“Büyüklerin dünyasını anlatan romanlar, öyküler, oyunlar yazdım. Bunlar sevildi de. Ama hep bir şeyler eksikti. İşte o vakit anladım ki; benim asıl yerim çocukların masalsı dünyası. Bunu anladığımda, aralarında bana da bir yer açmaları için çocuklara bir kitap yazdım. Kendi çocuklarımla başımdan geçen serüvenleri anlattığım kitabımın adı Güzelçamlı?nın Kayıp Panteri idi. Bu kitap sayesinde çocuklar, siz beni aranıza kabul ettiniz. Şimdi ben büyüklerin ciddi dünyasından vakit buldukça kaçıyor ve hep sizin aranızda olmak istiyorum çocuklar.” Hikmet Temel Akarsu
Güzelçamlı?nın Kayıp Panteri, büyükler için yazdığı romanlarıyla tanınan Hikmet Temel Akarsu?nun ilk çocuk kitabı. Üç uzun, bir kısa öyküden oluşan Güzelçamlı?nın Kayıp Panteri, çocuk edebiyatının önemli eserlerinden biri olmaya aday gözüküyor. Taşıdığı içtenlik, gerçeklik duygusu ve çocuk ruhuna yönelik özenin yanı sıra çok önemli bazı toplumsal, çevresel sorunlara da katkı sağlamaya çalışıyor Güzelçamlı?nın Kayıp Panteri…
*Hikmet Temel Akarsu, Güzelçamlı’nın Kayıp Panteri adlı çocuk kitabını kendi çocukları Tuna, Deniz ve Yasemin’e armağan etmiş. Kitabın başında da onları ‘üç iyi kalpli kardeş’ olarak tanımlamış.
Kitap dört öyküden oluşuyor. Kitaba adını veren öykü bir orman yangınını anlatıyor. Yazar bize öncelikle Güzelçamlı’yı anlatıyor: “Güzelçamlı yeryüzüne inmiş bir cennet gibidir. Orada güneşin doğuşu bir başka olur. Ege’nin mavi sularına yüzünü çevirmiş kocaman orman, yeni doğan günü ışıltılar saçarak karşılar.” Yazarın zarif anlatımı sayesinde “Ah keşke ben de şimdi orada olsaydım…” diyen okurlar daha sonra bu üç küçük kardeşle ve onların Güzelçamlı’daki yaşamlarıyla tanışıyorlar. Milli Park’ın yanındaki köyde yazlarını geçiren çocuklar, masmavi koylara gidiyor, yaban domuzlarıyla arkadaşlık ediyor, babalarının anlattığı masalları dinliyorlar. Bir de ünü bütün ülkeye yayılmış bir efsanesi var Güzelçamlı’nın. Milli Park’ta yaşayan, kimi zaman sesi duyulan ama kendi ortalarda görünmeyen bir panter. Herkesin bir gün geri döneceğine inandığı bir panter bu… Her şey iyi giderken bir gün ormanda yangın çıkıyor.
Akarsu; bu ilk öyküde okuyucuyu soluk kesen bir maceranın içine sürüklüyor. Bir yandan, zarar gelmesini istemediğimiz üç çocuk oluyor Tuna, Deniz ve Yasemin. Diğer yandan, ormanın içinde canla başla çalışan anne ve babasına da bir şey olmasın istiyor insan. Velhasıl; Akarsu ailesi ve doğa sever diğer insanlar üstün bir çabanın ardından kurtarıyorlar masal ülkelerini…
İkinci öykü ‘Kaplumbağa Plajı’ adını taşıyor. Zannedersem; sadece benim değil, bu kitabı okuyan pek çok okuyucunun yıllar sonra da aklına gelecek, gelebilecek, sevgiyle anımsayacağı bir ‘Caretta Caretta’ öyküsü bu. Hikmet Temel Akarsu; “Kaplumbağa Plajı’na, Tuna ile beraber her gidişimiz apayrı bir serüven olmuştur.” diyerek başlıyor sözlerine. Her yıl İztuzu’nda gönüllü olarak dostları Hermann’lara konuk olan baba ve oğulun yaşadıklarını okuduğunuzda, eminim gözlerinizin önünde o güzel plaj, yumurtalarını bırakan dev kaplumbağalar, konakladıkları o küçük ahşap ev rahatlıkla beliriverecek. Hikmet Temel Akarsu gibi bir babanız, Tuna gibi bir oğlunuz olsun istiyeceksiniz…
Alın size bir örnek; Klaus Hermann’ın eşi Jülide doğum yapmak için İztuzu’ndan ayrılmak zorunda… Ancak; çok hassas bir zaman bu. Caretta Caretta’lar da doğum yapacak… Tuna’nın bu durumda gününü gün eden, kitap okuyan babasına söylediklerine bir bakın;
“Biz burada tatilde değil, görevde sayılırız baba. Jülide’nin durumunu görüyorsun. Bebeği her an dünyaya gözlerini açmak isteyebilir. Burada doğanın kucağındayız. Caretta Caretta’ların yumurtadan çıkma zamanı geliyor… Bir konuda bilgili değilsen, hiçbir şey başaramazsın. Eğer bir görevi üstlenmek zorunda kalırsan, ilk işin o konuda bilgi edinmek olmalıdır. Eğer bilgin yetersiz olursa, görevinde başarısız olursun ve en çok sevdiğin varlıklara istemesen de büyük zarar verebilirsin.” (s. 86)
Üçüncü öykü ‘Karaca Mağarası’nın Esrarı’. Üç küçüğümüz de bu kez öyküye dahil. Babalarının Noel armağanı olarak yazığı bu öyküde çocuklar, yaralı bir bekçiyi kurtarmalarının yanı sıra, büyük bir mağaranın sırlarını da aralıyor. Gerçi babalarını mağaraya girmeye ikna etmek pek kolay olmuyor! “Bize olan sevgin bilimin ve gelişmenin önünü kesmemeli. Birbirimize olan sevgimiz bizi korkaklaştırmamalı” deseler de çocuklar, karanlık ve bilinmeyenlerle dolu bir yere gitmelerine bir baba olarak izin vermek pek kolay değil… Eh, akıllı çocuk ama bunlar. Babalarını da yanına alarak girdikleri mağarada yaşadıkları her şey heyecan verici…
Hikmet Temel Akarsu iyi ki çocuklar, gençler için yazmış. Daha da yazsın. Tuna, Deniz ve Yasemin’i yine anlatsın. Sıcacık duyguları olan, birbirini, komşusunu, arkadaşlarını, doğayı, okumayı seven bu çocukları yine buluştursun bizimle. Mutlaka buluştursun…
* Ece Arar Emener, 20/01/2006 tarihli Radikal Gazetesi Kitap Eki
Kitabın Künyesi
Güzelçamlı’nın Kayıp Panteri
Hikmet Temel Akarsu
Resimleyen: Mustafa Delioğlu
Can Yayınları
Baskı Tarihi: Ocak 2006
152 sayfa
Yazarın Yaşam Öyküsü
Romancı, öykücü ve hiciv yazarı Hikmet Temel Akarsu 1960 Yılında Gümüşhane’de doğdu. Dokuz yaşında ailesi ile birlikte İstanbul’a yerleşti. İTÜ Mimarlık Fakültesini bitirdi. Mimarlık yapmayıp, yaşam düşü olan yazarlığa kendini adadı. Deneme, makale, eleştiri, oyun ve senaryo yazarlığı da dahil olmak üzere edebiyatın hemen tüm alanlarında ürün verdi. Sadece seri romanları değil, hiciv ve eleştiri yazıları da toplumda yankı buldu. Ülkemizin zor yıllarını anlattığı romanları belleklerde hüzünlü tatlar bıraktı. Kayıp Kuşak, İstanbul Dörtlüsü ve Ölümsüz Antikite gibi roman serileri saygın yayınevlerince kitaplaştırıldı. Yazıları Varlık, Gösteri, Radikal Kitap, Cumhuriyet Kitap, Yasak Meyve gibi saygın dergilerce yayınlandı. Bir dönem köşe yazarlığı yaptı. Radyo oyunlarıyla TRT’den ödül kazandı. Öyküleri “Babalar ve Kızları” adıyla 2005 yılında İnkılap Yayınları tarafından yayınlandı İlk gençlik kitabı Can Yayınları’nca 2006 yılında “Güzelçamlı’nın Kayıp Panteri” adıyla yayınlandı. ?Taşhan? adlı radyo oyunu 2006 temmuz ayında, Yurtdışı Sevdası adlı radyo oyunu ise 2008 Mart ayında sekizer bölüm halinde TRT Radyo 1?de tefrika edildi. Özgürlerin Kaderi adlı tarihi romanı 2008?de Nefti Yayıncılık?tan çıktı. Pen Club, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Mimarlar Odası üyesidir.
Yapıtları
Romanları
* Aleladelik Çağı (Roman) – Kayıp Kuşak 1 (İnkılap Yayınları) (1989)
* Çaresiz Zamanlar (Roman) – Kayıp Kuşak 2 (İnkılap Yayınları) (1992)
* Yeniklerin Aşkı (Roman) – Kayıp Kuşak 3 (İnkılap yayınları) (1991)
* Sevgili Superi (Roman) – Kayıp Kuşak 4 (İnkılap Yayınları) (1988)
* Kaybedenlerin Öyküsü – İstanbul Dörtlüsü 1 (İnkılap Yayınları) (1998)
* İngiliz – İstanbul Dörtlüsü 2 (İnkılap Yayınları) (1999)
* Küçük Şeytan – İstanbul Dörtlüsü 3 (İnkılap Yayınları) (1999)
* Media – İstanbul Dörtlüsü 4 (İnkılap Yayınları) (2000)
* Aseksüel Koloni ya da Antiope – Ölümsüz Antikite 1 (Telos) (2002)
* Siber Tragedya ya da İphigeneia – Ölümsüz Antikite 2 (Telos) (2003)
* Casus Belli ya da Helena – Ölümsüz Antikite 3 (Telos) (2003)
* Özgürlerin Kaderi – Roman (Nefti Yayıncılık) (2008)
Öykü Kitapları
Babalar ve Kızları – Öykü (İnkılap Yayınları) (2005)
Dekadans Geceleri – Öykü (Varlık Yayınları) (2008)
Çocuk Kitapları
* Güzelçamlı?nın Kayıp Panteri, Gençlik Can Yayınları (2005)
Repertuara Alınmış Oyunları
Yazar Ajanı ? Oyun (3 Perde) (Devlet Tiyatroları)
Asilzadeler ? Oyun (3 Perde) (Ömer Seyfettin’den Uyarlama) (Devlet Tiyatroları)
Çalınan Tez ? Radyo Oyunu (TRT)
Taşhan ? Arkası Yarın (TRT)
Yurtdışı Sevdası – Arkası Yarın (TRT)
Ekodekalog – Oyun (3 Perde) (Devlet Tiyatroları)
Osmanlı Sefiri – Oyun (3 Perde) (Devlet Tiyatroları)
çok güzelllllllllllllllllllllll bayıldım