Kategori: Adil Okay

Aşk, Edebiyat, Siyaset ve Adil Okay – Kadir Can Aydemir

Bu yazıda -ki eğer şimdiye kadar okumadıysanız- tanıtımını yaparak okumanızı önereceğim kişi, şair-yazar-fotoğrafçı Adil Okay’dır. Ve bu yazıda amacım, yazar hakkında genel bir değerlendirme yapmak olacaktır. Çünkü yazar, sık sayılabilecek ürün verme kapasitesi nedeniyle genel bir değerlendirmeyi hak etmektedir.  Okay ile tanışıklığımız 15 yıl kadar önceye dayanıyor. Yani bir hayli

OKUMAK İÇİN TIKLA

Abidin Yağmur’da Sıcak, İşşizlik ve Yalnızlık! – Adil Okay

“Deve bayıltan sıcakları” şeklinde bir sıcaklık tanımı var mıdır?  O sabah evden çıktığımda, insanı ikinci adımda terleten, beşinci adımında bunaltan sıcağı böyle tanımladım. Hatta tanımlamakla kalmadım, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne bu tanımın kullanılması ricasını ileteceğim mektubu kafamda tasarladım. (…) Kendi kendime güldüm” (Ket, S. 41) Başlıktaki “Sıcak” sözcüğünü iki anlamda kullanıyorum.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Vedat Türkali’nin evinde geçirdiğim 3 gün ve “sevdalınız komünistti” – Adil Okay

Sürgün yıllarımda tanışmıştım Vedat Türkali’yle. Paris’ten kalkmış, onun da sürgününü yaşadığı Londra’ya, 80. doğum gününe denk düşürdüğü “Güven” romanının galası için davetli olarak gitmiştim. Vedat Türkali 80 yaşına ve yılların sürgün hayatına rağmen dimdik ayaktaydı. Beni ve iki arkadaşımı üç gün evinde ağırladı.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ayhan Kavak’ın yeni kitabı: İnkâr ya da kötülüğün abadı – Adil Okay

“Silkinip atılmalı kirler! Arındıkça toplumu arındırabilirsin. Zulmün abadına inat, kapsam dışılaştırma, karşılaştırma ve her türden ötekileştirmeyi doğuran kötülük odaklarına hayır demek ellerimizde…” Ayhan Kavak “Modern” dünyada insanların kimlikleri çoğaldı. “Ağa”, eskiden sadece “ağa”ydı, “Irgat”da sadece “ırgat”. Şimdi ise insanların birden fazla kimliği var. Bir işçi aynı zamanda solcu, yurtsever, şair,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kelam ve Suskunluk hakkında değiniler – Adil Okay

Dağarcığım genişlediği halde sözcüklerim bitiyor. Yaş alıp gördükçe, gözleyip okudukça, velhasıl heybemdeki “bilgi ve hatıra yükü” arttıkça, “yeterince bilmediğimi” ve kullandığım sözcüklerin kuraklaştığını anlayıp daha az konuşur oluyorum. Yeni bir sözüm yoksa; kendimi tekrara yol açıyorsa dediklerim veya duvara konuştuğum, suya yazdığım hissine kapılıyorsam yazmaktan – konuşmaktan imtina edip ”susmayı”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hangimiz Özgürüz Ki – Sibel Özbudun

Adil Okay’ın yeni kitabı “Hapishanelere Esinti Yollayalım” için… “Mektuplarımız gelir Zarfında mapushane kokusu Tanımam çoğunuzu Oturup bir çay içmişliğimiz yoktur Ne de görmüşlüğümüz Bir sigara içimi Ama Nâzım’ın dediği gibi Bir gün ölebiliriz yan yana aynı siperde Aynı ekmek, aynı hasret, aynı hürriyet için” (Metin Demirtaş)

OKUMAK İÇİN TIKLA

Edebiyatın direnişi mi… Direniş edebiyatı mı… – Adil Okay

“postmodernizm moda şimdi / unuttuk şiirin hâle’lerini / post totem tapınaklarda / zil takıp oynar / şair katilleri / ah yalelelli…” adil okay Konumuz “Edebiyatın Direnişi”… Dikkat edin, “Direniş Edebiyatı” değil. Zira “Direniş Edebiyatı” yüzyıllardır yaratılıyor ve hakkında yazılıyor. Ama “Edebiyatın Direnişi” hakkında çok yazılmadı. Peki, ne demek “Edebiyatın Direnişi”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hişştt – Göksu

Bu gece yalnız değilim. Konuğum Süleyman Okay. Beni babasıyla buluşturduğu için Adil Okay’a minnettarım. Şiir kitaplarını henüz okumadım. Mermi Konuşuyor, Sevda Tutuklanamaz, Şakayık, Hoşçakalın Dostlarım şiir kitaplarının isimleri. Güngör Gençay, Hişştt! isimli öykü kitabının önsözünde “Hayatı Şiirlerle Güzelleyen İnsan” diyor Sülayman Okay’a. Sadece şiirle güzellemediğini öykülerini okuduktan sonra yaşadığım duygu

OKUMAK İÇİN TIKLA