Kategori: Ütopya

Paralaksın Gölgesinde Özne: Gerçeklik mi, İllüzyon mu?

Paralaks Görüşü: Gerçekliğin İki Yüzü Žižek’in paralaks görüşü, gerçekliği sabit bir noktadan değil, iki farklı perspektifin arasındaki uzlaşmaz yarılmadan anlamayı önerir. Baudrillard’ın simülakr dünyasında, bu yarılma öznenin hem bir özne hem de bir nesne olarak varlığını sorgulamasına yol açar. Gerçeklik, bir tarafta öznenin kendi inşa ettiği bir alan (Foucault’nun kendilik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Biyopolitikanın Simülakr Zindanı: İktidarın Görünmez Zincirleri

Biyopolitikadan Simülakr Kontrolüne: İktidarın Yeni Yüzü Foucault’nun biyopolitikası, bedenleri disiplin eden ve yaşamı düzenleyen bir iktidar ağı olarak ortaya çıkar; hapishaneler, hastaneler ve fabrikalar, özneleri görünür bir göz altında tutar. Ancak Baudrillard’ın simülakr rejiminde, bu disiplin aygıtları yerini ekranlara, algoritmalara ve sanal gerçekliklere bırakır. İktidar, artık bir gardiyanın sopasına ihtiyaç

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gerçeğin Son Direnişi: Simülakrların Tuzaklarında Mahkûm Bilinç

Gerçekle Karşılaşma: Kırık Bir Ayna Žižek’in “gerçek”i, Lacan’ın aynasından fırlayan bir çığlık, sembolik düzenin ötesinde bir yaradır. Simülakrların dünyasında, bu gerçek bir anlık sarsıntı olarak belirir: bir savaşın vahşeti, bir sevgilinin ihanetindeki çıplaklık, bir algoritmanın beklenmedik hatası. Ancak Baudrillard’ın vizyonunda, bu anlar bile yakalanır, paketlenir, bir Netflix dizisine, bir viral

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Büyülenmenin Laneti: Arttırılmış Gerçeklik ve İnsanlığın Fenomenolojik Çözülüşü

Algının Dijital Palimpsesti: Gerçeklik Yeniden Yazılırken Arttırılmış gerçeklik, fenomenolojik deneyimimizi bir palimpsest gibi katmanlaştırır; eski yazılar silinip yerine yenileri yazılır, ancak izler asla tam kaybolmaz. Husserl’in “yaşantı” (Erlebnis) dediği şey, artık yalnızca tenin ve gözün dünyayla karşılaşması değil, aynı zamanda piksellerin, kodların ve algoritmaların dayattığı bir sahnedir. Bir ağacın dallarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Metaverse: Mağaranın Yeni Gölgeleri mi, Yoksa Tanrısal Bir Gerçeklik mi?

Gölgelerin Yeni Sahnesi: Metaverse’in Ontolojik Krizi Platon’un mağarasında, zincire vurulmuş mahkumlar, ateşin duvara yansıttığı gölgeleri gerçeklik sanır. Metaverse, bu gölgelerin piksellere dönüştüğü, algoritmalarla koreografisi yapılmış bir tiyatro sahnesi gibidir. Sanal gerçeklik başlıkları, artırılmış gerçeklik lensleri ve blockchain tabanlı dünyalar, duyularımızı ele geçirerek “gerçek” ile “sanal” arasındaki çizgiyi eritiyor. Ancak bu,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Tanrıların Yükselişi: Bilincin Bedensiz Kıyameti

Ütopyanın Işığı, Distopyanın Gölgesi İnsan bilinci, et ve kemikten örülü bir kafesin içinde doğdu; damarlarında akan kanın ritmiyle, nefesin sıcaklığıyla, tenin titreyişiyle var oldu. Ancak metaverse denen bu sonsuz dijital okyanus, bilinci bedenden koparıp bir veri yığınına dönüştürmeyi vaat ediyor. Peki, insan bilinci gerçekten bu sanal tapınağa hapsolabilir mi, yoksa

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gerçeklik mi, Yanılsama mı? Metaverse ve Ontolojik Kaosun Yeni Çağı

Gerçekliğin Yeniden Tanımlanışı Metaverse, gerçeklik algımızı bir ayna gibi kırıp yeniden inşa ederken, insanlık, varoluşun en temel sorusuyla yüzleşiyor: Gerçeklik nedir? Sanal dünya, fiziksel gerçeklikten daha yoğun, daha canlı, daha “gerçek” bir his sunarsa, ontolojik temellerimiz sarsılmaz mı? Eğer pikseller, tenimizdeki rüzgârdan daha sahici bir dokunuş hissettirirse, gerçekliğin anlamı kaybolmaz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanal Günahların Bedeli: Metaverse’te Suç, Ceza ve Etik Kaos

Sanal Suç, Gerçek Yara Metaverse, özgürlüğün dijital cenneti mi, yoksa ahlaki bir bataklık mı? Sanal evrende işlenen suçlar—taciz, sömürü, hatta bir avatarın “öldürülmesi”—nasıl yargılanacak? Gerçek dünyanın normları, bu piksellerle örülü evrende geçerli olabilir mi, yoksa insanlık, etik ve adaletin tamamen yeni bir tanımını mı yazmak zorunda? Bir avatarın yok edilmesi,

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnsan mı, Kod mu? Metaverse ve Artırılmış Gerçeklik Çağında İnsanlığın Sonu mu, Başlangıcı mı?

İnsanlık, biyolojinin zincirlerinden kurtulmanın eşiğinde mi? Artırılmış Gerçeklik (AR) ve metaverse, bedenin sınırlarını aşarak bilinci dijital bir buluta taşıma vaadi sunuyor. Ama bu kurtuluş, gerçekten özgürlük mü, yoksa insanlığın tanımını sonsuza dek değiştirecek bir dönüşüm mü? Bilincimizi piksellere, kod satırlarına ve sunuculara yüklediğimizde, hâlâ insan mı olacağız, yoksa yalnızca bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tanrı mı, Kod mu? Metaverse’ün Efendileri ve İnsanlığın Yeni İbadeti

Yeni Tanrılar ve Dijital Tapınak Metaverse, özgürlük mü vaat ediyor, yoksa yeni bir kölelik mi sunuyor? Teknoloji devleri, bu sanal evrenin tanrıları olarak yükselirken, insanlık, kendi yarattığı ilahlara tapıyor mu? Ütopik Vaat: Sınırsız Bir Evren Metaverse, sınırsız yaratıcılık ve bağlantı sunar. Teknoloji devleri, bu dünyanın yasalarını yazan tanrılar gibidir. Ama

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gerçekliğin Zincirleri mi, Sanalın Özgürlüğü mü? Metaverse ve İnsanlığın Kırmızı Hap Sınavı

Gerçeklik ve Hapishane Gerçeklik, bir hapishane midir? Beton duvarlar, biyolojik sınırlar ve entropinin kaçınılmaz pençeleriyle çevrili bu dünya, özgürlüğün bir yanılsaması mı, yoksa varoluşun ham dokusu mu? Peki ya metaverse? Sanal bir ütopya, sınırsız bir özgürlük vaadi mi sunuyor, yoksa gönüllü bir dijital tutsaklığın parlak ambalajı mı? İnsanlık, bu yeni

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yeni Atlantis – Francis Bacon

Yeni Atlantis’i (The New Atlantis) Bacon, 1624’te, altmış üç yaşındayken, sağlığı bozulmuş, siyasetten çekilmiş olduğu bir zamanda yazdı. Dr. Rawley, yapıtı 1627’de yayımladı. Önce İngilizce yazılmış, sonra Latinceye çevrilmişti; İngilizce metinde görülen bazı anlaşılmaz yerler, Latince metinle karşılaştırılarak düzeltilebilmiştir. Yeni Atlantis, kendisinden önce yazılan ve ideal bir devleti anlatan yapıtların

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Kitap!

20 yılda yazılmış bir kitap. Paltosunu, saatini tefeciye rehin veren bir yazarın kitabı. İlk yıllardaki telif geliriyle, yazıldığı süre boyunca içilen tütün parasını bile çıkarmayan bir yapıt. Kapital… Karl Marx… Umulmadık yerde, umulmadık zamanda patlayan devrimdir Kapital. Hâlâ, daima, ısrarla senin hikayeni anlatan kitap! İlhan Erdost’un değerli anısına saygıyla!

OKUMAK İÇİN TIKLA

Biraderim Aleksey’in Köylü Ütopyası Ülkesine Seyahati – Aleksandr Çayanov

Bir tarım uzmanı olan Aleksandr Çayanov, “kolektifleştirmeyi izleyen dönemde Rus köylü ekonomisinin doğası tarafından ortaya konan sorunların anlaşılması için” yazdığı bu romanı, Sovyet Devrimi’nin hemen ertesinde, 1920 yılında yayımlamıştı. Çayanov, Biraderim Aleksey’in Köylü Ütopyası Ülkesine Seyahati’nde 1921’de uyuyup gözlerini 1984’te açan kahramanı aracılığıyla kentlere karşı köyleri temel alan gelecek ütopyasını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşasın 30 Ağustos, Zito i Epanastasis – Zafer Köse

Bütün savaşlara karşı olduğunu söyleyip durmanın bir anlamı var mı? Savaşa karşı olmak, bazen boyun eğmek, itaat etmek anlamına gelmiyor mu? Bir insan Kurtuluş Savaşı’na, Che’nin, Allende’nin, Deniz’in, Mahir’in savaşlarına karşıysa, neyi savunuyordur? Barışı mı? Özgürlüğü, eşitliği, bağımsızlığı mı? Yoksa onların savaşını çarpıtan, onları yok etmeye çalışan iradeleri mi? Evet,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yoldaki Bahtiyarlık – Zafer Köse

1 Toprağın çeşitli katmanlarından geçen su, o zenginliği ve tadı içerir; aynı şekilde, insanlık da evrim boyunca geçtiği aşamaların bilincini ve önceki kuşakların kültürel birikimini günlük hayata aktarır. Ne var ki, her katmanın etkisi eşit değildir. Geçmiş uzaklaştıkça belirginliği de azalır. Ve son katmanların suya geçen tadı, öncekilerden çok daha

OKUMAK İÇİN TIKLA

Haydi Dayanışmaya!

Yordam yayınevi, Germinal kitabının gelirini, babaları madende ölen dört Somalı çocuğa burs olarak aktarıyor. Bu uygulamanın en anlamlı tarafı sürekliliği. Anlık yardımlaşmalara sıkça rastlanıyor, ama böyle “4 yıl boyunca” hedeflenen bir kampanya, çok önemli. Kitap güzel, yayınevi güzel, Somalı çocuklar güzel. Dayanışma çok güzel!

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hayalden Hedefe Umutla HEMEN ŞİMDİ – Zafer Köse

Dünya edebiyatında Don Kişot’un çok önemli bir yeri var. Roman sanatının ilk ve en büyük örneklerinden biri kabul ediliyor. Peki, 400 yıldır değerinden bir şey kaybetmemesini sağlayan özeliği nedir bu romanın? Cervantes, yüzyıllar sonra da geçerli olacak bir hikayeyi nasıl kurmuş? Galiba aslolan, hikayenin perspektifi. Doğru ve geniş bir bakış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Livaneli Adası – Zafer Köse

Yeryüzü cenneti bir adada, ormanlar arasındaki kırk konutta yaşayan insanların hikayesi, Son Ada’da anlatılan. Adanın asıl sahibi olan martılarla dengeli ve saygılı bir ilişki geliştirilmiştir. Onların yumurtlamak ve yaşamak için gereksinim duydukları alanlara girilmemektedir. Adadaki insanlar arasındaki ilişkiler de bir cennet anlayışını yansıtır. Hesapsız dostluklar, tasasız günler, huzurlu hayatlar yaşanmaktadır.

OKUMAK İÇİN TIKLA