Mıgırdiç Margosyan?ın Hayatı

Diyarbakır?ın Hançepek Mahallesi’nde (Gâvur Mahallesi) 1938 yılında doğan Margosyan, ortaokuldan sonra öğrenimine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde devam etti. 1966-72 yılları arasında Üsküdar Selamsiz’daki Surp Haç Tibrevank Lisesi?nde felsefe, psikoloji, Ermeni dili ve edebiyat öğretmenliği ve okul müdürlüğü yaptı. Daha sonra öğretmenliği bırakarak ticarete atıldı. Edebi çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Marmara Gazetesi?nde yayımlanan Ermenice öykülerinin bir kısmı Mer Ayt Goğmeri ( Bizim Oralar) adıyla kitap haline getirildi.
1988 yılında Ermenice yazan yazarlara verilen Eliz Kavukçuyan Vakfı Edebiyat Ödülünü aldı. Gavur Mahallesi, Avesta yayınları tarafından Kürtçe olarak yayımlandı. Ermeni yazınında taşra edebiyatının son temsilcisi olarak bilinmektedir.Aras yayıncılığın yöneticilerinden biridir. Agos, Marmara ve Yeniyüzyıl gazetelerinde yazmıştır.
Gazeteci Semra Somersan?dan öğrendiğimize göre, babası Diyarbakır?daki Süleyman Nazif İlkokulunu bitirince ermenice öğrenmesi için Margosyan?ı İstanbul?a yolluyor. Çünkü, babası dişçi Ali, “Asıl adının Sarkis olduğunu, Ali isminin kendisine sonradan Siverek?te bir köy ağası tarafından verildiğini, Birinci Harbi Umuminin sürgün artığı olduğu için dört yaşlarında sünnet edilip Müslümanlaştırıldıktan sonra isminin değiştirildiğini, aslında bir filla, yani Ermeni çocuğu olduğunu, çocuk yaşta çobanlık yaptığı için okuyup yazma öğrenemediğini, bu nedenle de ona ana dilini hiç olmazsa öğreterek, böylece tarihle bir tür hesaplaşmaya soyunduğunu” Diyarbakır?da herkese anlatmış, öyle ki olayı bilip duymayan kalmamış.? Hakikaten Mığırdıç Margosyan da, babasının bu tavrını bir nevi vasiyet olarak kabul etmiş olacak ki, ileri de yazarlığa soyunarak Ermeni kültürünü tanıtmaya çalışmaktadır.
Eserleri
? Tespih Taneleri, Aras Yayıncılık
? Dikrisi Aperen Dicle Kıyılarından, Aras Yayıncılık
? Biletimiz İstanbul’a Kesildi, Aras Yayıncılık
? Mer Ayt Goğmeri (Bizim O Yöreler), Aras Yayıncılık
? Gavur Mahallesi, Aras Yayıncılık
? Söyle Margos Nerelisen?, Aras Yayıncılık
Mıgırdiç Margosyan’ın Hayatı

1 YORUM

  1. Ben mıgırdiç MARGOSYAN ın kitabıyla 14 yaşlarında tanıştım ilk GAVUR MAHALLESİ ardından SÖYLE MARGOS NERELİSEN i okudum okadar güzel anlatmıştı ki benim doğup büyüdüğüm memleketimi..Ben bir dut ağacının yanından geçerken sıradan bi ağacın yanından geçtiğim gibi geçer giderdim..Ama margos öyle bi anlatmış ki şimdi dut ağacının yanından geçerken yapraklarını, yapraklarının hışırtısının söylediği o büyülü diyarbakır şarkısını duyabiliyorum.Daha sonra BİLETİMİZ İSTANBULA KESİLDİ onu gördüm ve hiç vakit kaybetmeden okudum evet birkez daha büyüledi ve kitaplarında ki anlatılan yerlere beni çekti gittim..gördüm rahibin elinde gaz lambasıyla geçtiği dar taş sokakları,surp gragos kilisesini birde canlı gördüm ve biliyormusunuz her anlatılan ordaydı sadece o günlerde o mahallede yaşayan çocukların sesleri yoktu.Yakın zamanda kitapçıda TESPİH TANELERİNİ gördüm hemen aldım hemen okumak bitirmek için can atıyordum ama bir de kıyamıyordum sindire sindire okumak istiyordum bitirmeye kıyamıyordum.İkinci kez bana aynı şeyi yaptı kitabı okurken anlatılan mekanlara beni bir kez daha götürdü Ulu Camiminin önüne,Kazancılar çarşısına,Yoğurt Pazarına….Mıgırdiç MARGOSYAN la karşılaşırmıyım bilmem ama eğer bir gün onunla karşılaşırsam ona teşekkürüm şöyle olacaktır ‘sizin yaşadıklarınızın bir kısmına tanık oldum kendi ailem ile tek farkımız sizin kadar anlayamamışım o yaşananların kıymetini görememişim şehriyeler kesilirken,annemin peynir erittiği,salça çıkardığı,tarhana kuruttuğu,pirinçlerin çeltiklerini ayıklattığı günlerindeğerini çooook teşekkür ederim Mıgırdiç MARGOSYAN iyi ki sizi tanımış iyi ki sizin o güzel dilinizden memleketimi ince ve tatlı tanımışım ÇOOK TEŞEKKÜRLER…..

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here