Akdeniz’de Kadın İstihdamının Seyri – Derleyen : Ayşe Buğra, Yalçın Özkan

Son otuz yılda yaşanan çarpıcı küresel dönüşüm, geleneksel cinsiyet rollerini de sorgulanır kıldı. Kadınların işgücüne katılım oranı dünya çapında artarken, kadın istihdamının farklı toplumlardaki durumu yeniden incelenmeye başlandı. Elinizdeki çalışma, beş Akdeniz ülkesindeki kadın istihdamının genel seyrini gözden geçirerek bu alana ilişkin önemli soruları yanıtlıyor. İtalya, İspanya, Yunanistan, Türkiye ve Mısır’ın ekonomik ve sosyal farklılıklarıyla birlikte, benzerliklerini de ele alan çalışma, mevcut literatüre eleştirel bir yaklaşımla daha geniş bir analiz çerçevesi sunuyor.

Ayşe Buğra ve Yalçın Özkan’ın derlediği çalışmaya katkıda bulunan uzmanlar örneklerini geniş bir Akdeniz bağlamına yerleştirerek, genellikle gelişmiş Batı ve gelişmekte olan Güney ülkeleri için farklı açılardan tartışılan muhtelif sosyal dönüşümleri ve bunların toplumlara özgü sonuçlarını karşılaştırmalı olarak ele alıyorlar. Bu yaklaşım, ekonomik gelişimin ve yapısal dönüşümlerin kadın istihdamı üzerinde yarattığı sonuçların diğer faktörlerle ne şekillerde etkileştiğini, toplumsal cinsiyet ilişkilerinin kültürel ve kurumsal çevresinin siyasal değişimin dinamikleri tarafından nasıl şekillendirildiğini ortaya koyuyor.Akdeniz’de Kadın İstihdamının Seyri, dünya sistemi yoğun bir değişimden geçmesine rağmen sabit tutulmaya çalışılan kadının konumu hakkında açıklayıcı ve geleceğe dair önemli ipuçları sunan bir çalışma.
(Tanıtım Bülteninden)

Kadın emeğinin Akdeniz’deki seyir defteri – PÜREN MUTLUTÜRK MERAL
(13.03.2014, http://kitap.radikal.com.tr/)
Ayşe Buğra ve Yalçın Özkan tarafından derlenen kitapta beş Akdeniz ülkesi üzerinden kadın istihdamında yaşanan değişimlerin ampirik ve normatif değerlendirmesi ortaya konuyor. Sonuç: Aşılacak daha çok engel var.
Kadın kimliği toplumsal ve politik süreçlerde, aile içerisinde en çok ?bahis konusu? olan ve uğruna en çok dönüşüm çabası verilen aidiyettir. Kadının ?varlık? olarak toplumsal yapıdaki yerini antik çağlardan itibaren tartışmak laf kalabalığı sayılırsa; modernleşme ve akabinde gelişen kadın hareketleri neticesinde göze ?görünen?, kadının ?varlığının? gelişimine çok iyimser bakmak da fazlasıyla optimist bir bakış açısı gerektirir. Zira tüm çabalara rağmen, özellikle Türkiye özelinde, kadın meselesindeki toplumsal ve politik duruş ortadadır. Bu anlamda kadına yönelik bakış açısında çeşitli ?iyileşmeler? sağlansa da, mevcut durumda annelik, ev işleri, özel alan aidiyeti gibi algılardan sıyrılamadan benimsenen bir kadın figürü varlığını devam ettirmektedir.

Beş ülke üzerinden karşılaştırmalı çözümleme
Bu anlamda kadının emek piyasasına dahil olabilmesi de tarih sahnesine geç yansımış bir perdedir. Özellikle özel alana ?hapsedilen? kadın ücretlendirilen emekten yoksun, aile bakımı sorumluluğunda olan konumundadır. Ancak son çeyrek yüzyıldan biraz fazla bir zaman zarfında yaşanan küreselleşme ile birlikte kadının, ücretlendirilen emeğe katılımında artışlar gözlemlenmiştir. İşte bu gelişmelerin bölgesel analizlerinin incelenebilmesi noktasında Akdeniz?de Kadın İstihdamının Seyri karşımıza çıkıyor. Ayşe Buğra ve Yalçın Özkan tarafından derlenen kitapta beş Akdeniz ülkesi üzerinden kadın istihdamında yaşanan değişimlerin ampirik ve normatif değerlendirmesi ortaya konuyor. İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye ve Mısır bahsi geçen bu ülkeler? Kitapta ülkeler bazında şekillenen bölümler, o ülkelerdeki ilgili konu üzerinde çalışanların makalelerinden oluşuyor. Kitabın Türkiye ayağında ise Ayşe Buğra ile Yalçın Özkan?ın çalışmasına ulaşabilmek mümkün.

Öncelikle bu ülkelerin seçilmesindeki ortak noktanın, hepsinin de tarih sahnesi içerisinde geç sanayileşen ülkeler olduğunu belirtmek gerekiyor. Aynı zamanda kitabın giriş bölümünde de belirtildiği üzere, ?Çalışılan bu beş ülkede, kadının toplumdaki ve çalışma hayatındaki konumu, aileyi ve dini merkeze alan değer ve geleneklerle şekillenmiş bir tarihsel zeminde? oluşuyor. Aynı zamanda belirtilen bu temel arka planın kadın istihdamı sürecine etkisinin politik değişimlerden bağımsız olarak nitelendirilmemesi gerektiği de akılda tutulması gereken bir öncelik arz ediyor. Bu çerçeveden bakıldığında kitap, aslında bu beş ülke üzerinden okuyucuya karşılaştırmalı bir çözümleme sunuyor. Bu anlamda kitapta kadın istihdamının ve bu istihdam sürecinin kadınlar üzerindeki etkileri ülkelerarası farklılıklar üzerinden ortaya konuyor.

Yine ücretlendirilmiş emek sürecine dahil olma çabasında, kadınların bu süreç ile kimliklerinin ?ana hatları? olan özel yaşama ilişkin sorumluluklarını uyumlu kılabilme çabalarında karşılaştıkları zorlukların, farklı toplumlarda değişkenlik gösterdiği ortaya koyuyor. Bunun yanında kitap, sadece ülkeler arasındaki farklılıkları değil aynı zamanda benzeşen süreçleri de ortaya koymakla birlikte; ülkeler içerisindeki farklı grup ya da bölgelerdeki farklılık ve benzerlikleri de göz önüne çıkarıyor.

Yapılan analizler neticesinde, örneklem ülkelerde son otuz yıldaki kadın istihdamının ?U biçimli eğri? şeklinde olduğu, yani önce azaldığı sonrasında da arttığı görülüyor. Tabii ki bu değişim farklı ülkelerde farklı süreçler arz etse de, genellenebilecek sonuçlar da çıkarılabiliyor. Neticede, yaşanan küresel dönüşümler sonrasında, İspanya, İtalya ve Yunanistan?da kadın istihdamının daha çok artış gösterdiği ancak Türkiye ve Mısır?da artışın düşük olduğu göze çarpıyor. Bunun temel nedeni ise ülkeler arasındaki farklı kültürel yapılara ve politik uygulamalara bağlanıyor.

Ücretli emek özgürleştirmiyor
AB üyesi olan üç ülkede, bu entegrasyon sürecinde cinsiyet eşitliğine yapılan vurgunun ülkeler üzerinde yarattığı kültürel dönüşümler etkili görülüyor ancak özellikle Türkiye?de siyasal İslam?ın yükselişi ve devamında, Mısır örneğindeki gibi süregelen kültürel muhafazakârlık çerçevesinde bu dönüşümler oldukça cılız bir seyir arz ediyor. Yani temel nokta olarak toplumun kültürel dinamiklerini de dönüşüme açacak politik uygulamalar karşılaştırılıyor. Bu politik uygulamalar çerçevesinde, özellikle kamusal bakım boyutunda yetersiz kalan uygulamalar ile, kadınların özel alana daha çok ?hapsedildiği? ve bunun yarattığı kültürel algılar nedeniyle de kadın emeğinin daha az ücret ve sosyal haklar neticesinde daha çok sömürüldüğü ortaya konuyor. Yani kadın aslında ücretli emeğe ?katılabilmekle? özgürleşmiş olmuyor, aksine kültürel anlamda üzerine yüklenen sorumluluklarla çalışma hayatını uyumlaştırabilme sürecinde daha kırılgan hale gelerek, bu ikilem ve yük karşısında en rasyonel davranış şekli olan özel alan sorumluluğunu tercih ediyor. Bu da Türkiye gibi muhafazakâr kültürlü ülkelerde kadın işsizliğinin, erkek işsizliğinden daha fazla olmasına neden oluyor. Bu nedenle kitap, Türkiye ve Mısır?da politik ?iyileşmeler? yaşanmadığı sürece küreselleşme sürecinde, kadın istihdamında yeterli artışın sağlanamayacağı sonucuna varıyor.

Kitap sayısal verilerle güçlendirilmiş bir ampirik çözümleme sunmakla birlikte; buna dayalı geliştirilen normatif çözümlemelere de sonuç kısmında yer veriyor. Ancak bu değerlendirmeyi tek başına, Akdeniz ülkeleri arasındaki bir karşılaştırmadan ibaret görmemek gerekiyor. Bahsi geçen normatif değerlendirmelerle tüm dünyanın en temel sorunsallarından biri olan, toplumsal cinsiyet meselesinde aslında yeteri kadar gelişme kaydedilemediğini acı bir hakikat olarak yüzümüze çarpıyor. Bu anlamda aşılacak daha çok engel ve kilometretaşı var gibi duruyor.

Kitabın Künyesi
Akdeniz’de Kadın İstihdamının Seyri
Kolektif
İletişim Yayınevi / Araştırma-İnceleme Dizisi
Derleyen : Ayşe Buğra, Yalçın Özkan
Çeviri : Egemen Yılgür
İstanbul, 2014
220 s.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir