Kategori: İmmanuel Kant

Dorian’ın Zevk Arayışı ile Kant’ın Ödev Yolu: Bir Çatışmanın Derinlikleri

Oscar Wilde’ın Dorian Gray’in Portresi adlı eserinde Dorian’ın hedonist yaşam tarzı, haz ve estetik arayışının sınır tanımazlığıyla şekillenirken, Immanuel Kant’ın ödev ahlakı, evrensel ahlak yasalarına bağlı katı bir görev bilinci sunar. Bu iki yaklaşım, insan varoluşunun anlamını, özgürlüğünü ve sorumluluğunu sorgulayan zıt kutuplar olarak ortaya çıkar. Aşağıda, bu çatışma farklı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Vahşiden Medeniyete, Doğadan Ötekine: Enkidu’nun Dönüşümü ve İnsan-Hayvan Etik Labirenti

Vahşinin Medenileşmesi: Enkidu ve Freud’un Hoşnutsuzlukları Enkidu’nun Gılgamış Destanı’ndaki yolculuğu, vahşi doğadan medeniyete geçişin arketipsel bir anlatısıdır. Freud’un Medeniyet ve Hoşnutsuzlukları eserinde, insanlığın medeniyetle birlikte bastırdığı içgüdülerin yarattığı gerilimi ele alır. Enkidu, doğanın saf, kaotik enerjisini temsil ederken, Şamat’ın rehberliğinde şehir hayatına adım atar. Bu, Freud’un medeniyetin bireyin libidinal dürtülerini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Elizabeth ve Antigone’nin Erdem Anlayışları Üzerine Bir Karşılaştırma

Bireysel Vicdan ve Toplumsal Yasa Arasında Elizabeth Bennet ve Antigone, farklı tarihsel ve kültürel bağlamlarda, bireyin içsel doğrularıyla dışsal normlar arasındaki gerilimi temsil eder. Elizabeth, Jane Austen’ın Gurur ve Önyargı romanında, 19. yüzyıl İngiliz burjuva toplumunun katı evlilik ve sınıf beklentilerine karşı bireysel özerkliğini savunur. Onun erdemi, akıl ve duygunun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kant’ın Evrensel Yasası ve Anna’nın Bireysel İhlali

Immanuel Kant’ın kategorik buyruk, ahlaki eylemin öznel arzulara değil, evrensel bir yasa olarak genelleştirilebilir bir ilkeye dayanması gerektiğini savunur: “Yalnızca, senin iradenin aynı zamanda evrensel bir yasa haline gelmesini isteyebileceğin bir ilkeye göre hareket et.” Anna Karenina’nın Vronsky ile olan aşkı, bu ilkeye doğrudan bir başkaldırıdır. Anna, evliliğini ve toplumsal

OKUMAK İÇİN TIKLA

Saatleri Ayarlama Enstitüsü Üzerine Etik ve Ahlaki İnceleme

Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü, modernitenin, bürokrasinin ve bireyin toplumsal düzen içindeki yerinin absürtlüğünü sorgulayan bir başyapıttır. Roman, bireyin ahlaki sorumlulukları, adaletin mekanikleşmesi ve özgürlük ile kısıtlamalar arasındaki gerilim üzerinden derin bir etik tartışma sunar. Enstitü’nün Absürtlüğü ve Ahlaki Sorgulama Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün anlamsız işleyişi, bireylerin ahlaki sorumluluklarını sorgulamalarına bir ayna

OKUMAK İÇİN TIKLA

Doğanın Kuşları ve İnsanlığın Felsefesi

Kuşlar, gökyüzünün sessiz düşünürleri, yalnızca doğanın parçası değil, aynı zamanda insanlığın derin sorularına yanıt arayan sembollerdir. Serçe, şahin ve güvercin, her biri kendi varoluşsal öyküsüyle, Stoacılık’tan Nietzsche’ye, Kant’ın ahlak felsefesinden barış arayışına uzanan bir düşünce yolculuğunda bize rehberlik eder. Serçenin Sade Bilgeliği Serçe, küçük bedeninde büyük bir ders taşır. Stoacılar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aydınlanma ve barış kavramları Kant’ın düşüncesinde nasıl birleşiyor?

Kant’ın düşüncesinde Aydınlanma ve barış kavramları, temelde aklın kullanımı ve özgürlük idealleri üzerinden birleşir. Kant, Yeniçağ döneminde barış teorilerini sentezleyerek yeni bir anlayış ortaya koymaya çalışmıştır. Onun felsefesinin genel kabul gören yönü, eleştirel felsefe olmasıdır ve aydınlanma filozofları arasında önemli bir yere sahiptir. Kant’ın eleştirel eserleri, aydınlanmaya giden yolda bireylerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Metafizik, deneyim ve aklın sınırları Kant’ın eleştirisinde nasıl ele alınıyor?

Kant’ın felsefesi, genel kabul gören bir eleştiri felsefesidir. Aydınlanma filozofları arasında önemli bir düşünür olan Kant’ın “eleştiri” içeren eserleri bu durumun bir göstergesidir. Kant’ın eleştirel felsefesinin temel amaçlarından biri, insanın kendi aklını kullanmasında yol göstermek ve özgürlüğü geliştirmektir. Metafizik, felsefenin geçmişten günümüze önemli bir alanı olup, gerçekliğin temel doğasını, zihin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kant, Eleştirel Felsefe ve Tarihsellik

Kant’ın felsefe tarihinde özel bir yeri vardır. Alman filozof, 18. yüzyılın büyük kısmını kapsayan hayatında Aydınlanma düşüncesinin en kapsamlı ve en tutarlı sentezini gerçekleştiren düşünür oldu. Kant, köklü bir dönüşüm niteliği taşıyan felsefesini Kopernik’in astronomideki keşfine benzetmiş ve düşüncede bir “devrim” yaptığını ileri sürmüştü. Bu “devrim”in özünü temel eserinde şöyle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kant: “Kozmopolit Açıdan” Tarih ve Felsefe

Kant’ın eleştirel felsefesi genellikle tarih-yazıcılığına aykırı bir felsefe olarak değerlendirilmiş ve teolojiye karşı savaş açmış olan filozofun tarihçiliğe karşı da savaş halinde olduğu düşünülmüştür. Ne var ki kendisi de tarih incelemeleri yapmış bir filozof için bu iddialar pek de inandırıcı sayılamaz. Yine de Kant’ın toplum bilimlerini ve bu arada tarih-yazıcılığını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kant: Hüküm Verme, Ereksellik ve Tarihsellik

Kant, manevi planda “hüküm verme” (beğenme, zevk alma, yücelik duygusu vb.) yeteneğimizde (Urteilskraft) ampirik ve ahlaki alanları, yani zihin yapımızı bütünleştiren yeni bir alan aramıştır. Alman filozofun bu alanda aradığı kategori de ereksellik kategorisi idi. Kant, insan tarihini doğa tarihinin bir parçası olarak görüyordu. Hume’un etkisiyle “dogmatik uykusu”ndan uyanana kadar,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kant: Pratik Akıl, Ahlak ve Özgürlük Alanı

Teorik akıl, görünen nesneler (“Erscheinung”, “Phänomen”) dünyasıyla ilgiliydi ve aklın “Neyi bilebiliriz?” sorusuna yanıt arayan işlevini inceliyordu. Pratik akıl ise ahlak dünyasına eğilmekte, davranışlarımızın ve güncel hayatta aldığımız kararların dayanması gereken ilkeleri bulmaya çalışmaktadır. Söz konusu olan, mevcut ahlaki değerleri saptamak ve ampirik bir yaklaşım ile bunların çağlara, kültürlere göre

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kant’ın Felsefi Metodolojisinin Özgünlüğü: Eleştiri, Sınırlar ve Kısır Döngü – Rüya Topçu

Immanuel Kant, modern felsefenin en etkili düşünürlerinden biri olarak, felsefi metodolojisinde radikal bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. Kant’ın eleştirel felsefesi, önce aklın sınırlarını belirleyip, ardından bu sınırlar içinde insan için neyin mümkün olduğunu sorgulayan bir yaklaşımı temel alır. Kant’ın geliştirdiği bu yöntem, dogmatik metafizik geleneğine bir tepki niteliği taşır ve felsefi düşünceye

OKUMAK İÇİN TIKLA

Felsefenin Politik Vaadi Hâlâ Geçerli mi? – Kutlu Tuncel

Zizek, bir yerde kapitalist totaliter tahakküme karşı, “soyut özgürlük” konumuna çekilmeyi önerir. Bu geri çekilme, verili bir parlamenter mevzi savaşını yeniden örgütlemek ya da legal alanın[1] içine gömülü sol mücadelenin derinleştirilmesinden öte bir şeyi imler: bütün reformist muhakemeleri geçersizleştirecek şekilde, özgürlük konseptinin yeniden tanımlanması. Bu yeniden tanımlama prosedürü sırasında her

OKUMAK İÇİN TIKLA