Etiket: Sabahattin Ali
Hakkımızı Yedirmeyiz – Sabahattin Ali
HAKKIMIZI YEDİRMEYİZ Namuslu adam kalmamış bu dünyada iki gözüm. Müslümandır, namazında, orucundadır, hakkımızı yemez diyorduk ama, biz onun hatırını saydıkça o, bizim tepemize bindi. Eh, artık çocuk değiliz, yemiyoruz bu numaraları, değil mi ya?.. Bak, anlatayım sana başından da, bana hak ver. Mektebi bitiremedik. Peder ne kadar gayret ettiyse olmadı
OKUMAK İÇİN TIKLAİki Kadın – Sabahattin Ali
İKİ KADIN Kerim Ağa iki günden beri yataktan çıkamıyordu. Zaten on beş günden beri ayakta duracak hali yoktu ama, tez canlı olduğu için evde oturamıyor, ya kahveye kadar gidip peykenin üstünde bağdaş kurarak sallanıp inliyor, yahut da eşeğe binip bağa kadar uzanıyor, henüz koruk halinde bulunan salkımların arasından çürük taneleri,
OKUMAK İÇİN TIKLAKafakağıdı – Sabahattin Ali
KAFAKAĞIDI Akşamüzeri hapishaneye bir sürü adam getirdiler. Hepsi elli kadar vardı. Bu kadar kalabalığı süngü takmamış iki candarmanın arasında görünce yol parası borcundan buraya geldiklerini anladık. Nizamiye kapısından girince avluda sıra oldular. Bir gardiyan elindeki kağıda bakarak yoklama yaptı. Ondan sonra duvar kenarına dizilerek çömeldiler, konuşmadan bekleşmeye başladılar. Kılıkları pek
OKUMAK İÇİN TIKLADekolman – Sabahattin Ali
DEKOLMAN Yine işsiz dolaştığım günlerdeydi. Ankara’da hususi bir hastane sahibi olan bir akrabamın yanında sığıntı gibi yaşıyordum. Hastanenin üst katını kaplayan eve çekine çekine girer, bir köşede kitap okumaya uğraşır, evin şımarık çocuklarının beni içerletmeyi hedef tutan hallerini, akrabamın: -Siz dejenereler…- diye başlayan nasihatlerini bazan gülümseyerek, bazan dalgın görünerek karşılamaya
OKUMAK İÇİN TIKLAFikir Arkadaşı – Sabahattin Ali
FİKİR ARKADAŞI Gel, şurada birkaç tane atalım!.. Canım efendim, yarım saat oturmakla evde sopa yemezsin. Evli değiliz ama, böyle şeylerden anlarız. Burada enfes meze veriyorlar; hem de ucuz. Bu kadar görüşmüşlüğümüz var, bir rakımızı iç bari… Yavrum… Hey, garson!.. Getir bakalım bir şeyler!.. Otur iki gözüm. Seninle ahbaplığımız o kadar
OKUMAK İÇİN TIKLABir Mesleğin Başlangıcı – Sabahattin Ali
BİR MESLEĞİN BAŞLANGICI Gece yarısından iki saat kadar sonra trenimiz Sıvas’a geldi. Ankara ile Kayseri arasında bizi adamakıllı bunaltan sıcağa mukabil Sıvas’a yaklaştıkça ve gece ilerledikçe hatırı sayılır derecede sert bir soğukla karşılaşmıştık. Arkadaşımla birlikte ceketlerimizin yakasını kaldırarak, istasyon büfesine girdik, birer çay istedik. İçerisi nefesten ve sigara dumanından buğulanmıştı.
OKUMAK İÇİN TIKLA9 Ayrıntıyla Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı
Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali’nin 1943 yılında yayımladığı bir romanıdır. Kürk Mantolu Madonna romandan çok, uzun bir hikaye sayılabilir. Nitekim, kitap yalnızca perspektifiyle değil, kuruluşuyla da bir büyük hikaye görünümündedir. Sabahattin Ali romantik sayılacak bir konuyu ve kişilerini gerçekçi bir tutumla ele alıyor. Bu tutum, yaşamla düş arasındaki çatışmayı sergilemeye
OKUMAK İÇİN TIKLAKuyucaklı Yusuf’ta Bir Roman Kahramanı Olarak Mekân!
Her romanın bir özgül ağırlığı vardır ki kitabın özgün olup olmaması, zamana direnerek kalıcı eserler arasına adını yazdırması hatırı sayılır derecede buna bağlıdır. Özgül ağırlık kimi roman için olay örgüsü, kimi içinse roman kahramanı, anlatı dili, tema ya da çarpıcı bir son olabilir. Türk edebiyatında kendine yer edinmiş ve yılların
OKUMAK İÇİN TIKLAArabalar Beş Kuruşa, Sabahattin Ali
“Akşam, caddelerin kalabalık zamanında, köşe başına bir kadınla bir çocuk gelirdi. Siyah bir çarşafa bürünen kadın elleriyle çarşafını yüzüne kapatır, yalnız iki siyah göz, sokağın yarı aydınlığında, parıltısız, önüne bakardı. Çocuk yanında ayakta dururken o çömelir, küçük bir çuvaldan birtakım oyuncaklar çıkarırdı: Bunlar bir değneğin ucuna takılmış bir çift tahta
OKUMAK İÇİN TIKLASabahattin Ali ‘nin Hayatı
Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907’de Gümülcine’de doğdu. Eğitim hayatı 7 yaşında, Füyûzâtı Osmâniye Mektebi’nde başladı. Zabit olan babası Ali Selahattin Bey’in tayininin Çanakkale’ye çıkmasıyla birlikte ailecek taşındılar. Eğitimine Edremit İptidaî Mektebi’nde devam etti. Okulu bitirip İstanbul’a dayısının yanına dönen Sabahattin Ali bir yıl dayısıyla yaşadıktan sonra 1922-1923 ders yılında Balıkesir
OKUMAK İÇİN TIKLAKuyucaklı Yusuf – Sabahattin Ali
Sabahattin Ali’nin “Kuyucaklı Yusuf” romanı, yayınlandığı tarih olan 1937’den bu yana güncelliğini hiç kaybetmemiş ve edebiyat tarihimizde bir kilometre taşı olmuştur. “Kuyucaklı Yusuf”un önemi yalnızca başarılı bir roman olmasından ileri gelmez, öncü bir yapıt olması da ona tarihsel açıdan bir önem kazandırır; çünkü bu yapıt daha önceki Türk romanından iki
OKUMAK İÇİN TIKLAKuyucaklı Yusuf’un 1937 yılında “halkı aile hayatı ve askerlikten soğuttuğu” gerekçesiyle toplatılması
Kuyucaklı Yusuf, 14 Haziran 1937’de Cumhuriyet Müdde-i Umumiliği İkinci Tetkik Dairesi 937/176 sayılı iddianamesinde yer alan “halkı aile hayatı ve askerlikten soğuttuğu” gerekçesiyle toplatılmış, Sabahattin Ali romanı yazmak. Remzi Bengi, Karabet Fikri ve Kenan Yusuf Sertel de kitabı satmak nedeniyle suçlanarak mahkemeye çağrılmıştır. 7 Ekim 1937’de İstanbul Birinci Asliye Ceza
OKUMAK İÇİN TIKLAÇirkince adlı öykü – Sabahattin Ali
Çirkince öyle güzel bir yerdir ki 1909 yılında Çirkince köyünde doğan Yunanlı yazar Dido Sotiriyu ‘Benden selam söyle Anadolu’ya’ adlı eserinde, “Şu yeryüzünde cennet diye bir yer varsa, bizim Kırkınca – Şirince cennetin bir parçası olması gerekir” demektedir. “Gece yarısını bir saat geçe Alsancak’tan kalkıp Ankara’ya gidecek olan tren için
OKUMAK İÇİN TIKLA

