(*) John Eaton?ın ilk olarak 1951 yılında yayımlanan Keynes?e Karşı Marx kitabı altmış yıl sonra Türkçede.Uzunca bir gecikmeyle de olsa kitabın yayımlanmasındaki zamanlama kuşkusuz son derece isabetli. Kapitalizmin üretim anarşisine dayalı yapısı itibarıyla dalgalanmalara açık olduğu, her büyük genişleme döneminin şiddetli bir krize ve daralmaya gebe olduğu yaklaşık yüz elli yıl önce Marx tarafından dile getirilmişti. Buna rağmen egemen iktisat teorisi, her genişleme döneminde yeni bir umutla ?krizsiz bir kapitalizm? söylemine sıkı sıkıya sarılmış, savunucuları Marksizmin tarihsel yenilgisini ilan etmekte vakit kaybetmemişlerdir. Kriz dönemlerinde ise egemen teoride yaşanan kaos, üstü örtülmeye çalışılan Marksizm ve diğer eleştirel yaklaşımların yeniden su yüzüne çıkmasını engellenemez kılmıştır.
Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik bunalım egemen iktisat ideolojisinde kırılma yaratacak derecede güçlü ekonomik bunalımlardan birisidir. Ve o çok korkulan Marx?ın hayaleti akademinin puslu koridorlarında bir kez daha dolaşmaya başlamıştır. Kapitalizmin yaşadığı derin bunalım ve içe dönük ideolojik sorgulamalarla birlikte akademide yeniden kendine yer bulmaya başlayan bir diğer isim ise J. M. Keynes?dir. Her ne kadar hiçbir zaman Marx gibi tümüyle iktisat öğretisinin dışına itilmeye çalışılmasa da, Keynes ve öğretisi de sosyal devletin hızla tavsiye edildiği, özelleştirmelerin yaşandığı bir süreçte kapitalizmin dönemsel dinamikleri ile uyuşmadığı için revaçtan düşmüş, miadını doldurduğu düşüncesi akademiye egemen olmuştur. Yaşanan kriz kapitalizmin yapısal kimi bozukluklarını tahlil etmekle beraber Marx?ın aksine onu sürdürülebilir kılmayı amaç edinmiş Keynes?i de bir kez daha su yüzüne çıkarmıştır. Bugün kapitalizmin krizlerine yaptığı vurgular nedeniyle bir kez daha ön plana taşınan bu iki yaklaşımın temel çelişkileri geçmişte olduğu gibi günümüzde de işçi hareketi içerisinde yaşanan devrim ve reformizm tartışmalarının da teorik altyapısını oluşturmaktadır.
Eaton çalışmasında dönemin ?kapitalist iktisat teorisi? olarak tanımladığı Keynesciliğin mevcut kapitalist üretim ilişkilerini değiştirmeden doğal tekel olarak tanımlanan kimi sektörlerde devlet girişimciliğinin geliştirilmesi, vergiler yoluyla devletin kısmen el koyduğu artı-değerin kamu harcamaları ile daha geniş toplum kesimlerine yönlendirilmesi, gümrük vergilerinin artırılması yoluyla ekonominin dış rekabetin yıkıcı etkilerinden korunması gibi önlemlerle sürdürülebilir bir kapitalizm yaratmaktan başka amaç taşımadığını vurgulamaktadır. Keynes?in teorisinin yükselişi kapitalizmin en sıkıntılı dönemine denk gelmiştir. Kapitalizm, Marx?ın tüm öngörülerini haklı çıkaracak biçimde hızla tekelleşmiş, sınıflar arasında gelir uçurumu büyümüş ve patlak veren aşırı üretim krizi ile birlikte tırmanan işsizlik büyük bir sefaleti de beraberinde getirmiştir.
Diğer yandan, kısa bir süre önce devrim yaşamış SSCB ekonomisi iç savaşın yaralarını sarmış, hızlı bir yeniden yapılanma ve büyüme sürecine girmiştir. Kapitalizmin sorgulanmasını kaçınılmaz kılan bu ortamda, egemen ideoloji kendini belki de hiçbir zaman olmadığı kadar savunmasız hissederken, egemen sınıfların komünizm paranoyası giderek güçlenmektedir. Keynes de böylesi bir ortamda komünizm tehdidine karşı duyulan endişeleri paylaşmakta ve amacının kapitalizmi kurtarmak olduğunu ısrarla vurgulamaktadır. ?Genel Teori?de devletin ekonomiye müdahale alanının genişletilmesi, gelir dağılımının düzenlenmesi gibi önerilerinin bireyciliğe saldırı gibi algılanmaması gerektiğinin altını çizerken, aksine amacının bireysel girişimin mevcudiyetini sağlayan sistemin yıkılmasını önlemek olduğunu belirtmektedir. Yine benzer bir şekilde, 1933 yılında Başkan Roosevelt?e yazdığı mektubunda ABD?de uygulamaya konan New Deal politikalarının mevcut sosyal yapıyı koruyarak kapitalizmin sorunlarını gidermede önemli bir deney oluşturduğuna dikkat çekmiş, başarısızlık halinde oluşacak önyargı sonucunda meydanın tutucu piyasa taraftarları ile devrimcilere kalacağını ifade etmiştir.
Eaton?ın çalışması Keynezyen iktisat teorisinin Marksist bir eleştirisini sunmanın ötesinde, dönemin İngiliz İşçi Partisi içerisinde egemen olan Keynezyen eğilimlerle hesaplaşma amacı taşıyor. Bu çerçevede Eaton teorik tartışmalara da girmekle birlikte, genel okuyucu kitlesi tarafından kolaylıkla anlaşılabilecek bir dille ?Keynesci Sosyalizmin? politika tercihlerini sorgularken, parti içerisindeki Keynezyen yönelimin işçi sınıfının iktidar mücadelesini geriletmekteki rolüne de vurgu yapıyor. Keynes?e Karşı Marx, yaşanan derin ekonomik bunalımı ?hayvani içgüdüler? ve ?eksik-tüketim? çerçevesinde açıklayan popüler Keynezyen iktisat literatürünün eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmesine de kuşkusuz katkı sunacaktır.
(*) Murat Birdal’ın 09/10/2009 tarihinde Radikal gazetesi Kitap Eki’nde yayınlanan “Bir de böyle okuyun” adlı yazısı
Kitabın Künyesi
Keynes’e Karşı Marx
John Eaton
Çevirmen : Tonguç Ok
Evrensel Basım Yayın
Basım Tarihi : 09 – 2009
Sayfa Sayısı : 136
Tanıtım Yazısı
Keynes emek- değer teorisini reddeden bir iktisatçı. Keynes’in görüşünün hızla yayıldığı günümüzde Keynes’in teorisinin ne kadar yeni olduğu ve neler içerdiği de bilinmek zorunda. John Eaton Keynes’e Karşı Marx’ta hem Keynes teorisinin Marksist bir eleştirisini yapıyor hem de İngiliz İşçi Partisi’nde Keynes’i destekleyen bakış açısıyla hesaplaşıyor. John Eaton bu kitabını da pek çok kitabı gibi bir kolektif çalışma sonucunda oluşturmuş. Keynes’e Karşı Marx’ın derlenmesine bir grup Marksist iktisatçı katılmış, ayrıca metin iktisatçılarla sendikacıların katıldığı bir konferansta tartışıldıktan sonra basılmış.
John Eaton’un kitabı elli yıl öncesinin tarihini taşıyor. Ancak, kimi liberal iktisatçılar ve sendikal çevrelerin krize karşı Keynes teorisine uygun önlem paketleri önerdiği günümüz için tam zamanında yayınlanmış sayılabilir. Eaton’un Keynes’i geniş emekçi kitlelerin anlayacağı bir dille eleştirisi ve çevirmen Tonguç Ok’un yalın dili kitabın önemli özelliği.