Etiket: Bulantı

Üstün İnsan ve Kurbanın Gölgeleri

Raskolnikov’un İdeali ve Nietzsche’nin Gölgesi Raskolnikov’un “üstün insan” fikri, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza eserinde, bireyin ahlaki sınırları aşarak kendi yasalarını yaratabileceği düşüncesiyle şekillenir. Bu ideal, Nietzsche’nin übermensch kavramıyla yüzeysel bir akrabalık taşır: Her ikisi de sıradan ahlakın ötesine geçmeyi, bireyin kendi değerlerini yaratmasını savunur gibi görünür. Ancak Raskolnikov’un ideali, Nietzsche’nin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Werther ve Sisifos: Anlam Arayışı ve İntiharın Karşıt Yüzleri

Romantizmin Çığlığı: Werther’in Acısı Goethe’nin Genç Werther’in Acıları, 18. yüzyılın Sturm und Drang hareketinin bir yansıması olarak, bireyin iç dünyasındaki fırtınaları ve toplumsal normlarla çatışmasını merkeze alır. Werther’in intiharı, romantik bir aşk idealinin peşinde koşan bir ruhun trajik sonu gibi görünse de, daha derin bir sorgulamaya işaret eder. Werther’in Lotte’ye

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kötülüğün Yüzleri: Raskolnikov, Ahab ve Winston Üzerinden Bir İnceleme

Giriş: Kötülüğün DoğasıKötülük, insan deneyiminin en karmaşık ve çok katmanlı kavramlarından biridir. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sındaki Raskolnikov, Melville’in Moby Dick’indeki Ahab ve Orwell’in 1984’ündeki Winston, kötülüğün farklı biçimlerini temsil eder. Raskolnikov’un cinayeti, Ahab’ın takıntısı ve Winston’ın işkenceye maruz kalışı, bireysel, toplumsal ve varoluşsal düzlemlerde kötülüğün nasıl ortaya çıktığını gösterir. Bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hiçlik Edebiyatı Üzerine Bir İnceleme

Hiçlik edebiyatı, varlığın sınırlarını sorgulayan, anlamın yokluğunu ya da geçiciliğini ele alan bir anlatı evrenidir. Bu edebiyat, insanın kendi varoluşuyla yüzleşmesini, boşlukla hemhal olmasını ve bu boşlukta yeni anlamlar ya da anlamsızlıklar aramasını konu edinir. İnsanlığın tarih boyunca karşılaştığı büyük sorulara —neden varız, ne için buradayız— yanıt ararken, çoğu zaman

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bulantı – Jean Paul Sartre

Bulantı (La Nausee), Fransız yazar ve filozofu Jean Paul Sartre ‘ın (1905-1980) en önemli yapıtıdır. Felsefe öğretmenliği yaptığı 1938’de yayımlanan Bulantı adlı romanı ile Sartre, daha sonra ilkelerini açıklayacağı ‘Varoluşçuluk’ felsefesinin ilk örneğini vermiş oldu. Bireyin kökten özgürlüğünü vurgulayan varoluşçuluğun sözcülüğünü üstlenen Sartre, günlük biçiminde yazdığı bu kitabında, romanın kahramanı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jean Paul Sartre da Özgürlük Metafiziği – Mert Sarı

Bendenizin felsefeye ilgisi, yönelimi yazın (edebiyat) üzerinden deneme üslubu iledir. Dolayısıyla ereğim akademik bir felsefeden çok yazınsal bir felsefeyi kotarmaktır. Felsefi gizemli, tuhaf insan gerçekliğinin yorumlamakta bir entelektüel araç olarak görmekteyim. Bu felsefi uğraşım varlığıma birazcık erdem katıyorsa o da işin cabası, kısa günün karı. Yine yazınla felsefeyi bireşime vardıran

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Bulantı” – Tahir Ürper

?Yalnızdım, ama bir kente yürüyen ordu gibiydim.?* Bazı eleştirmenler Sartre?nin Bulantı romanının kahramanı Antoine Roquentin?in hastalıklı bir karakter olduğunu belirtirler. Değerlerin altüst olduğu o dönemin Avrupası?nda Nazi faşizminin karabulutlarının altında düşünme yetisini kaybetmemek elde değildir. Milyonlarca insanın gözünü kırpmadan ölüme gitmesi karşısında hangi vicdan sağlam durur, hangi kişilik bu durum

OKUMAK İÇİN TIKLA