Kırmızı Güller – Sean O’Casey

Kırmızı Güller, Dublin’deki 1918 grevini andıran bir olay üstüne kurulmuş olmasına rağmen, gerçekten bir grev oyunu sayılmaz.
Bu olay daha çok O’Casey’nin geçmişi anmasına yardım ettiği için önemlidir. Oyunun kahramanı Ayamonn ve çevresindeki insanlarla O’Casey’nin gençliğindeki ilk çabalarını, İrlanda ve hayat hakkındaki düşüncelerini özetlediğini görürüz. Demiryolu işçisi olarak çalışan Ayamonn ve arkadaşları ücretlerinin artırılması için sendika yolu ile harekete geçmişlerdir. Bir anlaşmazlık durumunda ise grev yapmaya kararlıdırlar. Protestan bir ana babanın oğlu olan Ayamonn Katolik bir kızla nişanlı olduğu için sık sık hem kendi annesi, hem de nişanlısı Sheila ile tartışmak zorunda kalır. O bütün insanların inanç ve sevgilerini aynı türküde toplamaları gerektiğine inanan genç bir toplumcudur.

Sean O’Casey 1880’de Dublin’de doğmuş ve 1964’te Torquay’da ölmüştür. İralandalı oyun yazarıdır. 1923’te oyun yazmaya yöneldikten sonra Abbey Theatre’la işbirliği yapamaya başlamıştır.İrlanda ulusal tiyatro akımının en önde gelen kişilerinden olan O’Casey, İralanda İşçi hareketi bağlamında, devrimci halk tiyatrosunun da sözcüsüdür. Tragedya ile komedyayı, gerçekçilik ile dışavurumculuğu, koşuk ile düzyazıyı, idealizm ile acı alayı ustalıkla birleştirmiş olan O’Casey, “bütün yaratıcılığını konuşma dilinde gösteren İrlanda halkının dilini, sert ve alaycı Dublin argosunu, halk deyişleri, ağıtları ve ezgilerini kullanmış; edebi olmaya bir şiirli oyun dili yaratmıştır.O’Casey’nin oyunlarının ve oyunlarındaki savlarının gerçekçiliğini inandırıcı kılan başlıca etmen kendisinin de İngiliz egemenliğine karşı İrlanda’nın bağımsızlığı için savaşım vermiş olmasıdır.

Halkın özgürlüğünün ancak bir emekçiler cumhuriyetiyle gerçekleşebileceği önermesinin yaratıcı etkinliğinin temeline yerleştirmiş olan O’Casey’in oyunları şöyle gösterilebilir: Abbey Theatre öncesinin oyunları olan ve kilisi ile işçiler arasındaki çatışmaları konu edinen Çiçekte Kırağılar, Harman Şenliği (1920), Kırmızı ile Üçrenk (1921), İrlanda Kurtuluş Hareketi çevresinde gerçek cesaret temasını işleyen Silahşörün Gölgesi (1923), savaşın acımasızlığıyla çevrelenmiş bir dünyayı işçi hareketi ile bağımsızlık hareketi içinde sergileyen Dünyanın Düzeni (1924), dünyanın faşistler ve koministler olarak ikiye bölünmesinin bir mikroskosmosu olarak İrlanda’lı bir aileyi alan ve oyunun sonu Enternasyonel’in söylenmesiyle biten Yıldız Kızıllaşıyor (1924), bir piskopos ekseninde geçen ve melodramatik sonuçlara uzayan bir başkaldırı komedyası olan Piskoposun Sevinç Ateşi (1955).
Biyografinin Kaynağı: Aziz Çalışlar, Tiyatro Ansiklopedisi

Kitabın Künyesi
Kırmızı Güller
Sean O’Casey
Çevirmen : Cevat Çapan
Türkiye İş Bankası Yayınları
Baskı Tarihi: Kasım 2009
118 sayfa

Kitaptan Alıntılar

?Bilmez miyim. Gün kararınca, benim için güneşi taşıyan sendin; yetimler elinde ölmektense açlıkla boğuşmayı bana sen öğrettin;? (sayfa 10) Ayamonn

?Bu yüz, bir zamanlar tek çizgisi olmayan bu aydınlık yüz, şimdi buruş buruş; bir zamanlar pırıl pırıl yanan bu kahverengi gözler gene kahverengi, ama ne çıkacağı bilinmeyen bir geleceğe dönük olduğu için, tasalı, yorgun? (sayfa 10) Ayamonn?un annesi

?Sonra bir şy daha var. Ayamonn, bu grev hikayesi. Ne diye böyle şeylere burnunu sokuyorsun sanki!? (sayfa 19) Sheila

?Açıklığa, aydınlığa çıkmak istiyorsan acıya dayanaksın, gözyaşı dökmekten korkmayacaksın.? (sayfa 19) Ayamonn

?Sana söylüyorum işte, hayat bir tek şey değildir ki, bir sürü şeydir yaşamak; büyüyen, dalgalanan, ısıtan, aydınlatan bir alevdir. Ben öyle torbasında kutsal ekmek gezdiren keşişler gibi yüreğinde korku ile dolaşacak adam mıyım? Ödler isterse çayda çimende gezsinler; benim yerim kırmızı güllerin bittiği yerdir, isterse dikenden geçilmez olsun!? (s. 20)

?Hem senin sevgin ben yanında oldukça sürüyor. Ben gidince, Sheila?dan çok ya resimlerini düşünüyorsun ya da yoksul İrlanda ile türkülerini, işçi sendikasını.? (s. 20) Sheila

?Sen de bir parçasısın onların; onların içinde, özündesin; sevinçli, güzel, daha yakın bir ülküsün benim için; el değmemiş kırmızı gülümsün.? (s. 20) Ayamonn

?Denizden ıslanmış güneşten solmuş,
Kara bir şal ile örtmüş kendini;
Şalının altında donan elinde,
Tuttuğu kırmızı güller benimdir.

Eteği yamalı, ayağı çıplak
Yoksul ama üstü başı tertemiz
Diyor ki gözümde çakan yıldızlar
Tuttuğun kırmızı güller senindir!

Ne öyle göz alan bir taç başında
Ne de kulağında zümrüt küpeler
Tek süsü göğsünde güçlü bir yürek,
Tuttuğu kırmızı güller benimdir!? (s.28-29) Şenlik gecesi için yazılan türkü

Ruskin?in Zeytin Çelengi adlı kitabından alıntı
?Dinlesen bir dakika! Ruskin tüccarlara dönmüş diyor ki, ?Sizin hayatta en büyük ülkünüz altında demir madenleri, kömür madenleri olan rahat bir dünya kurmak. Her güzel su kıyısında güzel bir konak; ahırlar, seyisler, faytonlar; yaz bahçeleri, kış bahçeleri; gezinti yolları, korular? Burada yaşayacak olanlar da Tanrı?nın yürü ya kulum dediği İngiliz ağaları, beyleri?? Ayamonn

sözünü keserek Roory
?Gördün mü? İngiliz ağaları, beyleri diyor!

Dur bir dakika! Ağanın, beyin İrlandalısı, İngilizi olur mu? Hepsi bir. (s.37)

?Doğruyu arayan kim olursa olsun, ben ondan yanayım, isterse onun yolu benimkine uymasın.? (s.46)

?Sonunda dönülmez bir ölüm de olsa, gerçeği, bir gerçeği aramak iyi.? (48) Ayamonn

?Özgürlüğü bu ülkeye boru sesleriyle değil, gümüş borazanlarla, herkesin sevinçle çağırdığı türkülerle getirelim.? Ayamonn (s.50)

?Kaç zamandır altın bir kayıkla durgun, azgın nice suları aştık seninle. Gün oldu dalgalar yüzümüze çarptı. Ama hep korku meleğinin kanat çırpışındaydı senin kulağın. İyisi mi ayağım yerde olsun dedin, kalktın kalabalık yollara karıştın. (s.51) Ayamonn

?Ayamonn, ama sen de kabul etmelisin ki, bugünkü kazancınla geçinemeyiz, yalan mı? Söylesene Ayamonn, neden böyle boş şeylere vaktini öldürüyorsun? Sheila (s.52)

?Kendin de biliyorsun ya Ayamonn, bir yandan resim yapmaya çalışıyorsun, bir yandan Shakespeare için çıldırıyorsun, sonra da sana yalnız zararı dokunacak insanlarla düşüp kalkıyorsun.? Sheila (s.52)

?Ben şimdi eski bir etek giysem, kara bir şalla örtünüp yalın ayak dolaşsam gülünç olmaz mıyım?? Sheila (s.53)
?Hele kırmızı güller de varsa elinde, çok güzel olurdun.? (53) Ayamonn

?Ya aklını başına toplarsın ya da beni kaybedersin; bunu da istemezsin elbet.? Sheila
?İstemem istemem, ama gerekirse acısına da dayanırım? Ayamonn (s.53)

Sheila greve katılmamasını, katılmadığı taktirde ustabaşı olacağını söyler.

?Grevi bozmamı; yoldaşlarımın pırıl pırıl umutlarını döneklik edip kundaklamamı? Ne sanırsan san, onlar yoldaşlarım benim. Git işine kızım, git.
Ah Sheila, bunu istemeyecektin benden.? Ayamonn (54)

Ayamonn ?a resmi makamların kesinlikle mitinge engel olacaklarını dair bir uyarı yazısı gönderirler ama o ne yapacağını sorduklarında kağıdı ateşte yakarak işte bunu yapacağım der. (65)

Yağmur yüklü Dublin işte, şu mezar gibi evler de Dublin, Dublin?in eti kemiği; bizler de atan yüreği. Güneş hep uzaklarda bizden, bu ürpertici karanlık hep yanı başımızda! Hep bu yarı yaslı gökler başımızın üstünde. Gülüp eğlenerek biraz avunalım desek, asık yüzü ile çıkıyor karşımıza. İşte Dublin?in yüzü bu. Avı dersen, diz boyu çamur altımızda, dinmek bilmez bir yağmur üstümüze boşalan. (70-71)

?Biz elimizle ne yaptıysak odur bu şehir. Çok yalvarıp az çalışıyoruz. Bayağılık, kıskançlık örümcek ağı gibi kaplamış her yanını; ama kör değilseniz güzelliğini görebilirsiniz.? Ayamonn (82)

?Yüreklendir sizi şehrin gizli yüceliği? (84)
Güzel kent, söz sana, artık uyumayacağız, çıkarcının soysuzun burada yeri yok. Çalışan kollarımız yücelecek emekle, tüm yapılarını sevgiyle kuracağız.
Güzel kent, söz sana, çocuklar da gülecek. Mutsuz geçen günler bir şenliğe dönecek; oyunlar, türkülerle bütün sokaklarında. (87)

? Onun da zavallı babası gibi hiç dayanması yok haksızlığa. (96) Mrs. Breydon

Ayamonn ile komiserin tartışması sırasında komiserin aşağılayıcı sözlerinden öfkelenerek
?Haydi oğul, yolun açık, savaşın başarılı olsun! Biraz daha gülsün yüzü insanlığın, çabalarınızla.? Annesi (100)

?Çok severdi bu ağacı, ister yaprakları dökülmüş olsun, ister tepeden tırnağa çiçek. Kendi gibi? Güzel şeyler baharlar gibi açardı onda. Sonra yemiş verirdi, kırmızı yemişler, bugün akan kan gibi.? Annesi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here