Kategori: Friedrich Nietzsche

Friedrich Nietzsche’de Efendi ve Köle Ahlakı

Ahlaki inançların tarihsel köklerini, moral kavram ve fikirlerin kökenlerini ortaya çıkarma anlamında jeneolojik bir etkinlik içine giren Nietzsche, bizi, biri “efendi ahlakı”, diğeri ise “köle ahlakı” olmak üzere iki karşıt ahlaka götürür. Başka bir deyişle o, antropolojik bir yaklaşım benimseyerek insanların güçlüler ve zayıflar olarak ikiye ayrıldıklarını, bu insanlar arasındaki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yoksulluktan, pislikten ve sefil bir huzurdan ibaret değil mi ki ruhunuz? Friedrich Nietzsche

Bir zamanlar ruh aşağılayarak bakıyordu bedene: ve o zamanlar bu aşağılama yücelerin yücesiydi: bedenin zayıf, iğrenç, açlıktan ölmek üzere olmasını isterdi ruh. Böylece bedenden ve yeryüzünden kurtulabileceğini düşünürdü. Ah, bu ruhun kendisi de hâlâ çok zayıf, iğrenç ve açlıktan ölmek üzereydi acımasızlık da bu ruhun şehvetiydi! Oysa siz de kardeşlerim

OKUMAK İÇİN TIKLA

Özgür mü diyorsun kendine? – Nietzsche

Yalnızlığa çekilmek mi istersin kardeşim? Kendine varan yolu aramak mı istersin?29 Biraz dur da beni dinle. “Arayan, kolay yiter. Her türlü yalnızlık suçtur.” Böyle der sürü. Ve sen sürüdendin uzun bir süre. Sürünün sesi daha sende çınlayacak. Ve sen desen: “ Artık sizinle ortak vicdanım yok benim” yakınma ve ağrı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche: İnsanlar ülküsel bir dünya uydurdukları ölçüde gerçeğin değerini, anlamını, doğruluğunu harcadılar.

Önsöz 1 Bu yakında insanlığın karşısına, şimdiye dek ona yöneltilmiş en çetin istekle çıkacağımı göz önüne alarak, önce kim olduğumu söylemeyi gerekli buluyorum. Aslında bilinmeliydi bu: “Kimliğimi saklamış” değilim çünkü. Ama ödevimin büyüklüğü ile çağdaşlarımın küçüklüğü arasındaki oransızlık şuradan belli ki, beni işitmediler, görmediler bile. Ben kendime açtığım krediyle yaşıyorum;

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ayna Tutan Çocuk – Nietzsche

AYNA TUTAN ÇOCUK Zerdüşt, bunun üzerine dağlara ve mağarasının yalnızlığına geri döndü, uzaklaştı insanlardan: Tohumunu saçmış bir çiftçi gibi beklemek için. Gel gör ki ruhu sabırsızlıkla ve sevdiklerine karşı hasretle dolmuştu: Onlara verebileceği daha çok şey vardı zira. Doğrusu en zor şeydir, sevgiden ötürü açılmış elleri kapamak ve hediye vermekten

OKUMAK İÇİN TIKLA

NIETZSCHE’NİN AKADEMİSYEN ANLAYIŞI ÜSTÜNE

Nietzsche, çağının akademik yaşamını, o yaşam içindeki akademisyeni (Bu yazıda “Der Gelehrte”yi akademisyen olarak çeviriyorum.) nasıl görüyordu acaba? Bu yazı, sorunun çok sınırlı, bir yanıtını betimleyip tartışacak, Şen Bilim ve Ecce Homo’daki birkaç metnin ardından gidip, saptamalar yapmaya çalışacak. “Pek iyi biliyoruz artık: Hani şu bilime, kadınların, ne yazık ki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nietzsche’nin sıradışı yazı makinesi: ‘Malling-Hansen Writing Ball’

Yaşamının son on yıllık döneminde Friedrich Nietzsche‘nin giderek kötüleşen sağlık durumu, filozofu oldukça zor bir duruma soktu. Hayatının büyük bir kısmında sindirim güçlüğü, uykusuzluk ve baş ağrısı sorunlarından muzdarip olmasının yanında, 1880’lere gelindiğinde Nietzsche’nin görme yeteneğinde de bozulmalar meydana geldi. Filozofun doktoru, Nietzsche’nin “sağ gözünün yalnızca hatalı ve bozuk görüntüler

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche ‘den şiirler “Kim ısıtır, kim sever beni daha?”

Ariadne’nin Yakınması Kim ısıtır, kim sever beni daha? Sıcak eller uzatın bana! Yürek mangalları uzatın bana! Vurulup düşürülmüş çırpına çırpına, can çekişenler gibi, ayakları ovuşturulan, sarsılmışım, ah! Bilinmeyen ateşlerle yana yana, sen peşimdesin, ey Düşünce! Adlandırılamaz! Açıklanamaz! İğrenç! Sen, ey bulutların ardındaki avcı! Yerle bir olmuşum senin şimşeklerinle, sen alaycı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche: Nereye Yolculuk Etmeli?

Dolaysızca kendini gözlemleme, kendini öğrenmekte çok ileriye götüremez: tarihe gereksiniriz, çünkü geçmiş yüzlerce dalga halinde akar içimize; kendimiz de, her bir anda bu sürekli akıştan neyi duyumsuyorsak oyuzdur, başkası değil. Hatta burada, görünüşte en bize özgü ve en kişisel özümüzün ırmağına girmek istediğimizde bile geçerlidir Herakleitos’un ilkesi: aynı ırmağa iki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nietzsche’ye Göre İyi Yazmanın 10 Kuralı

8 Ağustos 1882 ile 24 Ağustos 1882 tarihleri arasında Nietzsche; Lou Andreas-Salomé’ye yazdığı mektuplarda iyi bir yazar olmak için sahip olunması gereken on altın kuralını açıklar. 1. Birinci Öncelik Yaşam’dır; Stiliniz Yaşamalı! 2. Stiliniz İletişime Geçmek İstediğiniz Belirli Bir Kişiye Hitap Etmeli! (Karşılıklı İletişim Yasası) 3. Yazmaya Başlamadan Önce Tam

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nietzsche: “Yaşamı aşağılayanlardır onlar, kuruyup gitmeye yüz tutmuş ve bizzat zehirlenmiştir onlar”

Zerdüşt ormanın kenarındaki en yakın şehre geldiğinde, halkın pazaryerinde toplandığını gördü: çünkü bir ip cambazının gösteri yapacağı duyurulmuştu. Bunun üzerine Zerdüşt şunları söyledi halka: Size Üstinsanı öğretiyorum. İnsan aşılması gereken bir şeydir. Onu aşmak için siz ne yaptınız? Şimdiye dek tüm varlıklar kendilerinden üstün bir şey yarattılar: ama siz bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nietzsche: Üzerinde durduğumuz buz öyle inceldi ki hepimiz meltem rüzgârının sıcak, tehlikeli nefesini hissediyoruz.

Özgürlük Vaizi “Büyük olmak demek, yön vermek demektir.” “Önümüzdeki Avrupa savaşlarından sonra insanlar beni anlayacaklar.” – son yazılarının tam ortasında yükselir bu peygamberce söz. Çünkü gerçekten de, bu büyük uyarıcının hakiki anlamı, onun tarihsel zorunluluğu ancak yüzyıl dönümündeki dünyamızın gergin, tedirgin ve tehlikeli hali içinden bakıldığında anlaşılır: Her bulut kümesini,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aforizmalar – Friedrich Nietzsche “Neden’i olan, nasıl’a katlanır.”

İnançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir. * Hoşlanmadığımız bir düşünceyi öne sürdüğü zaman bir düşünürü daha sert eleştiririz. Oysa, bizi pohpohladığında onu daha sert eleştirmek uygun olacaktır. * Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh…

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nietzsche: “Zerdüşt’ün öyküsünü anlatmama geldi sıra.”

ZERDÜŞT BÖYLE DEDİ herkes için, kimse için bir kitap I Zerdüşt’ün öyküsünü anlatmama geldi sıra. Yapıtın ana düşünü olan bengi-dönüş düşüncesi, erişilebilecek o en yüksek olumlama ilkesi, 1881 yılı ağustosuna rastlar: Bir kağıt parçasına karalanmıştır, altında şu yazılıdır: “İnsan ve Zamanın 600 ayak ötesinde”. O gün Silvaplana gölü kıyısındaki ormanlarda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche: Neden Böyle İyi Kitaplar Yazıyorum

NEDEN BÖYLE İYİ KİTAPLAR YAZIYORUM I Birisi ben, öbürü de yazılarım. –Burada onların kendilerinden söz açmadan önce, anlaşılıp anlaşılmamaları sorusuna değineyim. Bu işi, konunun elverdiği ölçüde, üstünkörü yapıyorum. Çünkü zamanı gelmedi daha bu sorunun. benim zamanın da gelmedi daha; kimi insan öldükten sonra doğar. –Günün birinde, insanların benim anladığım gibi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche: Neden Böyle Akıllıyım

NEDEN BÖYLE AKILLIYIM I Neden biraz daha çok biliyorum? Genellikle, neden böyle akıllıyım? Sözde sorunlar üstüne hiç düşünmedim, –harcamadım kendimi. Örneğin, asıl dinsel güçlükler başımdan geçmiş değil. Neden “günahkâr” olmam gerektiğini anlayamadım bir türlü. Bunun gibi, pişmanlık acısını tanımak için güvenilir bir ölçü yok elimde: Kulağıma çalınanlara bakılırsa, pişmanlık acısı

OKUMAK İÇİN TIKLA