16.Yüzyılda İstanbul – Köleler ve Esir Pazarı 

Türkler için köleleri, sahip oldukları zenginliklerin başında gelirdi. Kölelerin büyük çoğunluğunu Hıristiyan Çerkezler oluştururdu. Diğerleri Gürcistan ’dan, Eflak ’tan, Sırbistan ’dan, Bosna ’dan, Transilvanya ’dan, Slavya ’dan, Macaristan ’dan, Sicilya ’dan, İtalya ’dan ve Ege Adaları ’ndan, kısaca Türklerin egemenliğindeki bütün Hıristiyan ülkelerinden toplanmıştı [POSTEL 34].
Türkler, genellikle kendilerine uzun süre hizmet etmiş kölelerini, özgür bırakırlardı. Ancak, bunun için kadıdan izin gerekirdi. Salınan köle belirli bir iş sahibi ise, ülkenin neresinde olursa olsun iş yapabilirdi. Oysa, Müslümanlığı kabul etmiş ise, bunların kendi ülkesine dönmesi çok zordu. Çünkü yakalanırsa tekrar köle olarak satılabilirdi.

Köleler oradan oraya satılır, el değiştirirken birçok dil öğrendiklerinden bunlardan tercüman ya da danışman olarak da yararlanılırdı. Dernschwam, bunların dürüst, güvenilir ve sadık olmadıklarını söyler [DERNSCHWAM 66].

Bunların kaçmasına engel olmak için sünnet edildikleri söylenir. Oysa, hepsi de sünnet edilmezdi; çünkü bazı köle sahipleri bunlara bağımsızlıklarını vermek için, örneğin 1.000 akçe gibi belirli bir fiyat koyarlar; köle de bu parayı kendisi kazanmaya ya da arkadaşlarından sağlamaya çalışırdı. Ancak, bu süre içinde efendisi kendisine yiyecek içecek vermediğinden, köle yaşamak için çok zorlanırdı [DERNSCHWAM 140].
Hıristiyan kölelere o kadar kötü davranılıyordu ki, bunlardan bazıları, yakalanınca öldürülmek pahasına bile yine de kaçmayı göze alıyorlardı. Bunların çoğu, nehirlerde, derelerde, dağlık yollarda kaçmaya yeltenir, yakalanırlarsa cezaları çok şiddetli olurdu [DERNSCHWAM 68-69].

Heberer, bir kez Macaristan ’dan Galata ’ya getirilen birçok Alman esirden yedisinin 120 dükadan satıldığından söz ediyor [HEBERER 305].
Bazı açıkgözler esir pazarlarında satışa çıkarılan kadın ya da erkek köleleri almadan önce sınamak bahanesiyle köleyi bir kenara götürüp bazen akşama kadar alıkoyar, onları çirkin bir biçimde kullandıktan sonra satın almadan geri verirlerdi. Bazen de köle sahipleri ellerindeki kadın köleleri satmak için açıkartırmaya koyar, artırma sona ermeden saptanan fiyatın çok altında satıverirlerdi. Bu gibi aldatıcı davranışlar da birtakım kararlarla önlenmeye çalışılmıştı.

Örneğin, kural dışı davranan köle sahibinin köle satışı ömür boyu yasaklanacaktı [AR 42].

Müslüman olmayan birisi köle satın aldığında aldığı kölelerin sayısını bildirmezse köleler kendisinden geri alınacaktı [AR 43]. Bir kez, Müslüman olmayan bir kişiden yeni satın aldığı 32 köleyle yeni salıverdiği 51 köle, kayıt edilmedikleri gerekçesiyle geri alınmış, tümü Müslüman alıcılara satılmıştı [AR 44].

METİN AND
16. Yüzyılda İstanbul
Kent – Saray – Günlük Yaşam
YKY