Etiket: Friedrich Nietzsche

Şeffaflık Toplumu ve Etik Çatışmalar

Şeffaflık, modern dünyanın hem bir ideali hem de bir paradoksu olarak yükseliyor. Her şeyin görünür, erişilebilir ve denetlenebilir olması gerektiği fikri, bireylerden kurumlara kadar her alanda bir talep olarak yankılanıyor. Ancak bu talep, bireyin mahremiyet hakkı, ahlaki sorumlulukların yeniden şekillenmesi ve toplumsal baskının bireyler üzerindeki etkileri gibi derin etik sorular

OKUMAK İÇİN TIKLA

Arılar: İnsanlığın Doğayla Dansında Kadim Bir Sembol

Arıların Mitolojik ve Ritüel Yansımaları Arılar, insanlık tarihinde yalnızca bal üreticisi olarak değil, aynı zamanda derin anlamlarla yüklü bir sembol olarak yer edinmiştir. Farklı kültürlerde arılar, bereket, topluluk, düzen ve ilahi bağlantının temsilcisi olmuştur. Örneğin, Maya uygarlığında arılar tanrısal bir statüye sahipti çünkü bal, yalnızca besin değil, aynı zamanda ritüellerde

OKUMAK İÇİN TIKLA

İmge, Etkilenim ve Varoluşsal Yansımalar: Deleuze, Baker ve Heidegger Arasında Bir Köprü

Sinema ve İmgenin Hareketi Gilles Deleuze’ün sinema felsefesi, görüntünün zaman ve hareketle olan ilişkisini yeniden düşünmeye davet eder. Deleuze, sinemayı bir düşünce makinesi olarak ele alır; ona göre sinema, yalnızca hikâye anlatmaz, aynı zamanda algıyı ve bilinci yeniden yapılandırır. Cinema 1: Hareket-İmge ve Cinema 2: Zaman-İmge eserlerinde, hareket-imgeler ve zaman-imgeler

OKUMAK İÇİN TIKLA

Arı Kovanı ve İnsanlık: Kolektif Varoluşun Aynasında Bir İnceleme

Arıların dünyası, insan toplumlarının karmaşık yapısını anlamak için eşsiz bir mercek sunar. Arı kolonisi, bireylerin değil bütünün hayatta kalışına adanmış bir düzen sergilerken, insan toplumu bireysellik ve kolektivite arasında sürekli bir gerilim yaşar. Kolektif Bilinç ve Arı Zihni Arıların bireysel bilinçten yoksun, ancak kolektif bir zihin gibi hareket etmesi, Carl

OKUMAK İÇİN TIKLA

Herakleitos’un şifre gibi iki düşüncesi var: İlki, varlık olmadığından her şey oluştur; ikincisi bunu izler, varlık, oluş olarak oluşun varlığıdır.

Varoluş ve Masumiyet Neyi anlatıyor “masumiyet”? Nietzsche, acınası suçlama hastalığımızı, kendimiz dışında sorumlular arama veya sorumluyu kendimiz olarak görme hastalığımızı ortaya koyarken, eleştirisini beş neden üzerine kurar. İlki şudur: “Her şeyin dışında bir şey yok”78. Ancak daha derin olan sonuncusu işte: “Her şey diye bir şey yok”; “Tümeli ufalamak gerek,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche: Orta Sınıfın Ahlakının Kökünde Ne Yatar?

Kölelerin ahlaki değerlere isyanları tam olarak yaratıcı bir şekilde ve yeni değerleri ortaya çıkararak içerleme ilkesinde başlamaktadır ve bu, uygun eylem çıkışlarından yoksun oldukları için telafisini hayali bir intikamda bulmaya zorlanan yaratıkların yaşadığı bir içerlemedir. Her aristokrat ahlak, kendi taleplerini başarıyla onaylamaktan doğarken köle ahlakı en başından “kendi dışında”, “kendinden

OKUMAK İÇİN TIKLA

FRIEDRICH NIETZSCHE: Felsefede “Akıl”

Felsefede “Akıl” 1 Soruyorlar bana, nedir filozoflardaki bütün bu alerji diye?… Sözgelimi tarih duygusu eksiklikleri, oluşun düşünülmesine bile duyduktan nefret, Mısırcılıkları.[17] Bir davayı tarihsellikten çıkarmakla, ona bir saygınlık kazandırdıklarını sanıyorlar, sub specie aeterni,[18] — bu davayı bir mumyaya dönüştürmekle. Filozofların binlerce yıldan beri kullandıkları her şey, kavram-mumyalarından ibaretti; gerçek olan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sokrates’in Sorunu – FRIEDRICH NIETZSCHE

Sokrates’in Sorunu 1 Yaşam hakkında, tüm zamanlarda en bilgeler hep aynı yargıya varmışlardır: değmez… Her zaman ve her yerde aynı ses duyulmuştur ağızlarından, — kuşku dolu, efkâr dolu, yaşam yorgunluğu dolu, yaşama karşı direnme dolu bir ses. Sokrates bile demişti ki ölürken: “yaşamak — uzun süre hasta olmak demek: kurtarıcı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Zarın, iki ayrı masada oynandığını göstermek Nietzsche’ye kısmet oldu: Yeryüzü ve gökyüzü masaları. Zarlar yeryüzünde atılıyor, gökyüzünde düşüyor.

Zar Atma Oyunun iki evresi zarların iki evresidir: Atılan zarlar ve düşen zarlar. Zarın, iki ayrı masada oynandığını göstermek Nietzsche’ye kısmet oldu: Yeryüzü ve gökyüzü masaları. Zarlar yeryüzünde atılıyor, gökyüzünde düşüyor: “Şayet tanrılarla yeryüzünün ilâhi masasında zar atsaydım, yer sarsılır, yarılır ve alev ırmakları fışkırtırdı: Zira yeryüzü, yaratıcı yeni sözlerle

OKUMAK İÇİN TIKLA

FRIEDRICH NİETZSCHE Felsefesi

FRIEDRICH NİETZSCHE I. Nietzsche’nin Ataları Nietzsche, Darwin’in çocuğu, Bismarck’ın kardeşiydi. İngiliz evrimcileriyle, Alman milliyetçilerini gülünç duruma düşürmüş olması önemli değildir. Etkisi altında kaldığı kişileri yermek âdetiydi. Borcunu bilinçdışı yolla böyle ödemiş oluyordu. Spencer’in ahlâk felsefesi, evrim kuramının gerekli sonucu değildir. Hayat, sonunda, kendisine en uygun olanın sağ kalacağı bir mücadeleyse,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sokrates “kendini aldatanların en akıllısı” – Nietzsche

Nietzsche için Sokrates ve Yaşam Nietzsche için sokrates‟in esaslı suçu şuydu: yaşamı aşağılamak ve onu değersiz bulmak. Nietzsche‟nin tüm felsefesini yaşamı onaylamak, yaşama evet demek üstüne kurduğu düşünülecek olursa sokrates‟in suçunun büyüklüğü daha iyi anlaşılabilir. “yaşam hakkında, tüm zamanlarda en bilgeler hep aynı yargıya varmışlardır: değmez… Her zaman ve her

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche: En utandığım şey kendimi savunmaya mecbur kalmam.

NIETZSCHE: En utandığım şey kendimi savunmaya mecbur kalmam. Çünkü ilkin kendi varoluş tarzımı başkalarınınkiyle kıyaslayıp anlaşılır saikler isnat etmek zorunda olduğumu fark ediyorum: Alışkın olmadığım için de başaramayacağımı biliyorum. Evet, kendi resmimi ne zaman başkaları üzerinden sunsam şaşkınlığa düşüyorum: “Bu kesinlikle ben olamam!” diye hissediyor, teşekküre kalkışsam kendimi samimiyetsiz buluyorum.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche’de Efendi ve Köle Ahlakı

Ahlaki inançların tarihsel köklerini, moral kavram ve fikirlerin kökenlerini ortaya çıkarma anlamında jeneolojik bir etkinlik içine giren Nietzsche, bizi, biri “efendi ahlakı”, diğeri ise “köle ahlakı” olmak üzere iki karşıt ahlaka götürür. Başka bir deyişle o, antropolojik bir yaklaşım benimseyerek insanların güçlüler ve zayıflar olarak ikiye ayrıldıklarını, bu insanlar arasındaki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yoksulluktan, pislikten ve sefil bir huzurdan ibaret değil mi ki ruhunuz? Friedrich Nietzsche

Bir zamanlar ruh aşağılayarak bakıyordu bedene: ve o zamanlar bu aşağılama yücelerin yücesiydi: bedenin zayıf, iğrenç, açlıktan ölmek üzere olmasını isterdi ruh. Böylece bedenden ve yeryüzünden kurtulabileceğini düşünürdü. Ah, bu ruhun kendisi de hâlâ çok zayıf, iğrenç ve açlıktan ölmek üzereydi acımasızlık da bu ruhun şehvetiydi! Oysa siz de kardeşlerim

OKUMAK İÇİN TIKLA

Özgür mü diyorsun kendine? – Nietzsche

Yalnızlığa çekilmek mi istersin kardeşim? Kendine varan yolu aramak mı istersin?29 Biraz dur da beni dinle. “Arayan, kolay yiter. Her türlü yalnızlık suçtur.” Böyle der sürü. Ve sen sürüdendin uzun bir süre. Sürünün sesi daha sende çınlayacak. Ve sen desen: “ Artık sizinle ortak vicdanım yok benim” yakınma ve ağrı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dört Büyük Yanılgı – Friedrich Nietzsche

Neden ile sonucu karıştırma yanılgısı. — Sonucu neden ile karıştırmaktan daha tehlikeli bir yanılgı yoktur: aklın asıl rezilliği diyorum ben buna. Yine de bu yanılgı insanlığın en eski ve en yeni alışkanlıklarındandır: bizim aramızda bile kutsanmıştır ve ‘din’, ‘ahlak’ adını almıştır. Dinin ve ahlakın kurduğu her cümle, bu yanılgıyı içerir;

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche: İnsanlar ülküsel bir dünya uydurdukları ölçüde gerçeğin değerini, anlamını, doğruluğunu harcadılar.

Önsöz 1 Bu yakında insanlığın karşısına, şimdiye dek ona yöneltilmiş en çetin istekle çıkacağımı göz önüne alarak, önce kim olduğumu söylemeyi gerekli buluyorum. Aslında bilinmeliydi bu: “Kimliğimi saklamış” değilim çünkü. Ama ödevimin büyüklüğü ile çağdaşlarımın küçüklüğü arasındaki oransızlık şuradan belli ki, beni işitmediler, görmediler bile. Ben kendime açtığım krediyle yaşıyorum;

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche ‘den şiirler “Kim ısıtır, kim sever beni daha?”

Ariadne’nin Yakınması Kim ısıtır, kim sever beni daha? Sıcak eller uzatın bana! Yürek mangalları uzatın bana! Vurulup düşürülmüş çırpına çırpına, can çekişenler gibi, ayakları ovuşturulan, sarsılmışım, ah! Bilinmeyen ateşlerle yana yana, sen peşimdesin, ey Düşünce! Adlandırılamaz! Açıklanamaz! İğrenç! Sen, ey bulutların ardındaki avcı! Yerle bir olmuşum senin şimşeklerinle, sen alaycı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche: Nereye Yolculuk Etmeli?

Dolaysızca kendini gözlemleme, kendini öğrenmekte çok ileriye götüremez: tarihe gereksiniriz, çünkü geçmiş yüzlerce dalga halinde akar içimize; kendimiz de, her bir anda bu sürekli akıştan neyi duyumsuyorsak oyuzdur, başkası değil. Hatta burada, görünüşte en bize özgü ve en kişisel özümüzün ırmağına girmek istediğimizde bile geçerlidir Herakleitos’un ilkesi: aynı ırmağa iki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nietzsche’ye Göre İyi Yazmanın 10 Kuralı

8 Ağustos 1882 ile 24 Ağustos 1882 tarihleri arasında Nietzsche; Lou Andreas-Salomé’ye yazdığı mektuplarda iyi bir yazar olmak için sahip olunması gereken on altın kuralını açıklar. 1. Birinci Öncelik Yaşam’dır; Stiliniz Yaşamalı! 2. Stiliniz İletişime Geçmek İstediğiniz Belirli Bir Kişiye Hitap Etmeli! (Karşılıklı İletişim Yasası) 3. Yazmaya Başlamadan Önce Tam

OKUMAK İÇİN TIKLA