilgili ortaya çıkan bulgular ve bilgiler arasında, genelin birleştiği noktalar vardır. Var olan bu bilgilere ve bulgulara göre büyük Karacoğlan; 17. yy?da yaşa¬mış, Çukurova ve Torosların ?Gâvurdağı? denilen kesimindeki Farsak Türkmenleri içinde doğup büyümüş, geleneğe uygun olarak gezgin yaşamış bir ozandır. Nerelerde nasıl yaşayıp nerede öldüğü konusunda değişik söylentiler bulunmaktadır.

Nerede ölmüş olursa olsun; o, bu güzel dili, Türkçe?yi kullanan insanların dillerinde, tellerinde, bilinçlerinde ve gönüllerinde ölümsüzleşmiş; yaşayıp gitmektedir.
Önemli olan da bu.

Notlar
(1) Hece ölçüsüyle üretilegelen halk şiirinde söz, ondan alınabilecek sanatsal tadın ancak yarısını verir. Şiir diye ortaya konulan ürün, şiir olmak bakımından ne denli yetkin olursa olsun, bu, böyledir. Öbür yarı, bu şiirin çoğunlukla bir müzik aleti eşliğinde ezgiyle söylenmesinde gizli. Ozan (eskiden; kam, baksı, âşık, şair…) hem üreten, hem müziğini oluşturan, hem de ezgiyi sazıyla, sesiyle buluşturan sanatçı. Üstelik bunu, çoğu kez doğaçlama (önceden bir hazırlık yapmadan) gerçekleştirir. Halk ozanlarının sayısal çokluğuna karşın halk şiirinde ustaların çok olmamasının nedenlerinden biri belki de budur. Sözle sanat yapmaktaki ustalığına kolay ulaşılamaz Karacoğlan?ın şiiri ve sanatçı kişiliği bir de bu bilinçle düşünülmeli.
(2) Ozanın adı; KARACA OĞLAN, KARACAOĞLAN, KARAC?OĞLAN, KARACOĞLAN gibi değişik biçimlerde yazılmaktadır. Biz, kendisinin şiirlerinde kullandığı biçimi, Karacoğlan biçimini yeğledik.
(3) Gerek Karacoğlan söylenceleri, onunla ilgili olarak ileri sürülen sanılar, duyumlar, öyle anlatılan veya uydurulan öyküler; gerekse başka Karacoğlan?larla ilgili bilgiler başka çalışmaların konuları olabilir.

GİRİŞ
Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi başta olmak üzere Abdullah Toroslu, Ali Rıza Yalman / Yalgın, Ali Yıldırım, Adnan Yücel, Ahmet Köklügiller, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Refik, Asım Bezirci, Âşık İhsani, Atilla Özkırımlı, Behçet Necatigil, Bülent Bora, Cahit Öztelli, Derman Bayladı, Durmuş Ali Öz-kale, Fuat Köprülü, Hikmet Altınkaynak, İbrahim Aczi Kendi, İbrahim Zeki Burdurlu, İlhan Başgöz, İshak Refet, Mahmut Alptekin, Memet Fuat, Mehmet Tuğrul, Muharrem Zeki Kor-gunal, Muzaffer Uyguner, Müjgân Cunbur, Nevzat Yesirgil, Nihad Sami Banarlı, Öner Yağcı, Pertev Naili Boratav, Rauf Mutluay, Ruhi Su (müzikle), Sadettin Nüzhet Ergun, Seyit Kemâl Karaalioğlu, M. Şakir Ülkütaşır, Şükran Kurdakul, Yaşar Kemal, Zihni Ardıç gibi daha pek çok değerli araştırmacı yazar emeklerini esirgememiş, Karacoğlan(lar)la ilgili çalışmalar yapmış, kimi kitap, kimi kitap içinde bölüm, kimi bağımsız yazı(lar) biçiminde yapıtlar üretmişler.
Emeklerinin ürünleri sonsuzlara ulaşsın…

DÖNE DÖNE KARACOĞLAN adlı bu çalışmadaki alıntılar Öztelli derlemesinden (KARACA OĞLAN/BÜTÜN Şİ-İRLERİ, Milliyet y. Türk Klasikleri Dizisi: 1, 2. b. Ağt 1970) ve Cunbur derlemesinden (KARACAOĞLAN/ŞİİRLER, MEB y. Türk Klasikleri: 28, b. yılı 1993) alınmıştır.
Alıntılarda noktalamaya yer verilmedi.

Kimi alıntılarda iki derlemeye de uyulmadı; küçük değişiklikler (düzeltmeler) yapıldı.
Alıntılarla ilgili ayraç içi kısaltmalardan (Ö), Öztelli; (C), Cunbur derlemesini; ilk rakamlar, şiirin sıra sayısını; bölü çizgisinden sonraki rakamlar da dörtlüğün sırasını gösterir.
Cunbur derlemesinin hazırlanmasında, Öztelli derlemesinden oldukça yararlanılmış olduğu anlaşılmakla birlikte Cunbur çalışması, daha kapsamlı.
Salt bu iki derlemede bile birbirini tutmayan dizelerin, eksik ya da artık dörtlüklerin varlığı, birinde yer alan bir şiirin öbüründe bulunmuyor olması, Karacoğlan derlemesi konusun-da yapılacak daha çok işimiz olduğunu gösterir. Örneğin:
Öztelli derlemesinin 198. 207. 254. sırasındaki koşmalar, Cunbur derlemesinde yok. Öte yandan Cunbur derlemesinin 68. 114. 156. 235. sırasındaki koşmalar da Öztelli derlemesinde yok. Birbirini tutmayan ama az çok benzeşenler de var. Ayrıca kimi şiirlere başka başka türler arasında yer verilmiş. Örneğin:
Ö?de 38. koşma C?de hem 51?de koşma, hem 467?de türkü,
Ö?de 65. koşma C?de 492?de türkü,
Ö?de 208. koşma C?de 454?te destan,
Ö?de 209. koşma C?de 442?de destan,
Ö?de 252. koşma C?de 356?da varsağı,
Ö?de 330. sıradaki semai C?de 479?da türkü,
Ö?de 453?teki türkü C?de 88. koşma,
Ö?de 464?teki destan C?de 358?de varsağı…

Bu durumdan başka, hem Ö?de hem C?de (C?de daha çok) biri ötekinin değişiği, bozulmuşu, yakıştırması olan şiirler var. Kuşkusuz, derlenenler arasında ?Karacoğlan?ındır? denilen birçok ürün vardır ki bunlar ya büyük Karacoğlan?ın değil, başka Karacoğlan?larındır ya da adı ?Karacoğlan? bile olmayan acemi, çırak, küçük ozanların, ozanlık hevesinde olanlarındır.

Derlenen şiirlerin sayısal durumları da şöyle:
Öztelli?de:
1?den 322?ye (322) koşma
323?ten 412?ye (varsağılarla birlikte 90) semai
412?den 355?e (43) türkü
456?dan 480?e (25) destan
Toplam 480 şiir, 1879 dörtlük.

Öztelli, derlemesinin 10. basımında bunlara toplam 67 şiir daha eklemişse de bunların 6. 13. 17. 26. 43. 44. sırasındakiler bir yana öbürlerinin Karacoğlan ürünü oldukları oldukça kuş-kulu.
Bunlardan, Karacoğlan?ın değilse bile onun havasına yaklaştırılmış olan 43. sıradaki ?Erciyes Türküsü?, bir de 13. sıradaki ?yeni? sayılabilir.
Bu iki koşmanın dışındakiler önceki koşmaların biraz değiştirilmiş, bozulmuş benzerleridir. Örneğin 29. 60. 62. 63. 311. koşmalara bakıldığında bu durum görülebilir.
Cunbur?da:
1?den 341?e (341) koşma
342?den 359?a (18) varsağı
360?tan 437?ye (78) semai
438?den 465?e (28) destan
466?dan 507?ye (42) türkü
Toplam 507 şiir, 2175 dörtlük…

Salt bu iki derlemeye baktığımızda bile derlemelerdeki şiirler arasında bir uyumun olmadığını görüyoruz. Büyük Karacoğlan?ın kendisi de içine, bütün bunlar ve benzerleri bir bakıma halkın ?ürünü? olduğuna göre hepsi bizimdir ama herhalde en güzel olanlar bizim Karacoğlan?ındır.
Bu çalışmada biraz da bu vurgulanacak…

KİTABIN KÜNYESİ
Döne Döne Karacaoğlan
Ali Ozanemre
Alter Yayıncılık / Edebiyat Dizisi
Kapak Tasarımı : Mehmet Özgür Yılmaz
Ankara, 2012, 1. Basım
659 sayfa

İÇİNDEKİLER
Özgeçmiş(im) – 8
Önsöz – 9
Giriş – 14

Birinci Bölüm KARACOĞLAN – (17)
1. Karacoğlan Kimdir – 19
2. Varsak (Farsak) Türkmenleri ve Karacoğlan – 25
3. Karacoğlan Destanı – 49
4. Karacoğlan?da Sevgi-Aşk-Cinsellik – 89
5. Karacoğlan?da Dinsel Söylem – 138
6. Araştırmacılar Karacoğlan?la İlgili Ne Buldular Ne Yazdılar – 159
-Açıklama – 159
-Öztelli – 160
-Cunbur – 166
-Uyguner – 169
-Yağcı – 174
(Ek): Ruhi Su -Karacoğlan- türküleri – 179
-Başgöz – 180
-M. Z. Korgunal – 188
-Ş. Belli?den şiir – 194

İkinci Bölüm SORAR KARACOĞLAN – (198)
(Koşmalardan)
7. Gül müdür Bal mıdır Yoksa – 200
8. Âşığını Ağlatanlar Güler mi – 205
9. Bağımdır Zülfün / Meramın Nedir – 211
10. Deli Gönül Ne Kaynayıp Coşarsın – 217
11. Ağlayarak Mezarıma Gelin mi – 224
12. Herkes Ettiğini Bulmaz mı – 231
13. Hubların Huyu mu Bu – 235
14. İncinir mi İncinir mi . – 240
15. Kokar Güller Gibi – 246
16. Nedendir – 250
17. Neden Kandırdın – 258
18. Nûr mu Nâr mı Bilinmez ki – 262
19. Seni Beni Yaradanın Aşkına – 268
20. Yiğit Sinesinden Yaralanır mı – 272
21. Bozulmuş Bağlara Döndün mü Gönül – 278
(Semailerden)
22. Bu Dilber Kimin Dilberi – 285
23. Güzel Ne Güzel Olmuşsun – 290
24. Hâlimden Haberin Var mı – 296
25. Görünür mü Sifi Gözlü – 300
26. Sorular Sorular – 304
(Varsağılardan)
27. Bencileyin Kul Olmaz mı – 307
28. Demedim mi Demedim mi – 314
(Türkülerden)
29. Acep Gezsem Ela Gözlüm Var m?ola – 319
30. Soru Kolay Sormak Zor – 327
(Destanlardan)
31. Karacoğlan Der İnşallah – 330

Üçüncü Bölüm SEVER KARACOĞLAN
(Koşmalardan)
32. Dilin Fermanı – 341
33. Azil Oldum Güzellere Bey İken – 350
34. Sevdimse Êle Ne Bundan – 363
35. Ak Göğsün Üstünde Çakır Dikeni – 367
36. Soyka Kalsın Güzelliğin – 372
37. Meğer Yârin Düğmeleri – 379
38. Çözülür Elif Elif – 384
39. Bugün Güzelliğin Dünden Ziyade – 389
40. Tez Gelsin – 395
41. Çözüver Düğmeyi Püskürme Beni – 400
42. Pınar Bizim İçin Ağlar – 406
43. Beri Dur Benli Dilber – 409
44. Gel 414
45. Balına Mayil Oldum – 420
46. Huy Olmayınca – 426
47. Ne Fayda – 430
48. Sokulsam Zülfünün Aralarına – 434
49. Gurbet Özlem Sapağı – 445
50. Menekşe – 449
51. Gel Oldu – 451
52. Gel Gitme Der Gibi – 458
53. Gelmedi – 467
54. Bir Gözleri Sürmeli – 473
55. Yâr Beni Beni – 480
56. Diye Diye – 485
57. Ne Yaman Uzağa Attı Yol Bizi – 492
58. Kırmızı – 499
59. Adıyla Sanıyla Gelinler Kzlar – 503
60. Beni Öldürmeli – 508
61. Melil Melil – 515
62. Kul Olacağım – 520
63. Sormaya Geldim – 528
64. Gidelim – 533
65. Bir Ok Değdi Kanadıma – 540
66. Perişan Gül Dalı Harda Kokusu – 546
67. Gölde Güvel İdin Göle Önmüşsün – 554
68. Dağlar Harami – 562
69. Meğer 564
70. Kızılırmak Olup Aksam – 569
71. Gafil Gezme Şaşkın – 574
72. Dedim Kızlar Yoldaş Olam Ben Size – 577
73. Sinemdeki Yaralar – 582
74. Diline Kurban Olduğum – 585
75. Benim Hak?tan Özge – 589
76. Bu Dağlar Gâvurdağlar – 596
(Varsağılardan)
77. Gözümüze Kara Toprak Dolmadan – 605
(Semailerden)
78. Âmin – 607
(Türkülerden)
79. Üç Derdim Var Birbirinden Seçilmez – 610
80. Ağgelin – 613

Döne Döne KARACOĞLAN?da DİZİNLER (S. 619)
1) Karacoğlan Destanı?nda Geçen ŞİİRLER?????.(S. 621)
2) Karacoğlan Destanı?nda Geçen YER ADLARI???(S. 624)
3) Kitapta Adı Geçen YÖRE OZANLARI/Sözlü Kaynaklar (S. 626)
4) Kitapta Adı Geçen ŞAİRLER – YAZARLAR – ARAŞTIRMACILAR – HALK MÜZİĞİ SANATÇILARI..(S. 629)
5) Bibliyografya (YARARLANILAN KAYNAKLAR)?(S. 634)
6) Kitapta Ele Alınan (Değinilen) ŞİİRLER?????..(S. 636)
7) SÖZLÜK??????????????????.(S. 642)

YAZAR ALİ OZANEMRE ‘NİN KENDİ KALEMİNDEN ÖZGEÇMİŞİ
ÖZGEÇMİŞ(İM)
1950?de Osmaniye-Düziçi ilçesinin Farsak köyünde doğdum. 1970?te Düziçi İlköğretmen Okulu?nu, 1973?te Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü, 1994?te Ankara Üniversitesi Hukuk Fa-kültesi?ni bitirdim.
Şiirlerim, öykülerim, denemelerim değişik dergilerde yayımlandı.
Yayımlanmış kitaplarım:
1) AŞK YOKSA BEN YOKUM -Rubailer- 1. b. Aykırısanat y. 1997, Adana
2) İKİNCİ KEREM SONUNCU ASLI -Türk/Ermeni Öyküleri- 1. b. 1998 (2. b 2007), Adana
3) FİLİSTİN SANCISI, ırmak şiir, 1. b. Özgün y. 1999, Adana
4) DESTANLAR / Ozan Çobanoğlu (İbrahim Çoban?ın Destan Şiirleri) derleme-düzenleme-açıklama 1. b. 2005, Adana
5) Döne Döne KARACOĞLAN (inceleme), 1. b Alter Yoğunluk y. 2007, Ankara
6) ONLAR ÇOCUK KALACAK (öyküler), 1. b. Karahan y. Mart 2011, Adana
İletişim: aliozanemre@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir