Poe, Amerikan rüyasının görünmeyen kısmını doğru bir biçimde anlatmış, maddeciliğin, aşkın hırsın ve rekabetin yalnızlık ve yabancılaşmaya yol açacağını göstermişti. Poe?nun karakterleri, toplumdan ve toplumsal değişimlerden uzaktır, bireyin zayıflıklarını yansıtırlar.
?Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allen Poe; dingin ve erdemli Goethe?den veya Walter Scott?tan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki insanlar için şöyle diyeceğim: Bizler adına acı çektiler.? demişti Baudelaire. Poe?nun hastalıklar, sıkıntılar ve çılgınlıklarla dolu kırk yıl kadar süren kısa ömrüne sığdırdığı külliyatı takdire şayandır.Öyküleri, okurun ilgisini her daim çekecektir, çünkü gotik edebiyatın ve dedektiflik hikâyelerinin ilk yetkin örnekleri olarak gösterilen düşle gerçek arasında ördüğü öyküleri, Poe?nun dehasını ve yaratım gücünün kusursuzluğunu simgeler. Öykülerindeki doğrudan görünenin ötesindeki eklektik anlamlar, Poe?nun özgünlüğünü ortaya koyarken okurun yorumlama, anlamlandırma gücünü de sınar niteliktedir. Yazdıklarıyla edebiyata ve diğer sanat dallarına taşıdığı esinle polisiye, fantastik ve gotik edebiyatın gelişmesine nice katkılar sunmuş Poe, ?Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz, yalnızca bir düş içinde bir düş?dizelerini öyküleriyle bize yansıtmaya devam ediyor.
Daha önce Dost ve İthaki yayınlarının hazırladığı Poe derlemeleri kütüphanemin raflarını donatmıştı. Şimdi de Poe?nun ?Kuyu ve Sarkaç? adıyla yayımlanan Nazire Ersöz?ün Türkçesiyle okuduğum seçme öyküleri (Şişedeki Mektup, Altın Böcek, Şehrazat?ın Bin İkinci Masalı, Morgue Sokağı Cinayetleri, Çalınan Mektup, Usher Evi?nin Çöküşü, Gammaz Yürek, Kara Kedi, Kuyu ve Sarkaç, Oval Portre, Kızıl Ölümün Maskesi, Sfenks, Maelzel?in Satranç Oyuncusu) elimden düşürmüyorum. Hasan Fehmi Nemli?nin üç ciltlik yetkin çevirisinden sonra kusursuzluğa alışan okur için bile gayet rahat okunan bu derleme, Poe?nun sıklıkla kullandığı Latince, Fransızca gibi pek çok okurun anlamakta zorlanacağı alıntıların ve gönderme yapılan metinlerin dipnotlarla kısaca açıklanmasıyla da aydınlatılmış.
19. yüzyıldan pek çok klasik yazar unutulup giderken, Poe?nun öyküleri hala okuru büyülüyor. Usher Evi?nin Çöküşü?nde gördüğümüz us dışı güçlerin hâkim olduğu lanetli şatonun ?kahramanın kaçarken ardından çöküp yok olmasında, Roderick Usher?in demir kapıların ardındaki mahzende diri diri gömülmüş kardeşinin tıkırtılarını üst katlardan duymasında, içerden kilitlenmiş bir odada tanık olacağımız cinayette, veba salgınından sakınmak için yüksek duvarlarla çevrili şatosuna çekilip demir kapıları içeriden lehimleten Prens Prospero?yı bekleyen sonda ve diğer tüm öykülerinde kurgunun dâhice tasarlandığını, olağan gerçekliğin dışında bambaşka bir gerçeklikle tanıştırıldığımızı söylemek yerinde olur.
Poe?nun başarısı, insanın bilinçaltında var olan korku ve kaygıları canlandırması, okurda estetik hazzı yaratabilmesinden ileri gelir. Üstelik Poe?nun öykülerinde sanat, edebiyat, tarih, felsefe, fizik, matematik vb. alanlarda kayda değer bir entelektüel birikim (Altın Böcek, Usher Evi?nin Çöküşü, Çalınan Mektup, vb?de olduğu gibi) çok güçlü bir araç olarak kullanılır. Öykülerinin sonlarına baktığımızda Poe?nun pozitif bilime bakış açısını da rahatlıkla görebiliriz. Söz gelimi, kahraman Kuyu ve Sarkaç?ta olduğu gibi akla ve mantığa uygun davranırsa olağandışı güçler karşısında başarıya ulaşır, Usher Evi?nin Çöküşü, Kara Kedi, Gammaz Yürek?deki gibi us dışı davranışların ve güçlerin baskın olduğu durumlarda ise öykü kahramanı sonsuz acılar içinde kıvranır.
Poe?nun yaşam ve ölüm arasında biçimlendirdiği alacakaranlık ve süslü gotik ortamı sadece dekoratif değildir. Bunlar, bilinç dışının imgesel anlatımları olarak karakterlerinin hastalıklı iç dünyalarını yansıtırlar ve Poe?nun yazın dünyasının merkezini temsil ederler. Korku hikâyeleri, H. P. Lovecraft ve Stephen King gibi Amerikalı fantezi korku yazarlarına ışık tutarken, Altın Böcek ve Çalınan Mektup gibi muhakeme hikayeleri ise Dashiell Hammett, Raymond Chandler, Ross Macdonald, ve John D. MacDonald gibi yazarların dedektif hikayelerine öncülük etmiştir. Bu öykülerin tamamı Poe?nun akla duyduğu hayranlığı ve 19?uncu yüzyıl dünya görüşünü kökten bir biçimde değiştiren bilimsel bilgiyi simgeler niteliktedir.
Kara Kedi?de ?Hangimiz, kendimizi yüzlerce defa sırf yapmamamız gerekli olduğundan aşağılık ya da aptalca bir şey yaparken bulmadık ki? diyen Poe; psikolojik süreçlerin egzotik ve tuhaf yanlarını araştırmak için delilik hikâyelerine kendini adamıştır. Derin endişeler ve kaygılar, Amerika?da Avrupa?dakinden çok daha önce ortaya çıkmıştı çünkü Avrupalıların en azından onlara güven sağlayan karmaşık da olsa sağlam ve köklü bir toplumsal yapıları vardı. Amerika?da bunun yerini tutabilecek bir güven duygusu yoktu; herkes kendi için yaşamaktaydı, dünya yalnız birey için dönmekteydi.
Poe, Amerikan rüyasının görünmeyen kısmını doğru bir biçimde anlatmış, maddeciliğin, aşkın hırsın ve rekabetin yalnızlık ve yabancılaşmaya yol açacağını göstermişti. Poe?nun karakterleri, toplumdan ve toplumsal değişimlerden uzaktır, bireyin zayıflıklarını yansıtırlar. Karakterler başlarına gelen felaketlerde veya olağanüstü durumlarda insanın değişmez kaderi olan yalnızlığı gözler önüne serer. Bu durum, Poe?nun öykülerinin zamana direnmesini sağlamlaştırır. Estetik kaygısı çok yoğun hissedilse de, öykülerindeki inandırıcılığını samimiyetiyle ve mesaj verme kaygısına kapılmamasıyla sağlamıştır.
Külliyatı ciltlere sığdırılmaya çalışılan Poe?nun hikâyelerinden oluşmuş kısa bir seçki okurunu bekliyor. Yanınızda taşıyabileceğiniz ebatlarda olması da cazip tarafı. Ölümün, yıkımın, cinayetin, korkunun kol gezdiği bu sarsıcı öyküler ve her ayrıntısı ince ince düşünülmüş gerilim yükü sizi serüven dolu bir geziye çıkaracak. Kuyuda, üzerinize inecek ve sizi darmaduman edecek sarkacı beklerken acı çekeceksiniz, ama sonra birden sizi kuyudan kurtaracak talihiniz sayesinde kapıdan yaşam yeniden içeri girecek. Bakın!?Keşke bir kedi kadar gizemli olan şeyler yazabilsem? deyip, meteliğe kurşun atan, alkolle, kumarla dertlerini unutmaya çalışan, biçare Poe, göz kırpıyor okura raflardan; çünkü hala ?Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz, yalnızca bir düş içinde bir düş.?
Öznur Özkaya
http://ilerihaber.org/, 13-08-2014
Kuyu ve Sarkaç, Edgar Allen Poe, Çev: Nazire Ersöz, Can Yayınları, Temmuz 2014.