Etiket: Edebiyat Dizisi

Ben Çıkana Kadar Büyüme e mi… (Görüş Günlerinde Büyüyen Çocuklar ) – Adil Okay

?Ben Çıkana Kadar Büyüme e mi?, diğer adıyla ?Görüş Günlerinde Büyüyen Çocuklar?, alanının tek kitabı olma iddiası taşıyor. Zira bu güne kadar insan hakları örgütlerinin raporlarında yer alan rakamların, bu kitapla canlanıp ete kemiğe bürünmesi söz konusu. Yazar Adil Okay, üç yıllık bir çalışma sonucu, Türkiye?nin tüm cezaevlerinden 100 kadar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Her Şeyi İstiyoruz – Nanni Balestrini

?Kapı önlerinde yapılan toplantılarda işçiler, bu boktan hayatı yaşamanın doğru olmadığını söylüyorlardı: Ürettiğimiz her mal, tüm zenginlik bizim. Artık yeter! Artık bizler de mal gibi satılmaya devam edemeyiz. Her şeyi istiyoruz! Tüm zenginliği, tüm yetkiyi. Ve çalışmak istemiyoruz. Bizim çalışmakla ne alakamız var. Artık iş veya patronlar kötü oldukları için

OKUMAK İÇİN TIKLA

Capon Çayevi – Mahmut Şenol

Çekes Adil Paşa’nın Tahsildarlık Günleri romanı ile başlayan Mahmudiye Üçlemesi’nin ikinci kitabı olan Capon Çayevi’nde naif bir insan üzerine bir o kadar naif bir hikaye anlatıyor Mahmut Şenol. Çanakkale Vilayeti’nin Biga kasabasındaki, ahalisi serâpa Çerkes olan Mahmudiye Köyü’nden Nurettin Karasu’sunun, ahalinin deyişiyle Nuridin’in hikayesi bu. Mahmut Şenol komiği ve trajiği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Alacakaranlıkta – Thomas Mann

Ey, sonsuzlukta birleşmenin sevinci! Yanılma kurtulmanın, zamanın ve uzamın zincirlerinden kopmanın, seninle benim kaynaşmamızın sevinci, senin ve benim tanrısal sevincimiz! Günün aldatıcı işleri onları ayırabilir; ama büyülü içkinin gücüyle gözleri açılalı beri yalanı bağışlamasını öğrenen yüreklerini hiçbir şey aldatamaz artık. Ölüm gecesini aşkla geçiren- lere, bu tatlı gizi çözenlere gün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gerçekçilik, Yeniden! – Yılmaz Onay

?Gerçekçilik? tartışmalarına yeni bir boyut ve canlılık kazandıracak olan bu kitap, ?Brechtyen estetik?in ülkemizdeki ilk ve en önemli temsilcilerinden Yılmaz Onay?ın kapsamlı bir incelemesi ve manifestosu. ?Gerçekçilik?in, bir sanatsal ?akım? ya da 19. yüzyıla ait sanatsal bir ?biçim? olarak görülmesine itiraz eden Onay, bu dar sınırların dışına taşıdığı kavrama zengin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Fahrenheit 451 – Ray Bradbury

Guy Montag işini seven bir itfaiyeciydi. On yıldır kitap yakıyordu. Gecenin bir yarısında yola çıkışlarını, alevlerin kitapları yutuşunu hiç sorgulamamıştı… Hiç sorgulamamıştı, insanların korkusuzca yaşadıkları bir geçmişi anlatan o 17 yaşındaki genç kızla karşılaşana dek… Montag’ın hayatındaki bütün yanlışlar doğrularla yer değiştirir o andan sonra… İşini, eşini, yaşayışını yeni bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kıyıya Vuran Dalgalar / F Tipi Öyküler – Sibel Öz

Dışarıda Deli Dalgalar” ülkemiz hapishanelerindeki siyasi tutuklularla dayanışmak amacıyla 2008 yılında oluşturulmuş bir vatandaş inisiyatifi. İçimizden herhangi bir “deli”nin fikri olarak doğmuş bir gönüllü çalışması. Biz “Dışarıdaki Deli Dalgalar”, dışarıdan “içeriye” gönderdiğimiz kitaplarla, mektuplarla deliler buluşmasını çoğaltıp, duvarlarda çatlaklar oluşturmaya başlayınca, “içeriden” de o çatlaklar içinden sızan su damlacıkları, çoğala

OKUMAK İÇİN TIKLA

Avrupa Edebiyatı ve Varoluşçuluk – György Lukacs

Avrupa edebiyatının klâsikleşmiş büyük yazarlarının verdiği eserlerin büyüklüğü iktisadî ve toplumsal süreçleri her yönüyle görmeleri ve mevcut şartlarda “daha embriyon halindeki insan tiplerini peygamberce” (Marx) yaratmalarından gelir. İnsan ile toplumsal çevresinin karşılıklı etkisinin yarattığı insan karakterini, insanı bir sınıfsal bireye dönüştüren çizgilerin formasyonunu, insanların nasıl zayıfladığını, birbirleriyle nasıl kesiştiklerini anlatırlar… Ama Varoluşçuluğun yalıtıcılığına

OKUMAK İÇİN TIKLA

Pedro Paramo – Juan Rulfo

İspanyolcanın Don Quijote’den sonraki en büyük başyapıtı! Her yolu kullanarak istediği her şeyi elde eden toprak ağası, kötülüğün ta kendisi Pedro Páramo… Ölüm döşeğindeki annesinin -Marquez’in Macondo’suna esin kaynağı olacak- hayaletli köy Comala’ya babasını aramaya gönderdiği Juan Preciado… Pedro Páramo’nun çocukluk aşkı, bütün ömrünce tutkuyla sevdiği Susanna San Juan…

OKUMAK İÇİN TIKLA

”Nar Çiçekleri” Üzerine Naçizane Bir Yazı – Miralem Gür

Sürgünler,yasaklar,ölümler,anılar,hayaller… Çoğu kez gerçeğe dönüştürülmüş sanal hudutlar.. Tüm bunlar dokununca bir insanın yaşamına, susturulsa da diller kalemlere gem vurulamıyor ve nar çiçekleri açıyor Mehmed Uzun’un o eşsiz sayfalarında. Yaşananlar sözleşince cümlelerle; çokkültürlülük, ötekileştirilenler ve hakları gasp edilen bireylerin yaşam mücadelesi yani ”Nar Çiçekleri” çıkıyor ortaya. Haksızlıklara karşı sesini yükselten, ben

OKUMAK İÇİN TIKLA

Zuwan Vinibose – Fahri Ergun

Kürtçenin Dımıli lehçesiyle yazılan bu şiirler, hem sizi alıp oralara götürecek hem de derin derin düşünmenizi sağlayacak. Bu topraklardaki çok kültürlülüğün bize vermiş olduğu bu zenginlikten ya bi haberiz veya sağırlaştırılmışız. Bu çok renkliliğin, bu çok sesliliğin ve melodi yüklü nağmeler ya dinlettirilmedi bizlere veya yok sayıldı! Bir halkın acıları,

OKUMAK İÇİN TIKLA

San Fransisko’nun Güneyi (Seçme Hikayeler) – Jack London

Jack London’ın sanatı, toplumsal gerçekçilik tarzına örnektir. Seçtiği konular, doğal bir çevre ve hayattan alınmış karakterlerden yararlanılarak işlenmiş yaşam kesitleridir. Kutup ikliminde yaşanan ürkünç olayların hikayesi olan Yaşama Hırsı ve Kayıp Yüz, vahşi doğada, tek başına ölümle yüz yüze kalan insanın, hayatının son anına kadar sürdürdüğü ölüm kalım mücadelesini sergilemektedir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Altıncı Koğuş (Seçme Hikayeler) – Anton Çehov

Kısa öykü türünün büyük ustası Çehov, çürümekte olan Rus toplumunu sade bir dille ve izlenimci bir tarzda resmetmiş; taşra hayatını, hayatta başarısız olmuş tipleri betimlemekte, atmosfer yaratmakta üstünlük göstermiştir. 6. Koğuş, Cırcır Böceği ve Sürgünde adlı seçkin öykülerindeki tiplemeler, Çehov’un kaprisli, günü gününe uymaz insan galerisinde yer alır. Bu, tipik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Doğu Tabletleri – Hüseyin Haydar

Şairin emeği, insanın özgürleşme mücadelesi için var. Dünyamızın içine sürüklendiği ve her geçen gün daha da ısınan savaş ortamında, şiire olan gereksinim kendini daha fazla duyumsatıyor. Bireyin kendi köklerinden koparılıp, ?toplumsal varlık? yüceliğinden, salt ?teknik varlık? konumuna indirgendiği günümüzde, yine şiire iş düşüyor. İnsanlık, kendi yarattığı ?ölümcül teknoloji?yi kontrol edecek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Azalya – Haşim Hüsrevşahi

“Ve bir sevgi var açık etmem ki bir iki açık ettim, hem ilişkiye benden bir şeyler oldu hem o konuşmanın hakkını bilmediler, tanımadılar… Doğruyu söyleyemem ki ben doğruyla başladım beni dışarı atıyorlardı, şayet hepten doğruyu söyleseydim bütün şehir beni atardı… Yetkinlik odur ki eksiklik alasın; işte böyledir anlamadım ve kavramadım…”

OKUMAK İÇİN TIKLA