Ruhun Yeni Dertleri ve O İnatçı Fransız Mektebi: Psikanaliz Yetiyor mu?

Doktor Bey, Dert Sadece Koltuğun Ucunda Değil, Hücrenin Yapısındadır!

Yazar: Jungish

(Eski Usul Çözümlerin, Yeni Çağın Çetrefilli Baş Ağrısı Karşısındaki Çaresizliği)


Aziz Okuyucularım, Ey İlimde Gerçeği Arayanlar!

Şu bizim ruh bilimi (psikiyatri) âlemi, öyle bir dertle boğuşuyor ki, sanırsınız bütün ilmî kitaplarımızı yeniden yazmamız gerek! Mesele, Psikanaliz dediğimiz o koca, saygıdeğer geleneğin, nörodiverjans gibi yeni çıkan dertler karşısında ne yapacağıdır.!

I. Gelenek Züppeliği: Freud’un Koltuğu, Beynin Ritmini Tutmuyor

Psikanaliz, bütün dertlerin kökünü geçmişte, çocuklukta, baba-anne çatışmasında arar. Bu, yüz yıldır iyiydi hoştu; ama bu devirde “yeni usul” dertler çıktı.

  1. Gölge Düşen Koltuk: Psikanaliz, bir zamanlar bütün sorunların bilinçdışı bir çatışma (Oedipus, kompleksler) sonucu ortaya çıktığına inandı. Oysa şimdi görüyoruz ki, farklı bir zihin yapısıyla (Otizm, ADHD) doğan bireyler var. Onların derdi, baba sevgisinden çok, duyusal aşırı yüklenme ve nörolojik ritim farkıdır!
  2. Fransız İnadı: Özellikle Fransız psikanaliz ekolü (o kibirli, ağdalı dilleriyle meşhur olanlar), uzun süre biyolojik gerçeği reddetti. Sanki beyin değil, Freud’un kuramı dünyaya hükmediyormuş gibi davrandılar. Çocuk, “soğuk anneden” hasta oluyormuş safsatasına sarıldılar. Bu, bilimsel kanıtı, ideolojik inatla ezmektir!

II. Gerekli Olan: Beyin ve Ruhun Yeni Evliliği

Artık meselenin çözümü, eski yöntemlerle yetinmekten geçmiyor. Ruhbilim, iki ayak üzerinde durmayı öğrenmeli:

  1. Yapısal Gerçeği Kabul: Psikanalizin, nörolojik ve genetik farklılıkları dışlamayı bırakıp, onları yapısal bir gerçeklik olarak kabul etmesi gerekir. Tedavinin hedefi, bilinçdışı çatışmayı çözmekten çok, farklı işleyen bir zihne ait olmanın yarattığı travmayı hafifletmek olmalıdır.
  2. Kolektif Dert: Dert, sadece bireyin kâfasının içinde değil, hastalıklı bir sosyal yapıdadır. Tıpkı Radikal Terapistlerin dediği gibi: Koltuğa yatanın değil, toplumsal düzenin tedavisi lazımdır.

III. Sonuç: Yeni Psikanaliz Mümkün mü?

Bu çelişkili durum, aslında psikanalizin kendi kendini yenilemesi için bir fırsattır.

  • Bütünleşme: Psikodinamik yöntemler, bireyin duygusal derinliğini ve geçmişten gelen ilişki kalıplarını anlamada güçlüdür. Bu yöntemler, davranışsal ve bilişsel bilimlerle birleşerek, daha bütünsel ve insancıl bir şifa sanatı yaratabilir.

Velhasıl: Psikiyatri, ya eski, kibirli kuramlarının ardına saklanıp yeni hastalarına sırt çevirecek, ya da bilimin ışığını ve insanın acısını cesurca kucaklayarak kendi ruhunu kurtaracaktır. Seçim, bellidir!

#ZihninYeniDüğümü #PsikanalizinKrizaliti