(*) Türkiye?de ekonomik kriz neden hiç bitmiyor, işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk Türkiye?nin kaderi mi? Ekonomist Bartu Soral, Türkiye?de Bitmeyen Ekonomik Kriz kitabında, bu ve bunun gibi daha pekçok önemli sorunun cevabını arıyor. Türkiye elli yıldır ekonomik darboğazdan geçiyor. Bir türlü, ne IMF dayatmalarından ne de borç batağından kurtulabiliyor. Bartu Soral, kitabında yukarıdaki sorulara ilginç yanıtlar veriyor. Bunun için de Türkiye?nin 1980 sonrası dahil olduğu küresel ekonomik sistemin dayatmaları sonucunda geçirdiği değişimleri inceliyor. 1923?ten 1980?e kadar; ilk döneminde devlet eliyle, 1950?den sonraysa özel sektörü öne çıkararak, ama hep planlı kalkınmayı deneyen Türkiye Cumhuriyeti, 1980?den sonra makas değiştirerek küresel piyasalara eklemlendi.
Türkiye, 24 Ocak 1980 yılında alınan kararlarla önce tüm koruma duvarlarını indirdi, iç pazarı ve ulusal üretimi dış dünyaya açtı, 1989 yılındaysa finansal serbestiyle dış kaynaklı para akımlarına ve spekülatif sermaye oyunlarına, hiçbir denetim olmaksızın kapılandı. Bu döneme damgasını vuran değişiklik; devletin fabrikalarını ve hizmet üreten işletmelerini elinden çıkartarak, ekonomiden çekilmesi ve kalkınmanın özel sektöre emanet edilmesi oldu.
Ekonominin girdiği bu yeni yapı, 1989-2001 ve 2001?den günümüze olarak iki döneme ayrılmalıdır. 1989-2001 yılları arasındaki dönemde öne çıkan; uluslararası sıcak para akımlarının ülkeye gelmesi için uygulanan politikalar sonucu elde edilen yüksek spekülatif finansal karlar ve hızla artan banka sayısı oldu. Reel sektörü ve yatırımları finanse etme görevini üstlenmesi gereken bankalar, yurt dışından borçlanıp, bu paraları hazine kâğıtlarına aktararak, yükselen bütçe açıklarını finanse etmeyi seçti ve reel sektöre destekleri sınırlı kaldı. Riske girmeden ve zahmetsiz sağlanan bu yüksek karlar, Türk özel sektörünün iştahını kabarttı ve bankacılık sistemindeki banka sayısı 43?ten 78?e çıktı. Devletin üretimden çekilmesiyle sanayileşmede lokomotif görev üstlenmesi gereken özel sektör, bankacılık ve inşaat sektörüne yoğunlaşarak, imalat sanayi ve teknoloji üretiminden uzaklaştı. Bu süreçte dış ticaret açıkları büyüdü, işsizlikte artış ve ulusal üretimde yavaşlama görüldü. 12 yıllık bu süreçte, Türkiye üç büyük kriz yaşadı -1994, 1999 ve 2001- ve sistem, toplam 27 bankanın iflasıyla 2001 yılında bu dönemi tamamladı.
Hortumlanan bankalarla ekonomik yıkım ilişkisi
Kitapta banka iflasların altında yatan gerekçeler uzun uzun tartışılırken, öne çıkan görüş bankaların hortumlanarak battığı sonucunu işaret ediyor. Büyük kârlar eden ve hepsi birer holdinge ait olan bankalar, bu kârlarla yetinmeyerek, bağlı bulundukları holding şirketlerini finanse ederek ekonomik yapının işleyişine büyük zararlar vermişlerdir. Borç olarak bıraktıkları yaklaşık 35 milyar dolar dışında, finans sektörü-reel sektör arasındaki ilişki zarara uğramış, kıt kaynak olan paranın en verimli yatırım ile buluşması noktasında büyük zararlar doğmuştur. Kitap, bankacılık sektörünün işlevlerini, reel sektörle ilişkisini, dünyada yaşanan bankacılık krizlerinin sebeplerini, düzenleme ve denetleme uygulamalarını hem ekonomi yazınını tarayarak, hem de diğer ülke örnekleriyle Türkiye örneğini karşılaştırarak anlatıyor.
Türkiye?de yaşanan ekonomik krizler, bankacılık krizleri ve kalkınma politikaları konularında ulusal ve uluslararası bilim dergilerinde yayımlanmış çok sayıda makalesi, köşe yazıları, konferans tebliğleri bulunan Bartu Soral, Kanada Dalhousie Üniversitesi Ekonomi Bölümünden Kalkınma Ekonomisi üzerine yüksek lisans derecesi almış bir kalkınma ekonomisi uzmanı. 2003-2008 yılları arasında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı?nda (UNPD) da görev almış ve bu görevi sırasında Türk ekonomisinin kalkınması yönünde çalışmalarda bulunmuştu.
(*) Başak Oral’ın 20/11/2009 Tarihli Radikal Gazetesi Kitap Eki’nde Yayınlanan “Türkiye’nin krizleri” Adlı Yazısı
Kitabın Künyesi
Türkiye’de Bitmeyen Ekonomik Kriz / Belgeleriyle Üretimden Finans Oyunlarına Geçiş
Bartu Soral
Kaynak Yayınları
2009
221 sayfa
Tanıtım Yazısı
1980, 1994, 1999, 2001, 2008… Türk ekonomisi hep krizde…
Yükselen dış ticaret açıkları, artan dış ve iç borç, geçim sıkıntısı, yoksulluk, yolsuzluk ve çağın vebası haline dönüşen kronik işsizlik… 21. yüzyılın başındayız, yakında Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayacağız, ama ekonomik ve toplumsal kalkınmayı bir türlü sağlayamadık. Yarışa bizim gerimizde başlayan Avrupa ülkeleri bizi çoktan geçti…Peki, biz nerelerde hata yaptık?.. Yolsuzluk ekonomisi Türkiye’ye nasıl hâkim oldu?Bankalar kim tarafından hortumlandı, kim ne kazandı, ekonomik düzen nasıl sarsıldı?..Bu geri kalmışlık gömleğinden nasıl sıyrılır, nasıl tekrar üreten ülke haline geliriz?..Küreselleşen, ekonomik sınırları kalkan dünyada Türkiye, hangi model ile bu yarışı kazanır…Kitapta bütün bu soruların cevabını bulacaksınız.
Bartu Soral ‘ın Hayatı
Bartu Soral, 1970?de Ankara?da doğdu. Orta öğretimini Ankara Anadolu Lisesinde tamamladı. Kanada Saint Mary?s Üniversitesi İşletme Fakültesinden lisans; Kanada Dalhousie Üniversitesi Ekonomi Bölümünden Kalkınma Ekonomisi üzerine yüksek lisans dereceleri aldı. Yüksek lisans eğitimi sırasında ?Kanada Milenyum Bursu?nu kazandı.
Kalkınma ekonomisi alanında uzman olan Bartu Soral?ın, Türkiye?de yaşanan ekonomik krizler, bankacılık krizleri ve kalkınma politikaları konusunda ulusal ve uluslararası bilim dergilerinde yayınlanmış çok sayıda makalesi, köşe yazıları, konferans tebliğleri, televizyon programları ve basın mülakatları vardır. Yolsuzluk ekonomisine bir örnek olarak yazdığı; ?Banking Crises and Bankruptcy for Profit in Turkey? isimli İngilizce kitabı, Alman Verlag Dr. Mueller yayın evi tarafından 2008 yılında basılmış ve başta AB ülkeleri ve Amerika olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde satışa sunulmuştur. İkinci kitabı; ?Türkiye?de Bitmeyen Ekonomik Kriz? Kaynak Yayınları tarafından 2009 yılında basılmış ve satışa sunulmuştur.
İş yaşamına özel sektörde başlayan Soral, Polat Holding?de Turizm alanında pazarlama ve satış konuları ile ilgilendikten sonra; Koç Holding?de görev almış ve burada Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki yatırım olanakları ve iş geliştirme konularında uzmanlaşmıştır. 2003 senesinde Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, (UNDP)?ye katılan Soral, 2004 senesinde Birleşmiş Milletler İstanbul Ofisinin direktörlüğüne getirilmiştir. Bu görevi bir sene yürüttükten sonra, 2005 yılında ise Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Türkiye Program Müdürlüğü görevine getirilmiştir.
Birleşmiş Milletlerdeki görevleri sırasında Türk ekonomisinin kalkınması yönünde çalışmalarda bulunmuştur. Bu çalışmalar içinde;
* Yatırımların ve istihdamın arttırılabilmesi için doğru makroekonomik politikaların belirlenmesi;
* Kayıt dışılığın azaltılması, vergi reformu;
* KOBİ?lere ve tüm üretim sektörüne yönelik uzun vadeli finansman imkânlarının arttırılması, bankacılık sektörünün üretim sektörünü desteklemesi, mikro krediler;
* Yolsuzluğun engellenmesi, kurumsal yönetim ilkelerinin yaygınlaştırılması
* KOBİ?lerdeki düşük verimliliğin arttırılması;
* Kırsal kalkınma kapsamında tarımsal üretimde verimliliğin arttırılması, tarım sanayinin geliştirilmesi, kalite standardı ve tarım ürünlerinin ihracatıdır.
2008 yılında Güney Doğu Anadolu Bölgesinde uygulanacak bir kırsal kalkınma projesinin amaç dışı kullanım girişimlerine tepki göstermiş ve görevinden ayrılarak çeşitli ülkelerden kar ortakları ile birlikte Soral Uluslararası Danışmanlık şirketini kurmuştur. Türkiye, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Balkan ülkelerindeki firmalara küresel rekabet, ekonomik gelişmelerin izlenmesi ve AB fonları gibi konularda danışmanlık vermektedir.