“Goethe’nin şiirindeki ‘Ceza da verse, onları sakınsa da, İnsanca bakmak zorunda insanlara’ sözlerinin, nasyonal sosyalist Almanya’da bulacağı bir yankı yoktur.”
Ernst Fraenkel
Bir yandan, kendi koyduğu yasa ve kurallara uyan, -en azından “kitabına uyduran”- norm devleti. Diğer yandan, siyasi icaplara göre verdiği keyfî kararlarla yöneten ve herhangi bir normla kendini bağlı saymayan önlem devleti. İkili devlet, bu iki sistemin yan yana var olduğu bir rejim. Kısmen, belirli bir alanın norm veya önlem devletinin hükmü altında olduğu bir tür işbölümünden söz edilebilir. Fakat çok zaman birbirlerinin ayağına dolanıyorlar, rekabet ediyorlar; yani ne zaman devletin hangi yüzünün kendini göstereceği de belli değil. Toplamda kuşkusuz belirsizliği artıran, yurttaşın geriye kalan güvencelerini de zayıflatan bir “düzen” – hele, asıl kudretin eninde sonunda önlem devletinde olduğu düşünüldüğünde…
Ernst Fraenkel, nasyonal sosyalist devletin hukuki karakterini özetle böyle bir çerçeve içinde analiz ediyor. Analizin arka planında, Carl Schmitt’in siyaset ve hukuk felsefesinin köklü bir eleştirisi var. Fraenkel, bu bağlamda doğal hukuk kavramına eğiliyor; Anglosakson ve Alman hukuk geleneklerinin devlet ve özgürlük anlayışı bakımından tarihî bir mukayesesini de yapıyor.
Totaliterlik, otoriterlik ve faşizm araştırmalarında klasik değeri kazanmış bir eser.
Ernst Fraenkel
1898’de Köln’de Yahudi bir tüccar ailesinde doğdu. Gönüllü askere yazıldığı Birinci Dünya Savaşı’nda cephede yaralandı. Savaştan sonra hukuk öğrenimi gördü. 1926-1938 arası avukatlık yaparken, Alman Metal İşçileri Sendikası’nın da vekiliydi. Nazi iktidarında “gazilik” unvanı sayesinde Yahudi olmasına rağmen çalışma izni aldı. Bu arada çeşitli yeraltı direniş gruplarına katkıda bulundu. Tutuklanacağına dair aldığı duyum üzerine 1938’de İngiltere’ye, 1939’da oradan ABD’ye iltica etti. 1941 yılı başında İkili Devlet’i İngilizce olarak yayımladı. Amerikan hukukunu öğrenmek için Chicago’da yeniden üniversite öğrenimi aldı. Muhtelif sosyal bilim araştırma projelerine katıldı, eleştirel sol çizgisiyle ünlenen New School’da ders verdi. 1945-1951 arası Kore’nin yeni anayasasının hazırlanmasıyla ilgili ABD hükümetine danışmanlık yaptı. 1951’de Almanya’ya döndü, Berlin’de üniversitelerde ders verdi. Ara ara ABD üniversitelerinde çalışmayı da sürdürdü. 1967’de emekli olduktan sonra birçok ödüle layık görüldü. 1968 öğrenci hareketini dogmatik bularak eleştirel yaklaştı. 1974’te İkili Devlet’in Almancasını yayımladı. 1975’te Berlin’de öldü.
Almanca Basıma Önsöz (1974)
İngilizcesi The Dual State diye adlandırılan bu kitabın son
noktasını koyduğum 15 Haziran 1940’ın üzerinden çeyrek
yüzyıldan fazla zaman geçti. The Dual State, nasyonal sosyalist Almanya’da yasadışı olarak kaleme alınan ve yasadışı olarak Almanya’dan kaçırılan Doppelstaat’ın ilk biçiminin
çevirisi idi, 1938 sonbaharındaki ilticamdan sonra bu ilk biçimi özenli bir şekilde gözden geçirmiştim. Bu revizyon, bu
taslağın yazıldığı koşulların olağandışılığıyla açıklamakta
zorluk çekmeyeceğimiz bir dizi yanlış anlama ve belirsizliği gidermek için gerekli idi. Gereken değişiklikler çoğunlukla ayrıntılara dairdi. Yapısı ve çıkarsamaları itibarıyla ilk İkili Devlet ve son biçimi aynıdırlar. Aynı kaynaklara dayanıyor
olmaları da bunu pekiştirir.
O vakitler bir an için bile, ilkin Almanca yazılan kitabın
günün birinde Almanca yayımlanabileceğini düşünmemiştim. Benim için duygusal değeri olan ilk taslağı saklamışken
yayımlanacak olan nihaî metnin Almancasını saklamamış
olmamın açıklaması bu olabilir. Kitabın Almancasının defalarca talep edilen yayımlanışı da bu nedenle ancak İngilizceye çevrilmiş olan metnin Almancaya geri çevrilmesi yoluyla
mümkün olabildi. Bu çeviri yapılmış bulunuyor. Elinizdeki
kitap metnin Almancaya geri çevrilmiş halidir.
Bir metnin ilk yazıldığı dile geri çevrilmesi zaten genel olarak çok zorluk çıkartır; hukuk ve siyaset bilimiyle ilgili bir
metinde bu zorluklar bilhassa artar – hele, yazımında sadece bilimsel değil aynı zamanda politik hedefler de güdüldüyse. Metin yazılır ve İngilizceye çevrilirken, Üçüncü Reich’ın1
egemenlik yapısını sosyal bilimler tahsili görmüş Amerikan
okuruna aşina olan bilimsel kategorilerle açıklamaya, gerektiğinde bu kategorileri onlara anlaşılır kılacak şekilde uyarlamaya özel önem verilmişti. “Olağanüstü hal” ve martial
law [sıkıyönetim] gibi temel kavramlara işaret etmekle yetineyim. Lakin Almanca metnin İngilizceye çevirisi ancak aynı zamanda kavramların nasyonal sosyalist sistemden Amerikan hükümet sistemine aktarımı halinde anlamlı olabilirdi.
O bakımdan Almancaya geri çevirirken bu aktarım sürecini tersine çevirmek kaçınılmazdı. Bu da, kitabın birçok yerinde, olabildiğince kelimesi kelimesine çevirmek gerektiği önkabulünden feragat edip, belirttiğimiz referanslardan
yararlanarak ilk baştaki metni yeniden inşa etmek zorunluluğunu doğurdu. Özellikle kitabın ilk kısmının kimi bölümlerinde bunu yapmak lâzımdı, metnin hukuki olmayan
bölümlerindeyse bu zorluk ancak münferit olarak gösterdi kendini.
Böylece, polis uygulamalarının mahkeme tarafından denetimiyle meşgul olan bölüm büyük ölçüde yeniden yazıldı, güçler ayrılığı ile ilgili bölümden ise feragat edildi – zira Alman güçler ayrılığı öğretisi öncelikle Montesquieu’ye dayanırken, Amerikan güçler ayrılığı öğretisinde Locke etkisi ağır basar.
Bu çalışma, Manuela Schöps hocanın yardımı olmadan
gerçekleştirilemezdi. Olağanüstü zorlu bir iş olan metni Almancaya geri çevirme görevini üstlendi, onu ilk Almanca
taslağın (mevcut olduğu kadarıyla) diline uydurarak İngilizce kitapla uyumlu bir Almanca metin meydana getirdi. Almancaya geri çeviri işi, onun hukuk bilimi, sosyoloji, siyaset
bilimi ve iktisat gibi (tarihi hiç konu etmiyorum) farklı disiplinlerin düşünsel süreçlerine nüfuz etmesini gerekli kıldı. Bu görevin üstesinden gelmek, ancak onun geniş irfanı
ve yöntemli tahsil birikimi sayesinde mümkün oldu. Ona en
derin hislerimle şükranlarımı sunuyorum.
Kitap kendisini, benim ilticamdan önce vuku bulmuş olan
hadiseleri ele almakla sınırlıyor. Bunun tek istisnası, ülkeden ayrılmamdan birkaç hafta sonra cereyan eden Kristal
Gece’nin2
de içerilmiş olmasıdır. Bu da izah ediyor ki, elinizdeki kitapta Üçüncü Reich’ın yalnızca savaş öncesi dönemi
tahlil edilmiştir.
The Dual State, ilk olarak 1940-1941 yılbaşında New
York’ta Oxford University Press tarafından yayımlandı. Kitap hakkında çok sayıda Amerikan ve İngiliz bilimsel dergisinde değerlendirmeler çıktı. Bu değerlendirmelerin eksikli bir listesi Book Review Digest’in 1941 tarihli 318. sayısında bulunabilir. Kitap yayımlanmasından yaklaşık on yıl sonra tükendi. 1949’da Octagon Books (New York) tarafından
Oxford University Press’in onayıyla The Dual State’in değiştirilmemiş bir yeni baskısı yapıldı.
Kitap bir ülke içi ilticanın ürünüdür. Elinizdeki Almanca metnin de temelini oluşturan ilk biçimi, hukuksuzluk ve
terör atmosferinde ortaya çıkmıştı. Nasyonal sosyalist Berlin’de toparladığım kaynak malzemesine ve günbegün kendilerini bana dayatan izlenimlere dayanır. Kitap, onlarla manen ve zihnen baş edebilmek için bu izlenimleri ve bilgileri
teorik bir çerçeveye oturtma ihtiyacından doğmuştur. Bunlar, tamamen olmasa da geniş ölçüde, 1933-1938 arasında
Berlin’de avukatlık faaliyetlerime yaslanırlar.
Yahudi olmama rağmen, savaşa [Birinci Dünya Savaşı] katılmış olduğum için 1933’ten sonra da avukatlık yapma iznim vardı. Yurttaş olarak varoluşumun iç çelişikliği, Hitler
rejiminin çelişkili yapısına özellikle dikkat etmemi sağlıyordu. Yasaya göre baronun eşit haklı bir üyesi olmama rağmen, sürekli hepsi “devlet partisi”nden kaynaklanan müşkülatlar çıkarılıyordu bana, suçlamalara ve aşağılamalara
maruz kalıyordum. Hitler diktatörlüğünün idare ve yargı
pratiğinin gerçekliğine gözlerini kapatmayan hiç kimsenin,
devletin ve partinin hayatın geniş alanlarında hukuk düzeninin geçerliliğini şüpheli hale getiren ama aynı zamanda
da başka türlü değerlendirilen durumlarda o hukuk kuralını bürokratik bir titizlikle uygulayan arsız sinizminden etkilenmemesi mümkün değildi.
Hitler rejiminin işleyişi hakkında avukatlık pratiğimin icrası sayesinde kesbettiğim vukufa dayanarak, kendi yasalarına genel olarak uyan “norm devleti” ile aynı yasaları hiçe
sayan “önlem devleti”nin yan yanalığında, nasyonal sosyalist egemenlik düzenini anlamanın bir anahtarını bulduğuma inanıyordum.
Henüz bu hipotezin Hitler rejiminin anatomisini ve fizyolojisini daha iyi anlamaya uygun olup olmadığını ortaya çıkarma amacıyla malzeme toplayıp emniyete almaya başladığımda, şunun tamamen bilincindeydim: Teröre dayanan to taliter bir diktatörlükte politik açıdan hassas bir konuyu incelemeye cesaret göstermeleri halinde geleneksel bilimsel
yöntemleri rahatsız edilmeden kullanabilecek olanlar, ancak bu egemenlik sistemini savunanlar olabilirdi. Nasyonal
sosyalizmin muhtemel hasımlarının, Üçüncü Reich’ın anayasal gerçekliğinin temelinde yatan hareket yasalarını açığa
çıkarmaya dönük her girişimi, “vatana ihanete teşebbüs” suçunun unsurlarını yerine getirdiği şüphesine tabi idi. Sadece bütün Yahudiler değil “mücadele döneminde”3
“hareketin karşıtları” olarak öne çıkmış “Ariler” de Üçüncü Reich’ın
muhtemel hasımlarından sayılıyordu. Nasyonal sosyalist
doktrine göre, kökenleri veya politik geçmişleri nedeniyle,
bunlar devlet teorisi çalışmalarında zorunlu olarak devlet
düşmanı neticelere varmaya yazgılıydılar.
Beni harekete geçiren soruları cevaplarken ampirik araştırma yöntemlerini kullanmanın mümkün olabileceği düşüncesini baştan bir kenara bırakmak gerekiyordu, zira böyle bir girişimi Gizli Devlet Polisi’nden4
gizli tutmak mümkün olamazdı. Lakin birincil malzeme olarak, avukat sıfatıyla girdiğim davaların tahliline dayanmak da söz konusu olamazdı. Böyle bir araştırma temelinin anlamlı sonuçlar çıkarmaya elvermeyecek kadar dar olacağını bir kenara bırakacak
olsak bile, bu yöntem kolayca düşünüleceği gibi eski müvekkillerimin güvenliğini tehlikeye atardı ve sırf bu nedenle
bile nazarı dikkate alınamazdı.
İngilizce metnin istisnaî denemeyecek kadar fazla sayıda okuru, nasyonal sosyalist egemenlik düzeninin ikili devlet karakterinin yargı pratiğinde kendisini nasıl ortaya koyduğunu en azından bir iki vakada –bahsettiğim sebeplerden
ötürü– açık seçik teşhir etmemiş olmama dair teessüflerini
bildirmişlerdir. Bir “Ek” bölümünde bir iş hukuku bir de ce-za hukuku davasının duruşma safahatını sunmanın, bu uyarının gereğini yapmanın en iyi yolu olacağını sanıyorum.
Reich İş Mahkemesi’ni iki defa meşgul etmiş olan iş hukuku vakası, beni “ikili devlet” fenomenini teorik açıdan incelemeye yönelten nihaî itkiyi vermişti; ceza hukuku vakası ise tezlerimin pratik kullanışlılığını sınama fırsatını verdi.
Buna karşılık resmî karar derlemelerinde ve meslek dergilerinde yayımlanmış darmadağınık mahkeme kararları yığınını incelemeye almak bana hiç de yersiz görünmedi; bunların, Üçüncü Reich’ta cereyan eden ve nasyonal sosyalist
yürütme ve yasama işlevlerini yerine getiren devlet organlarının gündelik pratiğine dair sonuçlar çıkarmaya elveren
toplumsal hadiseleri anlamak için bir imkân sağlayıp sağlamadıklarını sınayabilirdim. Başka deyişle mesele, Üçüncü Reich’ın anayasal gerçekliğinin incelenmesinde mahkeme kararlarının kaynak malzemesi olarak ne kadar işe yarar olduklarıdır.
Muhtemelen, bilinmeleri rejimin hoşuna gitmeyebilecek
olan mahkeme kararlarının yayımlanmasını engelleyen bir
sansürün varolmuş olması gerektiğine dair akla yakın itiraz, gerçi umumiyetle Millet Mahkemesi’nin5
ve siyasi yargının başka kararları için yerindedir, fakat diğer mahkemelerin kararları için pek geçerlilik taşımasa gerektir. Aksine,
meslek dergilerinde görece sık olarak, rejimin sadık taraf tarlarının uzatılmış şerhlerle keskin eleştiriye tabi tuttukları kararlar yayımlanmıştır. Yayımlanmış mahkeme kararlarının incelenmesinin bir diktatörlük rejiminin işleyişini anlamaya katkısı ne denli sınırlı olabilirse de, nasyonal sosyalist
egemenlik düzeninin şablonvari çizilmiş resmini çok sayıda
anlık fotoğrafın katkısıyla düzeltmeye yardımcı olabilir. Bu
anlık kayıtlar, tayin edici özelliklerinden biri hakiki karakterini perdelemek olan bir rejimde mümkün olabileceği kadar gerçeğe yakındırlar.
İngilizce basıma 1940 yılında yazdığı önsözü, Almanya’da
kalmış olan arkadaşlarıma kitabın tasarlanmasındaki ve hazırlanmasındaki katkılarından dolayı –kolayca akledilebilir nedenlerle– ismen teşekkür edememekten duyduğum
üzüntüyü beyan ederek bitirmiştim. Toptan bir teşekkürle
yetinmem gerekiyordu. Onların yardımı, öncelikle çalışmanın sorusuna, tezlerine ve bu tezlerin temelinde yatan teorik
yaklaşıma gösterdikleri eleştirel alakaya dayanıyordu. Bütün
bunları formüle etme denemesine girişmeden önce hepsini
onlarla konuşarak geliştirme, tamamlama ve düzeltme olanağı bulmamın değeri benim için paha biçilmezdi. En dar
bir çember içinde vuku bulabilmelerine rağmen, bu karşılıklı konuşmalar benim için hayatî bir ihtiyaçtı. İç iltica halinin yalnızlığı içinde zihnen ve ruhen boğulmaktan kurtulmamızı sağlıyordu. Gönüldaşlarımın bana sundukları yardım, kaynak malzemeleri, notları ve taslakları emin yerlerde saklamaya da uzanıyordu, onları yurtdışına “göndermeye” de yardımcı oluyorlardı.
Gönüldaşlarıma o zaman ifa edemediğim açık teşekkürümü şimdi isim vererek telâfiye kalkışmak, nafile bir jest olurdu. Birçokları bu arada hayatını kaybetti, kimileri dört bir yana savruldu, kimilerine karşı ise içimdeki hisleri kaybettim.
Sadece öncelikle şükranla Fritz Eberhardt’ın ve hüzünle Martin Gauger’in adlarını anmakla yetinmek istiyorum. Kitap, illegal yer altı hareketinin bilhassa örnek gösterilecek bir disiplinle çalışan aktif Enternasyonal Sosyalist Mücadele Birliği’nin6
yüreklendirmesi ve daimi desteği olmaksızın
ortaya çıkamazdı. Bu hareketin yerel direniş gruplarını koordine etmekle ve Paris’te mukim göçmen topluluğunun yönetimiyle bağlantısını sürdürmekle görevli olan “ülke içi yöneticisi” Dr. Hellmut von Rauschenplat (Dr. Fritz Eberhardt)
ile yıllar boyu beraber sıkı mesai yaptık. Uzun gezinti yürüyüşlerinde illegal çalışmanın anlamı ve zorunluluğu üzerine
düşünce alışverişinde bulunduk, nasyonal sosyalizm fenomenine daha fazla açıklık kazandırmaya çalıştık. Böylesi konuşmaların ardından vardığımız sonuçları kısa makaleler halinde, stenoyla not alması için Fritz Eberhardt’a dikte ettirdim. Bunlar Sosyalist Mücadele Birliği’nin Paris’te çıkan dergisi Sozialistische Warte’de7
yayımlanıyor, sonra da Almanya’da illegal bildiriler olarak dağıtılıyordu. Bunların bazıları
kısa süre önce Reformismus und Pluralismus8
adlı kitabımda
basılmıştır. Makalelerin birisi, İkili Devlet’in ilk taslağını ihtiva eder. Conrad Jürgens müstearıyla yayımlanmıştır.
Fritz Eberhardt Fransız Büyükelçiliği’nin bir memuruyla temas halindeydi. O, nasyonal sosyalizm karşıtı bir metin
taslağını diplomatik eşya arasında Berlin’den Paris’e nakletmeyi kabul etti. İkili Devlet’in ilk biçimi bu şekilde özgürlüğe kavuşmuştu.
Avukatlık faaliyetimin son evresinde arkadaş çevremde
çalışmamı sıklıkla bir demiryolu makasçısının çalışması diye tanımlamıştım. Şunu söylemek istiyorum: İlgilendiğim
vakayı “norm devleti” çerçevesinde ele almaya ve onun “ön-lem devleti”ne düşmesine dikkat etmeyi, çabalarımın esaslı bir parçası olarak gördüm. Arkadaşım olan meslektaşlarım, kendilerinin de her seferinde bilinçli olarak müvekkillerinin hukuken cezalandırılması için gayret gösterdiklerini
teyit ediyorlardı.
Lutherciler Konseyi’nin9
1941’de Buchenwald’da katledilen hukuk danışmanı Martin Gauger’le 1934 veya 1935 yılında Tegel hapishanesi rahibi Harld Pöchau tarafından tanıştırılmıştım. O vakitler İkrar Kilisesi’ne10 ait veya onunla
bağlantılı olan örgütlenmeler ve kuruluşlar, tıpkı birkaç yıl
öncesinde sosyal demokratların veya sendikalı işçi hareketinin kuruluşlarının maruz kaldığı takibat ve baskılarla karşı
karşıyaydılar. Bu sonunculara defalarca hukuki danışmanlık yapmış olduğumdan, tecrübelerimi aktarabilirdim. Ek
1’de yer alan Delatowsky ve Yoldaşları vakası, böyle bir davanın safahatı içinde neler olabileceğinin tasvirini sunacaktır.
Martin Gauger’le aramızdaki düşünce alışverişi önceleri
rejimin kiliseyle mücadelesinin sertleşmesinden beri onun
mesainin önemli bir kısmını alan hukuki ihtisas konularıyla ilgiliydi. Konuşmalarımız somut hukuki sorunlarla sınırlı kalmadı. Gecenin geç vakitlerine uzanan sohbetlerimizde “ikili devlet” fenomeninin hukuk teorisiyle ilgili, felsefî
ve sosyolojik veçhelerine de sıra gelmesi kaçınılmazdı. Her
ikimizin de, sohbet muhatabının büyük alt üst oluştan önce dahil olduğu insan tipi hakkında kafasında çizdiği resmin
ne kadar grotesk olduğunu, biraz da şaşırarak fark ettik. Biz
de, bir gün sabahın erken saatlerinde “doğal hukukçular birlik cephesi”ni kuruverdik – bu kitabın hukuk teorisiyle ilgili
kısmında mahsulünü vermiş bir olaydır bu.
Annedora Leber’in (Das Gewissen steht auf11 kitabında)
“mizah ve insanlarla geçinme becerisini” vurguladığı Martin Gauger’in, Gestapo’nun hukuk danışmanı Dr. Werner
Best’le görüşmesinden bahsettiği akşam, benim için unutulmazdır. Gauger, İkrar Kilisesi’nin el konulan paralarının serbest bırakılmasını sağlayabilmek için bin bir zahmetle Best’e kadar ulaşmayı başardığında, adeta gevezelik havasında Best’e ikili devlet teorisini izah etme fırsatını değerlendirmişti. Best’in Jahrbuch der Akademie für Deutsches Recht’e12 yazdığı bir makalede büyük ölçüde Gauger’den öğrendiği bazı akıl yürütmeleri geliştirmesini, teorik çabalarımızın meş’um bir teyidi saymıştık.
“Birleşme”den13 sonra terör gittikçe daha katlanılmaz hale geldikçe, “Büyük Alman İmparatorluğu” giderek daha
sür’atle savaşa doğru yaklaştıkça, varoluşumun temeli sorunlu hale geliyordu. Avukatlık faaliyetimin son evresinde,
avukatlık yapmama izin verilmesinin esas yararını, bir avukatlık kimlik belgesine sahip olmam sayesinde Devlet Kütüphanesi’ni ve Yüksek Mahkeme Referans Kitaplığı’nı kullanabilmekte görüyordum. Devlet Kütüphanesi “vahasında” Theodors Heuss, Otto Suhr, Ernst von Harnack, Heinrich Acker ve başka bazı “güvenilir devlet düşmanları” –tabii tamamen tesadüfen– buluşuyorlardı. Daire biçimindeki
salonda bir aşağı bir yukarı yürüyerek düşünce alışverişinde bulunuyorduk.
O kütüphanelerde, İkili Devlet’i yazmakta ihtiyaç duyduğum notları aldım. İlk İkili Devlet’in ehemmiyetli bir kısmını da orada yazdım.
İkili devlet hakkındaki başlangıçta daha ziyade eskiz halindeki değerlendirmeleri derinleştirip tamamlayarak bu fe-nomeni sistematik bir siyasi bilimsel tahlile tabi tutma planı,
ilk olarak, yurtdışında önceden iltica etmiş arkadaşlarımdan
Franz Neumann ve Otto Kahn-Freund’la yaptığım görüşmelerde ortaya çıktı.
Bu kitabın Almancasının yayımlanmasının arkasında,
Hannover Teknik Üniversitesi siyaset bilimi seminerinde
asistan olan Dr. Alexander von Brüneck vardır. Kitabın Almancaya geri tercüme edilip Europäische Verlagsanstalt tarafından basılması gerektiğini yorulmak bilmeden savundu.
Benim tekrarlayan ağır hastalıklar nedeniyle projeye istediğim derecede katkıda bulunamamış olmam, onun gayretlerinin değerini daha da büyütür. Olağanüstü bir görev anlayışıyla hep yardıma hazır olması, ilgisi ve anlayışı için ona derin bir şükran borçluyum.
Kitabın yayına hazırlığını örnek bir şekilde üstlenen, yürüten ve tamamlayan Europäische Verlagsanstalt’a da teşekkür ediyorum.
Tarih asistanı Hela Rischmüller-Pörtner ve hâkim-savcı adayı Christiane Terveen hanımlar, bu kitabın hazırlanmasında kaynakça verilerinin kontrolüne verdikleri katkıyla takdiri hak ettiler.
Notlar
1 Üçüncü İmparatorluk. Nazi rejimi kendini böyle tanımlıyordu. Buna göre Birinci İmparatorluk Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu, İkinci İmparatorluk 1871’de kurulan Alman Birliği, üçüncüsü 1933’te kurulan yeni rejimdi.
Bilvesile çeviriye katkıları için Deniz Cankoçak ve Ece Göztepe’ye, destekleri için Mithat Sancar, Işıl Kurnaz, Serdar Tekin ve Nilgün Toker’e çok teşekkür ederim – ç.n.
2 Reichskristallnacht: Reich’ın kristal gecesi. Paris’te bir Alman diplomatının Yahudi suikastçı tarafından vurulması üzerine “millî öfke” adına resmen kışkırtılan linç saldırılarıyla 9 Kasım 1938 gecesi bütün ülkede Yahudilerin evleri, dükkânları, kurumları, mezarlıkları tahrip edildi. “Kristal gece”, o gece ülke çapında “camların çerçevelerin inmesi” nedeniyle çıkmış bir adlandırmadır – ç.n
3 Nazi jargonunda, iktidara gelme mücadelesinin sürdüğü dönem – ç.n.
4 Geheime Staatspolizei; bütün dünyada bilinen adıyla Gestapo – ç.n.
5 Volksgericht. Düz çevirisiyle “Halk Mahkemesi” – bu terim olağandışı siyasi yargılama yapan devrim mahkemelerini ve genellikle devlet erkine karşı mücadele eden radikal-devrimci hareketlerin gayriresmî yargılamalarını tanımlamakta kullanılır. Almancada Volk’un millet anlamına da geldiğini düşünerek, Millet Mahkemesi diye de karşılanabilir. 1934’te siyasi davalarla ilgili üst mahkeme olarak kuruldu. Hâkimlerini doğrudan Hitler’in atadığı mahkemenin kararları üzerine temyize gitme hakkı bulunmuyordu.
Bu vesileyle metinde Volk kavramının genellikle millet/millî olarak karşılandığını not edelim. Bu kelime “halk” anlamına geldiği gibi, Alman organik-popülist-milliyetçi völkisch kavramı çerçevesinde, millî-olanı da tanımlar.
O nedenle nasyonal sosyalizm bağlamında millî ile karşılanması tercih edildi – ç.n
6 Internationale Sozialistische Kampfbund. Sosyal Demokrat Parti’den ve Komünist Parti’den ihraç edilen bir grup sosyalistin, Nazi rejimine karşı mücadeleye odaklanan, 1925-1945 arası faaliyet gösteren platformu ve örgütü – ç.n.
7 Sosyalist gözetleme kulesi, rasathane – ç.n.
8 Reformizm ve Çoğulculuk. 1973’te yayımlanmıştır (Hoffmann und Campe, Hamburg) – ç.n.
9 1934’ten itibaren Nazi rejimine muhalefet eden bir Protestan çevre – ç.n.
10 Bekennende Kirche. Hâkim Protestan ortodoksiye karşı çıkarak Nazi rejiminin “arî-millî din” anlayışına “uyum sağlamaya” direnen Protestanların kilise oluşumu – ç.n.
11 Vicdan ayağa kalkıyor – ç.n.
12 Alman Hukuk Akademisi Yıllığı – ç.n.
13 1938’de Avusturya’nın Almanya tarafından ilhakı – ç.n.
Amerikanca Basıma Önsöz (1940)
Bu kitabın ortaya çıkış şartları, kısa bir açıklamayı gerektiriyor. Kitap, rejimin hasımları olmalarına rağmen nasyonal
sosyalist Almanya’da yaşayıp işini gücünü sürdüren herkese
dayatılan paradoksal yalıtım koşullarının ürünüdür. Yazarın
amacı, Üçüncü Reich’ın hukuksal ve anayasal gelişiminin temel ilkelerinin tasviri idi. Onun Berlin’deki 1933’ten 1938’e
kadar süren avukatlık faaliyeti, nasyonal sosyalist hukuk
sistemi ile arasındaki, tezlerini sürekli pratikle sınamak için
kaçınılmaz olan yakın ve kesintisiz teması sağlıyordu.
Bu kitap çalışmasının konusu için önem taşıyan bütün
nasyonal sosyalist neşriyat ve ilgili kararlar yazarın elinin altındaydı. Ne var ki Almanya’da edinilmesi mümkün olmayan malzemeyi, mesela Alman mültecilerin makalelerini ve
yurtdışında yapılan birçok başka yayını kullanma imkânından yoksundu. Taslak, yazar Almanya’yı terk etmeden kısa
süre önce bitmiş bulunuyordu.
Bu kitabın yazılmasının önüne birçok zorluk çıktı. Çok
sayıda arkadaşın cömert yardımları olmasa, yayımlanması
mümkün olamazdı.
Yazar, malî destekleri için American Guild for German
Cultural Freedom’a,1
New York School of Social Research’in yönetimindeki siyasi ve sosyal bilimler lisansüstü öğretim birimine, International Institute of Social Research’e,
New York’tan Prof. Alfred E. Cohn’a, New York’tan Dr.
Fritz Karsen’e ve New York’tan Dr. Frederick Pollock’a teşekkür eder.
New York School of Social Research’ten Prof. Arthur Feiler, Harvard Üniversitesi’nden Prof. C.J. Friedrich, Notre
Dame Üniversitesi’nden Prof. Waldemar Gurian, Chicago
Üniversitesi’nden Prof. Friedrich Kessler, Smith College’den
Prof. Wolfgang Kraus, Chicago Üniversitesi’nden Prof. Oskar Lange, Chicago Üniversitesi’nden Dr. N.C. Leites, New
York’tan Dr. Franz Neumann, Chicago Üniversitesi’nden
Prof. Max Rheinstein, Buffalo Üniversitesi’nden Prof. David
Riesman ve New York School of Social Research’ten Albert
Salomon taslağı okuyup kıymetli önerilerde bulundular.
Yazar, Chicago Üniversitesi’nden Dr. Gerhard Meyer’e,
Üçüncü Reich’ın iktisadi sistemiyle ilgili yayımlanmamış
makalesini kullanma izni vererek gösterdiği dostluktan ötürü özel teşekkür borçludur.
Chicago Üniversitesi’nden Profesör E.A. Shils’e, vaktini
ve yeteneklerini feci zor olan çeviri işine cömertçe sunduğu
için özel olarak teşekkür ediyorum.
J. Bryan Allin taslağın, Alman Reich geleneğine aşina olmayan Amerikalı okur için açıklığa kavuşturulması gereken
noktalar bakımından gözden geçirilmesini üstlendi. J.B. Allin, A. Bell ve I. Pool, her biri birer kısımda kitabı bu ihtiyaca uydurmak için yazara dostça yardımcı oldular. A. Bell ayrıca bazı bölümlerin sonraki gelişmeleri hesaba katarak ka-leme alınmasında yazara yardım etti. Yazar kıymetli yardımı
için ona kalpten teşekkürünü ifade etmek ister.
Kitabın karakterini değiştirmemek için, yalnızca nasyonal
sosyalist neşriyat ve ilgili mahkeme kararları dikkate alındı.
Bu noktada, kitabın sadece savaşın başlamasına kadar olan
hukuksal ve anayasal gelişmeleri incelediği göz önüne alınmalıdır.
Chicago Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden lisans öğrencisi George Rotschild’e, metnin yayına hazırlanmasındaki
yardımı için teşekkür etmek isterim.
Yazar, aşağıdaki yayıncılara da alıntılar için verdikleri
izinden ötürü teşekkür eder:
G.P. Putnam’s Sons: A.J. Carlyle, A History of Medieval Political Theory in the West, cilt 1; D. Appleton Century Company: Raymond Gettel, History of American Political Thought; The MacMillan Company: Charles H. McIlwain, The
Growth of Political Thought in the West; J.R. Tanner, Constitutional Documents of the Reign of James I; John Meville Figgis, Studies of Political Thought from Gerson to Grotius; International Publishers Inc., Frederick Engels, The Housing
Question ve Karl Marx, Capital, cilt I ve III ve The Eighteenth Brumaire of Louis Bonaparte; Harcourt, Brace & Co.: R.H.
Tawney, Religion and the Rise of Capitalism.
Ne yazık ki bu çalışmada aldığım önemli bir yardımı zikretmekten kaçınmak zorundayım. Metnin oluşumunda yazarın çok sayıda arkadaşıyla yaptığı tartışmaların büyük nüfuzu oldu, bu kişiler halen Almanya’da yaşadıkları için isimlerinin anılmaması gerekiyor.
Chicago, 15 Haziran 1940
Notlar
1 Amerikan Özgür Alman Kültürüne Destek Birliği. 1935-1940 arasında Nazi
rejiminden ABD’ye sığınan Alman entelektüellerine meslekî ve maddî yardım
sağlayan örgüt – ç.n
KÜNYE
İkili Devlet
Diktatörlük Teorisine Bir Katkı
Ernst Fraenkel
İletişim Yayınları
Çeviri: Tanıl Bora (Çeviren)
1. baskı – Haziran 2020
320 sayfa
İÇİNDEKİLER
Almanca Basıma Önsöz (1974)………………………………………………………………………………………………………..11
Amerikanca Basıma Önsöz (1940)………………………………………………………………………………………………..23
Amerikanca Basıma Giriş (1940)……………………………………………………………………………………………………27
BİRİNCİ BÖLÜM
İkili Devletin Hukuk Düzeni……………………………………………………………………………………………33
1 Önlem Devleti………………………………………………………………………………………………………………………………….35
Önlem devletinin oluşumu ……………………………………………………………………………………………………………35
Yetkilerin bölüşümü ve sınırlanması……………………………………………………………………………………..40
Genel yetki düzenlemesi……………………………………………………………………………………………………….40
Devletin polis makamları………………………………………………………………………………………………………43
Hukuk devletinin ilgası…………………………………………………………………………………………………………………..44
Tarihsel ön not…………………………………………………………………………………………………………………………….44
Yargı kararları aynasında hukuk devletinin çözülüşü………………………………………….52
Anayasa hukukuna bağlı kısıtların tasfiyesi……………………………………………………………..52
Diğer yasal kısıtların tasfiyesi………………………………………………………………………………………..55
Polis yasasındaki kısıtların tasfiyesi……………………………………………………………………………61
Mahkeme denetiminin bertaraf edilmesi……………………………………………………………………66
Ön açıklama………………………………………………………………………………………………………………..66
İdare mahkemelerinin denetimi…………………………………………………………………………69
Asliye hukuk mahkemelerinin denetimi………………………………………………………….74
Ceza mahkemelerinin denetimi………………………………………………………………………….78
Önlem devletinin bir organı olarak parti…………………………………………………………………….81
Önlem devletinin nesnesi olarak Siyasi-Olan……………………………………………………………86
Önlem devleti eylemde…………………………………………………………………………………………………………………..99
Biçimsel rasyonelitenin reddi…………………………………………………………………………………………….99
Zındıkların takibatı………………………………………………………………………………………………………………..103
2 Önlem Devletinin Sınırları………………………………………………………………………………………………..115
3 Norm Devleti………………………………………………………………………………………………………………………………….125
İkili devlet ve güçler ayrılığı…………………………………………………………………………………………………….125
Önlem devleti ve hükümet…………………………………………………………………………………………………125
Norm devleti ve idarenin takdiri ……………………………………………………………………………………128
Norm devletinin güvenceleri……………………………………………………………………………………………………131
Norm devletinin güvencesi olarak nasyonal sosyalizm……………………………………131
Norm devletinin güvencesi olarak mahkemeler…………………………………………………..133
Hukuk kurumlarının koruyucusu olarak norm devleti………………………………………….135
Ticaret özgürlüğü …………………………………………………………………………………………………..135
Ahde vefa…………………………………………………………………………………………………………………..137
Özel mülkiyet……………………………………………………………………………………………………………139
Rekabetin dürüstlüğü ………………………………………………………………………………………….140
İş hukuku …………………………………………………………………………………………………………………..142
Gayri maddî mülkiyet hakkı ………………………………………………………………………………144
Norm devleti ve parti programı……………………………………………………………………………………145
Ortak yarar özel yarardan önce gelir……………………………………………………………..145
Irk düşüncesi……………………………………………………………………………………………………………151
Yahudilerin statüsü………………………………………………………………………………………………154
Norm devletinin organları olarak loncalar………………………………………………………………164
İktisadi özyönetim……………………………………………………………………………………………………………..164
Alman Emek Cephesi……………………………………………………………………………………………………….170
İKİNCİ BÖLÜM
İkili Devletin Hukuk Öğretisi……………………………………………………………………………………..175
1 Rasyonel Doğal Hukukun
Nasyonal Sosyalizm Tarafından Reddi………………………………………………………………..177
2 Nasyonal Sosyalizmin Doğal Hukukla Mücadelesi………………………………….189
Hıristiyan doğal hukuku………………………………………………………………………………………………………………189
Dünyevî doğal hukuk …………………………………………………………………………………………………………………….198
3 Nasyonal Sosyalizm ve Cemaatçi Doğal Hukuk…………………………………………213
Toplumsal ve cemaatsel doğal hukuk………………………………………………………………………………..213
Cemaatçi doğal hukuk ve “Somut Düzen Düşüncesi”…………………………………………….221
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İkili Devletin Hukuki Pratiği……………………………………………………………………………………….235
1 İkili Devletin Hukuki Tarihi……………………………………………………………………………………………..237
İkici [düalist] devlet olarak ikili devlet…………………………………………………………………………….237
Prusya ve Almanya’da ikili devletin tarihi……………………………………………………………………….243
Mutlak monarşinin temelleri ……………………………………………………………………………………………243
Aydınlanmış mutlakiyetçilik……………………………………………………………………………………………..246
Mutlakçı bürokrasi…………………………………………………………………………………………………………………249
Hukuk devleti…………………………………………………………………………………………………………………………….257
2 İkili Devletin Ekonomik Temelleri……………………………………………………………………………261
3 İkili Devletin Sosyolojisi…………………………………………………………………………………………………….283
İşletme topluluğu ve iş mangası……………………………………………………………………………………………283
Millî cemaat ve silahlanma konjonktürü………………………………………………………………………….294
Nasyonal sosyalist teoride Siyasi-Olan kavramı …………………………………………………………298
EK I Reich İş Mahkemesi’nde Görülen Delatowsky ve Şerikleri –
Yeni Alman Defin Sandığı Davası…………………………………………………………………………………….309
EK 2 Berlin Asliye Mahkemesi’nde Bir Dava…………………………………………………………………………313
EK 3 Davalar Listesi…………………………………………………………………………………………………………………………….315
DİZİN………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………319