İkinci Dünya savaşı yıllarıdır. Komşumuz Yunanistan nazi işgal altında, denizden karadan ablukaya alınmıştır. Yunan halkı açlıktan ölüyor. Sekiz ay içinde toplam 320.000 sivil olumsuz koşullar ve açlık nedeniyle yaşamını yitirmiştir.
Türkiye bu komşu ülkede yaşanan insanlık dramına, açlığa, sefalete seyirci kalamıyor ve onlara yardım etmeye karar veriyor. Hem de savaş sırasında kendisinin de içine düştüğü yoksulluğa, yokluğa rağmen. Yardım yapmaya karar vermek yetmiyor. Bir de bu yardımı kazasız belasız komşuya ulaştıracak cesur gemicilere gereksinim var. Dumlupınar gemisi işte bu cesur insaların çabalarına tanıklık etmiş bir gemi. Daha önce Yunanlılara yardım taşırken batırılan Kurtuluş gemisi gibi korkusuzca bu insanlık görevini yapmaya kararlı bir gemi. Üstelik onun başka bir görevi daha var. Yunanistan?dan tam 1000 öksüz çocuğu savaş sonuna kadar bakılmak üzere Türkiye?ye getirecek. Dumlupınar, Bir İnsanlık Görevi? işte bu öykünün kitabı.
Prof Dr Nejat Akar, aslında bir çocuk hastalıkları profesörü ve ülkemizin önemli kan hastalıkları uzmanlarından biridir. Onun yazarlığında değil belki ama yazacağı konuların seçiminde akademik kimliğinin, çocuklara olan sevgisinin, çocuk hekimi olmasının büyük önemi vardır. Nitekim, kitabın önsözünde de belirtildiği üzere ?Dumlupınar? olayına ilgi duymasını sağlayan anahtar sözcükler ?1000 Yunanlı öksüz çocuk??dur.
Türkiye, açlıktan ölenlerin sayısının 320.000?e ulaştığı komşusuna kayıtsız kalamazdı. Nitekim Kurtuluş gemisi tam 6 kez, Dumlupınar ise 5 kez Yunanistan?a sefer yapmış, yiyecek ve erzak taşımıştır.
Mustafa Çetiner, 17-Nisan-2009 Cumhuriyet/Bilim-Teknik eki yazısından bir bölüm
Tanıtım Yazısı
“2. Dünya Savaşı..; 1940’lı yılların ilk yarısı, dünyanın yeniden paylaşımı için girişilen kavganın yıllarıdır.
İtalyanların, ardından Alman ordularının işgaline uğrayan, denizden de İngilizlerin abluka altına aldığı Yunanistan, ‘açlık’ sorunuyla karşı karşıyadır. İşgalin ilk ayında Almanlar tüm ürün stoklarına el koyar ya da çok ucuz fiyata satın alırlar. Temel gıda maddeleri karaborsaya düşer.
Yüzlerce çocuk, genç, ihtiyar açlıktan ölür. Savaş’ta tarafsız kalan Türkiye Cumhuriyeti’nde ekmek karneye bağlanmıştır. Ama kendi vatandaşının açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalma olasılığına karşın; komşu Yunan halkına ‘yiyecek’ yardımı yapma kararı alır. Üstelik 1920 yılında Yunan işgal güçlerinin Anadolu’ya ayak basmasının üzerinden henüz 20 yıl geçmiştir.
Türk basınının öncülüğünde, belediye çalışanları, hekimler, halk Yunanistan’a yiyecek yardımı için adeta yarışırlar. İlginçtir; Kızılay tarafından yola çıkarılan ve Yunanistan’a gerçekleştirdiği 6. seferinde batan ilk yardım gemisinin ismi ‘Kurtuluş’tur. Şimdi sıra yine Kurtuluş Savaşı’nı anımsatacak şekilde Dumlupınar’dadır. Daha önce, 1924 Mübadelesinde Türkleri Yunanistan’dan Anadolu’ya taşımıştır aynı gemi. Şimdi yiyecek taşımasının yanı sıra bin öksüz Yunanlı çocuğun Türkiye’ye getirilmesini de üstlenecektir Dumlupınar… Bu çocuklar savaş sonuna kadar Türkiye’nin koruması altında kalacaklardır.
Prof. Dr. Nejat Akar, gölgede kalmış Dumlupınar’ı, savaş şartlarında aç bırakılmış bir halka gıda yardımı için torpillenmeyi göze alarak kahramanca mücadele eden gemi personelini, savaşın acımasızlığını, işgal altındaki Yunanistan’ın dramını, titiz bir araştırmayla belgelerle, fotoğraflarla ve tanıklıklara dayanarak anlatıyor.”
“Harpte ölenlere karşı insanlığın kalbi katılaşmış olabilir. Yunanlılar harp meydanlarında kahramanca ölmesini bildikten sonra şimdi açlıktan kırılıyorlar, bilhassa çocuklar, kadınlar, bu akıbete uğramak için bir cürüm ve cinayeti olmayan masum insanlar… Bu durum karşısında insanlık daha ziyade kör ve sağır kalamaz”
Yunus Nadi, Cumhuriyet, 28 İkincikanun 1942
Dumlupınar – Bir İnsanlık Görevi
Yazar: Nejat Akar
Yayınevi: Gürer Yayınları
Sayfa Sayısı: 159 sayfa