Şair Georges Jean, bizi başlangıcından bugüne yazının tarih içindeki serüvenini anlattığı kitabında farklı kültürlere ve ifade biçimlerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
5000 yıl önce ilk kez Sümer uygarlığı tarafından basit muhasebe hesaplarını kaydetmek üzere kullanılan resimyazılarından Mısır hiyerogliflerine, Ortaçağ kaligrafilerinden İslam hat sanatına ve Çin’deki düşünce yazılarına kadar el yazısının ve elyazmalarının gelişimi ve farklı biçimleri ele alınıyor önce.
Georges Jean?ın “Yazı-İnsanlığın Belleği” (Çevirmen: Nami Başer) kitabında alfabenin İsa?dan bin yıl önce yaratıldığı, kökeninde Akdeniz?in batı kıyılarına, Kuzey Afrika, Güney İspanya, Sicilya, Sardunya, Kıbrıs, hatta Yunanistan ve İtalya?ya yayılmış bir halk olan Fenikelilerin bulunduğu belirtiliyor.
Kitaptan bazı bilgiler; Çivi yazısı olsun, hiyeroglifler ya da Çin yazısı olsun, tümünün ortak özelliği sözleri ya da heceleri kaydetmeleridir. Dolayısıyla bu sistemlerde okuma yazma bilmek çok sayıda göstergeyi ve harfi tanımak demektir. Alfabenin işleyişiyse bambaşkadır. İlkece, otuz kadar göstergeyle her şeyi yazmayı sağlar.
Alfabenin ilk modeli olan Fenike alfabesi ünlü harfler içermez. İbranice ve Arapça gibi Sami dillerinin özelliği de çok az ünlü içermeleridir.
“Kare yazı” adı verilen Eski İbranice yüzyıllar boyunca çok az değişikliğe uğramıştır. İbrani yazısında, anıtlar üzerine kazınan ve kutsal metinleri kaydetmek üzere kullanılan büyük harfler dışında, gündelik olarak kullanılan “işlek” harfler de bulunur.
“Alfabe” sözcüğü, Latince “alphabetum” teriminden türemiş ve Yunan alfabesinin Sami dillerinden aldığı ilk iki harf “alfa” ve “beta”nın birleştirilmesiyle oluşmuştur.
Arapların kullandığı en eski harfler, Fırat Nehri üzerinde bulunan Kufe kentinden esinlenilerek kufi adını almıştır. Çağdaş Arap harfleri ise, miladi takvime göre 933 yılında Halife Muktedir Cafer döneminde yaşayan Vezir Mukle?nin buluşudur.
Ardından ilk matbaa kuruluyor, yazının tarihi basımcılığın ve tipografinin tarihiyle bu noktada kesişiyor. Kitabın ve basımcılığın serüveni de başlamış oluyor böylelikle. Genelleşen ve yaygınlık kazanan yazı, artık dinsel imgelerden müziğe, dil oyunlarından edebiyata ve bilimsel formüllere kadar çok farklı alanların ortak ifade aracına dönüşüyor. Ve Georges Jean’ın belgeler ve tanıklıklarla gösterdiği gibi, modern dünyada yazı, harf, kendiliğinden bir varlık oluyor, dünyanın vazgeçilmez bir parçasına dönüşüyor.
Maine Üniversitesi’nde dilbilim ve göstergebilim profesörlüğü yapan, yazın kuramı üzerine yazıları, pedagojik incelemeleri, şiir antolojileri ve denemeleriyle kırka yakın yapıta imza atan şair Georges Jean’ın Yazı, İnsanlığın Belleği adlı bu kitabı hem tarihsel bir inceleme hem de bir arşiv çalışması olarak değerlendirilebilir.
Çiviyazısı göstergeleri bütün Mezopotamya’ya yayılırken, uzak Çin’den yakın Mısır’a kadar birçok yerde farklı yazı sistemleri doğmakta ve gelişmektedir. İnsanlar, tanrının bir hediyesi olarak gördükleri yazı aracılığıyla dünyanın dört bir yanında taş kil ya da papirüs üzerine tarihlerini kaydetmeye koyulurlar.
Ünlü şair Adonis, Özdemir İnce ile söyleşisinde, alfabenin yayılmasını bir efsane ile tasvir ediyor:
??Finikeliler alfabeyi yarattıklarında bunu evrene armağan ettiler. Mitolojide Kadmos ile Avrupa kardeştir. Kadmos bir Lübnan tanrısı, Avrupa da onun kız kardeşidir. Bir gün Avrupa deniz kıyısında yüzerken Yunan tanrısı Zeus, yukarıdan Avrupa’yı görüyor ve ona áşık oluyor.
Boğa kılığına girerek Avrupa’yı baştan çıkarıyor ve kaçırıyor. Kızkardeşini aramaya çıkan Kadmos dünyanın bütün halklarına alfabeyi armağan ediyor ki, kız kardeşini gördüklerinde nerede olduğunu kendisine bildirsinler.??
Georges Jean’ın Yaşam Öyküsü
1920’de Besançon’da doğdu. Saint Cloud Öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra 1967-1981 arasında Maine Üniversitesi’nde dilbilim ve göstergebilim dersleri vermiştir. Yayımladığı kırka yakın yapıtı arasında sekiz şiir derlemesi, şiir sanatı ve pedagoji üzerine denemeleri ve sekiz şiir antolojisi bulunmaktadır. Gallimard “En poésie” koleksiyonunda yayımlanan 5 ciltlik şiir antolojisi Le livre de tous les pays, le Plaisir des mots’yla [Ülkelerin kitabı, Sözcüklerin tadı] 1980 Fransa Vakfı Ödülü’nü ve D’entre les mots [Sözcükler Arasından] adlı yapıtıyla da 1985 yılında Louise-Labbé ödülünü almıştır.
Güzel bir site, konuları da güzel seçiyorsunuz, umarım devamı gelir.