Ölümü Kapıda Bekletmek “Gönül Gözüyle 3” Afşar Timuçin
Ölümü geciktirmek de genel olarak insanların bir türlü vazgeçemediği bir tutumdur. Ölümcül hastayı, ölümün eşiğine gelmiş kişiyi acılar içinde biraz daha kıvrandırmak bencilliğimizin yani zayıflığımızın bir sonucudur. Özellikle yaşını başını almış ve gitme zamanı gelmiş insanlar için ölümü yalnızca doğanın kaçınılmaz bir buyruğu olarak görmek ve bunu zorla ileriye atarak kendimizi rahatlatmak bana pek insana yaraşır bir tutum gibi görünmez.
Bir Gün Övgüsü
-Ben ölecek olduktan sonra/Musa’nın bir başka türlüsü İsa-
Gece duran bir fesleğen saksıda
Gün dalında değişen kasımpatı
Akşam dar geçitlerde aldatıldı
Artık çiçek saymıyorlar akşamı
Sabah olsa olsa uzun selvidir
Duruşu ölümlerle gerilidir
-Yokluğunun tutarsız bir anlamı
Gece neye giderler savaş mı başlatıldı
Bir karanlık yanıyor
Nereye koşarlar dizili adımlarla
Kan en sonun da gene susuzluğu özlerken
Duyarlığım yarı yolda kalıyor
Niye sadece bana bıraktın yamaçları
Seller içimi deşiyor düzenim dağılıyor
Yıkımı yorgunluğu ölümle sevişiyor
Sen gene bak baktıkça düzenim değişiyor
Yaralı güveni dağ aşılmazlığında
Bilinmeyen bir gün gibi aklında
Varlığıyla birden pençeleşiyor
Daralıyor güneşinin kapsamı
Karanlığı sarsılmaz anlamda gelişiyor
Afşar TİMUÇİN
DENİZİN BEKLEDİĞİ
Seni sevmek mor denizlerdi biraz
Ne kadar gidilse bir o kadar bitmeyen
Umutlar ve yıkışmalar ardında direnilen
Seni sevmek mevsimler içinde en güzel yaz
Seni sevmek yaşamanın aşılmaz büyüklüğü
Seni sevmek kan dolu yüzyılları korkutan
Ve sığınıp ılık kıyı kentlerine bir akşam
Seni sevmek çocukların düşlerinde gördüğü
Varılırdı daha saydam günlere isteseler
İsteseler yalnızlık giremezdi evlere
Seni sevmek bir kırlangıç olacak bekleseler
Ve uçacak durmadan adasız denizlere
Kim bulacak cam kırığı gözlerinde sevgimi
Sonra yalnız kalmak gibi yoksulca uğuldayan
Bütün okyanusların baş eğdiği tek kaptan
Sana verdim geç diye bütün denizlerimi
Afşar TİMUÇİN
ESKİ EV
Geçici dinginliğini kurar kuşku
Bir yağmur öncesinde bis susuşu andırır
Çoktan eridi biten bir yaz gibi
Yüklenerek aşınmaları tahtalar
Bir zamandır unuttuk merdivenleri
Ayak izleri öylece kaldılar
Sessizce dibe çökmüş anılarda
Okunmuyor artık karmakarışık
Gittikçe kapanan bir göz oluyor
Tahtalarda silinen bakışların artık
Söze vurulmaz bir yıpranmışlık
Günden güne gevşiyor çivilerden
Onarmalı basamakları boyamalı
Uydurma bir gök mavisine biraz
Yeni gelenler merdiveni
Yeni kesilmiş tahtalardan sanırlar
Boya çekin yaşanmışın üstüne
Onlar orada okunmadan kalırlar
Afşar TİMUÇİN
SÜRGÜN
Senin değil bir çocuğun elleri
Bir daha gülebilmek için yürek genişliğince
Bir susmanın gölgesine sığınır
-Ellerinde kopan bütün tutuşlar
Eskiden kalma bir savaş düzeni
Tutku son kalan çocuktur
Pembeleşen sessizleşen sokakta
Yalnızlığın koruduğu ağaçlarda
Akşamın korku gibi içilen karanlığı
Uzun bir yolculuktur
Bir deniz kıyısında çağrışan mavileri
Taşır zarflara koyup postacılar
Biraz daha geceyse güneşin umuru mu
Bütün mektuplar aynı özlemi yazar
-İki yıl geçti yüzümden sen görmeyeli beri
Afşar TİMUÇİN
YAŞAMAK
Niye gözlerinde bu kadar yanlış adam
Çiziyor sancılı boyalarla resmimi
Yaşamak o senin saçlarını
Akşamlardan akşamlara alıp götüren sudur
Yaşamak bir çocuğun oyuncaksız uykusudur
Söndürerek umutların derin ışıklarını
Ve düşünceler gömerek karanlığın ortasına
Yoksul sesler örneği duvarlara çarparak
Kendini çorak toprakta ölümlere adayarak
Yaşamak sürüklemektir düşlerin tortusunu
Afşar TİMUÇİN
YAZLA BİTEN
Dışarıda zamanı yürüten kırık bir arabanın
Soluğunda uyur bütün akşam saatleri
Günün yanıbaşında güne uzak kalmanın
Unutmayla kapanır perdeleri
Nasıl beklenmeden gelir yağmur bulutu da
Nasıl ince yağmurlarla sarar serüvenleri
Dünyada bir benzeri olmayan saatleri
Koyar eski sandıkta tozlanmış kutusuna
Hiçbir eksik sağınmanın gölgeleyemediği
Bir yalnız kalmanın son yaprakları dökülür suya
Bitmeyecek güneşleri içen sonbahar var ya
Hem kendini eskitir hem dağda çiçekleri
Eskiyen kurbağalarla sesi çıkmaz suların
Gece bütün bir karanlıkta aralıksız sancılanır
Aynı suları doldurur senin zaman dediğin
Onda hem bir sen olma hem kaçma umudu vardır
Afşar TİMUÇİN
YENİ GÖKLER
Büyük kuşların uçmak zorunda olduğu gökleri
Eski sürüngenler bir türlü anlamadılar
Bir kanat vuruşuyla çekip gitmeleri
Yol korkakları her zaman yadırgayacaklar
Ve birden geriye dönüşün kırmızı gülleri
Bizi en olur biçimde uzun uzun anlatmalıdırlar
Giydiğimiz yamalı yorgunluk eskileri
Unutulmuş olmaya artık katlanmalılar
Eğer hiç sarsılmayacak bir yalnızlığımız varsa
O bizi birbirimize doğru iten bir Pazar
Sevişmeler taş devrinden kalmaysa
Utansın mı tarihten önceki zamanlar
Büyük kaptanların geçmek zorunda olduğu denizleri
Balinalar ve buz dağları korkutamayacak
Korku bir yüz karası gibi sancılanacak
Silip attığı için bütün değişmeleri
Afşar TİMUÇİN
Afşar Timuçin?in Yaşam Öyküsü
1939’da Akhisar’da (Manisa) doğdu. Fevzipaşa bucağı (Gaziantep) ilkokulunu, Adana Tepebağ Ortaokulunu bitirdi. Adana Erkek Lisesi’nde başladığı lise öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamladı. 1959-1960 ders yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde ve Felsefe bölümünde başladığı yüksek öğrenimini 1967’de Kanada’nın Quèbec eyaleti Montrèal kentinde Montrèal Üniversitesi Felsefe Fakültesi’nde tamamladı. 1968-1970 arasında Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde Fransızca okutmanlığı yaparken 18.11.1968’de İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünde Prof. Macit Gökberk’in danışmanlığında başladığı “Descartes’çı bilgi kuramının temellendirilişi” adlı doktora çalışmasını 1970 ilkyazında sona erdirdi.
O yıl Erzurum’dan İstanbul’a dönen Afşar Timuçin 1975’e kadar çeşitli yayınevlerinde çalıştı, redaktörlük ve çevirmenlik yaptı. 3.3.1975’den başlayarak İstanbul Devlet Konservatuarı’nda ücretli olarak felsefe, estetik, psikoloji, ahlak gibi dersler okuttu. Bu geçici işinden 1976’da kendi isteğiyle ayrılarak bir arkadaşıyla Kavram Yayınları’nı kurdu. İki yıl sonra yeniden öğretmenliğe başladı. Doktorası gibi doçentliğini de “dışarıdan” elde etti, “Descartes felsefesine giriş” adlı yayımlanmış çalışmasıyla 29.4.1981 tarihinde batı felsefi tarihli doçenti unvanını aldı.
İstanbul Devlet Konservatuarı’nın Devlet Konservatuarı adıyla Mimar Sinan Üniversitesi’ne bağlamasından sonra bu kurumda lisans, yüksek lisans ve yeterlilik-doktora düzeyinde düşünce tarihi, eğitimbilim, estetik gibi dersler okutan Afşar Timuçin 1922’de profesörlüğe yükseltildi. Afşar Timuçin 2001’den beri Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde Felsefe Bölümü Başkanıdır.
Felsefe ve edebiyat konularını içeren “Felsefe Dergisi”ni aralıklı olarak on altı sayı çıkarmış olan Afşar Timuçin “Böyle söylenmeli bizim türkümüz” adlı şiir kitabının birinci bölümünü oluşturan “Ayrılıkta söylenmiş bir yaz türküsü”nde yer alan şiirleriyle Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu 1970 Sanat Ödülleri yarışmasında başarı ödülünü kazanmış, “Nazım Hikmet’in şiiri”yle de Türk Dil Kurumu eleştiri ödülünü almıştır. Truva Kültür Sanat Ödülleri’nin 1997 şiir ödülü de Afşar Timuçin’e verilmiştir. Afşar Timuçin’in birçok şiiri Fransızca, İspanyolca,Rusça, Bulgarca gibi dillerde yayımlanmıştır. Afşar Timuçin 2000 yılında Unesco’nun öncülüğünde kurulan ve merkezi Verona’da bulunan Dünya Şiir Akademisi’nin kurucu üyesidir.
Yabancı dillerde yayımlanan öykü, şiir ve romanları:
Revista Atlantica 19. sayı 1999
François-Michel Durazzo tarafından çevirisi yapılan 9 adet derginin bu sayısında İspanyolca olarak yayınlanmıştır.
Aujourd’jui POÈME 16. sayı, 2000
Lionel Ray tarafından hazırlanan ve beş şairin yer aldığı bir bölümde Afşar Timuçin’in “Yazıt” adlı şiiri de Fransızca olarak yayımlanmıştır.(François-Michel Durazzo’nun çevirisiyle.)
Encontros de Talàbriga (3. Festival Internacional de Poesia de Averio. 2001)
(3. Uluslararası Averio şiir festivali ortak kitap- Rosa Alice Branco tarafından çevirisi yapılan 5 adet şiir bu kitapta Portekizce yayımlanmıştır.)
Libertè 255. Sayı, Şubat 2002 (Montrèal / Kanada. Edebiyat Dergisi)
François- Michel Durazzo tarafından çevirisi yapılan 10 adet şiir derginin bu sayısında Fransızca olarak yayımlanmıştır.
Rusça’da yayımlanan yapıtlar
Gece Gelen Eski Dost- Roman (Mockba yayınevi, 1989)
Türk Şiir Antolojisi, 6 şiir (Mockba yayınevi, 1989)
Türkçede şimdiye değin yayımlanmış kitapları
İnceleme-Araştırma-Deneme
Descartes (Descartes’çı Bilgi Kuramının Temellendirilişi) Doktora Tezi
Aristoteles Felsefesi (1972, 1976, 2000,1976)
Descartes Felsefesine Giriş (1980, 1999)
Niçin Varoluşçuluk Değil (1985)
Estetik (1987, 1994, 1998, 2001, 2002, 2003)
Düşünce Tarihi,
1. Cilt: Gerçekçi Düşüncenin Kaynakları, (1994, 1998, 2001, 2002)
2. Cilt: Gerçekçi Düşüncenin Gelişimi (1994, 1998, 2001, 2002)
3. Cilt: Gerçekçi Düşüncenin Çağdaş Görünümü (1994, 1998, 2001, 2002)
Felsefe Sözlüğü (1978, 1979, 1990, 1994, 1998, 2001, 2002) Sevmek Ne Güzel Şeydir (1991)
Gerçekçi Düşünce Gerçekçi Sanat (1992)
Felsefe Bir Sevinçtir (1995, 1997, 2003)
Özgür Prometheus (1997, 2002)
Aşkın Diyalektiği (2002, 2003)
Yeni Şiirimizin Kısa Romanı (2003)
Ölesiye Sevmek (2003)
Demokrasi Bilinci (2004)
Şiir
Çöl (1968, 1990, 1997, 2003)
Destanlar (1969, 1992, 1997, 2003)
Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz (1974, 1990, 1997, 2003)
Savaşçı Türküleri (1980, 1990, 1998, 2003)
Boş Beşik (1981, 1990, 2003)
Ey Benim Böyle Gider (1992, 2003)
Arınmalar (1993, 2002)
Akşam Türküleri (1998, 2002)
Bulutlar Deniz Kokar (2002)
Roman
Yarına Başlamak (1975, 1977, 2003)
Gece Gelen Eski Dost (1980, 1983, 1994)
Kıyılar Durunca (1983)
Öykü
Denizli Pencere (1981, 1991)
Neden Bazı Akşamlar (1985)
Aşk Olsun Kırlangıçlar (1996)
Çeviri
Vietnam Şiiri (A. Kadir’le) (1973)
Filistin Şiiri(A.Kadir’le) (1974)
Portekiz Sömügerleri Şiiri, Antoloji (A. Kadir’le) (1975)
Diyalektik, İnceleme (P. Foulquiè’den) (1975)
Sosyoloji Tarihi, İnceleme (G. Boulthoul’den) (1975)
Tek Boyutlu İnsan, İnceleme (H. Marcuse’den T. Tunçdoğan’la) (1975)
Aşk, İnceleme (P. Burney’den) (1975)
Acı, Roman (A. de Richaud’dan) (1976)
Sisler Rıhtımı, Roman (P. Mac Orlan’dan) (1976)
Diyalektik Araştırmalar, İnceleme (L. Goldmann’dan M. Sert’le) (1976)
İnsan Bilimleri Ve Felsefe, İnceleme (L. Goldmann’dan F. Aynuksa’yla) (1977)
Keşişin Köpeği, Roman (D. Buzzatti’den) (1981)
Kant Felsefesine Giriş, İnceleme (L. Goldmann’dan) (1983)
Eskiçağ Maddecileri, İnceleme (P. Nizan’dan) (1998)
Yöntem Üzerine Konuşma, Felsefe (R. Descartes’dan Yüksel Timuçin’le) (1998)
Metafizik Üzerine Konuşma, Felsefe (Leibniz’den ) (1999).