Milyonlarca insan karşılıklı olarak birbirlerine öylesine kötülükler yapmaya başladılar ki…

yarının_tarihiDünyada yaratılmış bütün savaş tasvirleri arasında bence en görkemlisi, Tolstoy’un Savaş ve Barış’ıdır. Hiçbir tarihçi, bu kitapta, Napoleon’un Rusya’ya düzenlediği üç seferde olduğu ölçüde bir savaşı bunca somut, hem de tinsel açıdan bunca zengin anlatmamıştır. İnsan her sayfayı yaşar, komutanları ve diplomatları haritalarının ve belgelerinin başında, orduları ilerlerken, askerleri de savaşın her ânında görür. Bu kitabı okuyan kendini kaptırıp gider, sarsılır, savaşı göklere çıkarmış olan ötekilerde olduğundan çok daha güçlü bir biçimde, olup bitenlerin dev boyutlarını duyumsar.

Peki Tolstoy, bu olayın büyüklüğünün bir örnek diye algılanmasını, kendisinin iç dünyasında ahlaka aykırı saydığı bir şeyi başkalarını hayranlığa sürüklemesini nasıl engelleyebilmiştir?

Daha ilk sayfada,, şunları yazar Tolstoy:

“24 Haziran günü Batı Avrupa orduları, Rusya sınırını geçtiler ve savaş başladı. Başka deyişle insanın gerek aklına, gerekse doğasına aykırı bir olay gerçekleşti. Milyonlarca insan karşılıklı olarak birbirlerine -aldatmacalarla. ihanetlerle, hırsızlıklarla, yağmalarla, kundakçılıkla ve cinayetlerle- öylesine kötülükler yapmaya başladılar ki, bütün bunlar bütün dünyadaki mahkemelerin yüzlerce yıllık dosyalarına ancak sığabilir. Ama bütün bunları yapan insanlar, o zaman yapılanlara suç gözüyle bakmıyorlardı.”

Tolstoy, Rusya seferine ilişkin eşsiz tasvirine böyle başlar; değiştirilen ön belirtiler ifadesiyle daha önce ne demek istediğim, belki şimdi daha iyi anlaşılır. Tolstoy, anlattıklarının tamamı boyunca sürekli olarak bütünün anlamsızlığının nasıl her ayrıntıya yansıdığına atıfta bulunur. Gerek Kutuzov’un, gerekse Napoleon’un dâhiyane savaş planlarının asla gerçekleştirilemediğini, rastlantının yapılan hesaplara yüz kez galebe çaldığını, en yeteneksiz subayların göğüslerinin nişanlarla dolarken, yeteneklilerin nasıl görmezlikten gelindiğini anlatır. Bir savaşa ilişkin olarak bize anlatılanların yarısının gerçeklere uymadığını, yan tutularak anlatıldığını, bu generallerle diplomatların son ve yüksek bir anlam bağlamında herhangi bir hizmette bulunmuş sayılamayacaklarını, çünkü eylemlerinin hep anlamsız bir olay çerçevesinde gerçekleştiğini ve yaratıcı akıldan çok rastlantıya bağımlı olduğunu sayfa sayfa kanıtlar. Ve Tolstoy, hayranlığımızı dikkatli kullanmamız, son noktada saçma ve nefrete layık bir hedefe hizmet eden çabalardan daha iyi şeyler için ayırmamız konusunda bizi uyarır.

Stefan Zweig
sayfa 52-54

Kitabın Künyesi
Yarının Tarihi
Stefan Zweig
Yayıncı: Can
10 / 1991
322 Sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir