Korintliler’e Birinci Mektup’tan: Sevginin Yüce Sanatı ve İnsanlığın Eksikliği
Jungish
Ey okur! Şu modern hayatımız, her şeyi ölçüp tartan, her şeyi yarışa döken bir pazardan ibaret değil midir? Kimin daha bilgili olduğu, kimin daha zengin konuştuğu, kimin daha büyük mucizeler yarattığı tartışılır durur. Lakin, aradan iki bin sene geçmiş, Aziz Pavlus Efendi’nin Korint cemaatine yazdığı o meşhur mektup, hala kulağımıza büyük bir hakikati fısıldıyor: Bütün bu şatafatınız, eğer sevgi yoksa, boş ve nafiledir!
İşte size, o meşhur 13. Bölümden çıkan, ruhumuzu ve toplumumuzu silkelercesine vuran üç ders:
1. 🎺 Boş Bir Teneke: En Büyük Yeteneğin Sınırı
Pavlus, en başta şunu söylüyor: “İnsanların ve meleklerin dilleriyle konuşsam, ama sevgim olmasa, ses çıkaran bir tunç ya da çınlayan bir zil olurum.”
- Mesele: Bizim bugünlerdeki derdimiz bu değil midir? Herkes fikir beyan etme, hüküm kesme derdindedir. Kiminin sözü akademik jargondan geçilmez, kiminin sözü siyasi nutuktan… Lakin o sözlerin içinde samimiyet, merhamet ve sevgi yoksa, o sözler neye yarar?
- Gündelik Örnek: Hani o bilmiş, ukala komşumuz vardır ya. Her şeyi bilir, her konuda en son sözü o söyler. Lakin ne zaman ki bir yardım istersin, hemen kaybolur. İşte o komşunun sözleri, boş bir tenekenin gürültüsü gibidir. Yüksek ses çıkarır, ama içi boştur. Bütün o bilgi, kehanet ve iman, eğer sevgi denen o harçla yapılmamışsa, bir hiç uğruna yıkılıp gider.
2. 🛡️ Sevginin Zırhı: Olması Gereken İnsan Hali
Pavlus, sonra kalkar, bize sevginin ne olduğunu bir terbiye dersi gibi anlatır: Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir, sevgi kıskanmaz, övünmez, kabalık etmez, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz.
- Mesele: Bu liste, bize toplumun neresinden kırıldığını gösteren bir ayna gibidir. Bizim insanlarımız, ne kadar sabırsız, ne kadar kıskanç, ne kadar kendi çıkarını düşünen kimseler haline geldi, değil mi? Sevginin tarif ettiği olgunluk ve erdem, bizim için artık sıra dışı bir hale geldi.
- Jungcu Bağlantı: Bu listenin her maddesi, aslında Gölgeyle (Shadow) yüzleşmenin bir dersidir. Kıskançlık, başkasının iyiliğini hazmedemeyen Gölgedir. Övünmek, içerideki yetmezlik kompleksi yüzünden kendini şişiren Gölgedir. Sevgi, bu Gölge hallerini aşarak bütünlüğe (Self) doğru yürümenin yoludur.
3. 🧩 Yarımdaki Mükemmellik: Bütünleşme Arzusu
Pavlus, son olarak şunu söyler: “Şimdi bilgimiz de kehanetimiz de yarımdır… Şimdi ise aynadaki gibi silik görüyoruz; ama o zaman yüz yüze.” ve “Şimdi üç şey kalıcıdır: İman, umut, sevgi. Ama bunların en yücesi sevgidir.”
- Mesele: İnsan bilgisi ne kadar artsa da, hala eksiktir ve yarımdır. Ne kadar mühendislik bilsek de, hayatın sırrını tam çözemeyiz. Bütünlük (mükemmellik), bu dünyada tam olarak elde edilemez; o, geleceğe ait bir umuttur.
- Felsefi Sonuç: İşte bu yarımlık hissi, bizi sürekli anlam aramaya iter. İman ve umut, bizi bu yarımlıkta ayakta tutar. Ama hepsinin üstünde, bizi hem bu dünyada hem ötede bütünlüğe ve birliğe taşıyacak olan yegane şey, o kaybettiğimiz koşulsuz sevgi (Agapē) duygusudur. Sevgi, bizim eksik parçalarımızı birleştiren o manevi harçtır.
Netice-i kelam, ey okur: Bu mektup, sadece bir dini metin değil, aynı zamanda hastalanmış ruhumuzun ve parçalanmış toplumumuzun reçetesidir. Zil gibi ses çıkarmak yerine, sevgiyle susmayı veya şefkatle konuşmayı öğrenmeliyiz.
Selametle…


