Hayatın Üç Acı Hakikati: Memenin Sırrı, O Yatak Odasının Perdesi ve Ölümün Soğuk Nefesi

Yazar : Jungish

Ey okur! Şu fani dünyada yaşarız, güleriz, ağlarız… Lakin, ne kadar aklımızla bilirsek bilelim, kalbimizle bir türlü kabul edemediğimiz öyle hakikatler vardır ki, bunlarla yüzleşmemek için kırk takla atarız. Bilim dünyasından bir alim (ismi Money-Kyrle imiş) kalkmış, demiş ki, “Biz üç şeyi doğuştan biliriz, lakin duygusal olarak keşfetmekten kaçarız!”

Bakınız, bu üç büyük hakikat, bizi nevroza (ruhsal bunalıma) sürükleyen o izbe sokakların temel taşlarıdır:

1. 🥇 Birinci Hakikat: Memenin İyiliği ve Görgüsüzlüğün Kaynağı

Money-Kyrle diyor ki, bizim ruhumuzun en derininde, memenin (ki bu sadece bir beslenme kaynağı değil, aynı zamanda koşulsuz sevgi ve güvenin de sembolüdür) son derece iyi ve yaratıcı bir nesne olduğu bilgisi vardır.

Ne demek bu? Şudur efendim: İnsan, ilk anından itibaren mutlak iyiliği ve cömertliği tanır. Lakin, hayat ilerledikçe bu iyiliği kendimiz de sürdürebilmek yerine ne yaparız?

Gündelik Örnek ve Eleştiri:

  • Maraz: Bizim mahallenin yeni yetme zenginleri yok mudur? O, arabayı, köşkü, pahalı elbiseyi gördükçe hırsı artan, hasetle yanan zavallılar…
  • Psikolojik Arka Plan: İşte bu insanlar, o ilk “iyi” nesnenin (memenin/koşulsuz sevginin) yeterince kendilerine ait olmadığını hissetmişlerdir. Bu yüzden hayat boyu, o eksikliği dışarıdaki hırs, mal mülk ve gösterişle kapatmaya çalışırlar. Sürekli “Benim de olsun, benimki daha iyi olsun!” derler. Onların görgüsüzlüğü, aslında ta bebeklikten kalma o iyiliğe olan açlığın iğrenç bir tezahüründen başka bir şey değildir. Bu yüzden sürekli tüketir, ama asla doymazlar.

2. 👩‍❤️‍👨 İkinci Hakikat: O Yatak Odasının Yaratıcı Sırrı

Bu, toplumumuzda en çok sansürlenen ve en çok çarpıtılan hakikattir: Ebeveynlerin cinsel birleşmesinin son derece yaratıcı bir eylem olarak tanınması.

Çocuk, babasıyla annesinin o mahrem eyleminin sadece zevk veya günah değil, bizzat kendisini var eden yaratıcı bir güç olduğunu doğuştan sezer.

Gündelik Örnek ve Eleştiri:

  • Maraz: Bizim o aşırı kıskanç, karısını eve hapseden, yabancıların gözünden sakınan kocalar yok mudur? Ya da o, her şeyi ayrı, bölük pörçük eden insanlar…
  • Psikolojik Arka Plan: Bu hakikati duygusal olarak kabullenmek zordur, çünkü bu, anne ve babanın çocuğa ait olmayan, kendi aralarında özel ve yaratıcı bir bütünlüğe sahip olduğunu kabul etmektir. Bu birleşmeyi (cinselliği) kabul edemeyenler, hayat boyu bütünlüğü, yaratıcılığı ve uyumu da kabul edemezler. Ya her şeyi ayırmaya (bölmeye) çalışırlar, ya da kıskançlıkla o yaratıcı gücü yok etmeye çalışırlar. Bu yüzden yenilikten korkar, uyumlu ilişkiden kaçar, her yerde ihanet ararlar! Onların kafasındaki seks, birleşme değil, sadece kavgadır.

3. ⏳ Üçüncü Hakikat: Zamanın ve Ölümün Soğuk Eli

Bu, hepimizin en iyi bildiği ama en ustaca unuttuğu hakikattir: Zamanın ve nihayetinde ölümün kaçınılmazlığının tanınması.

Ruhumuz bilir ki, her şeyin bir sonu vardır. Yaşadığımız an geçicidir, sahip olduğumuz her şey kaybolacaktır.

Gündelik Örnek ve Eleştiri:

  • Maraz: O, emekli olduğu halde hala on gençlik planı yapan, evdeki bütün eşyaları sanki kıyamete kadar yaşayacakmış gibi istifleyen, geçmişteki bir hakareti otuz sene sonra bile taze tutan inatçı ahali…
  • Psikolojik Arka Plan: Bu insanlar, ölümün getirdiği nihai ayrılığı (ve hayatın akışını) duygusal olarak kabul edemedikleri için, zamanı durdurmaya çalışırlar. Geçmişteki kin ve nefretlerini bırakmazlar, çünkü o kini bırakmak, o olayın tamamen bittiğini, yani zamanın geçtiğini kabul etmektir. Sürekli yarınlara plan yaparlar, çünkü yarın planı yapmak, bugünün ölümlü olduğunu inkâr etmenin en şık yoludur. Hayatlarını anlamsız bir istifçilikle doldururlar, çünkü geçici olanı ellerinde tutmak isterler.

📜 Netice-i Kelam

Aziz okur, Money-Kyrle’nin bu üç hakikati bize gösterir ki, bizim en büyük nevrozumuz, bedenimizin bildiği ile ruhumuzun kabul edemediği arasındaki o inatçı kavgadır.

Hasetimiz, iyi olanı sahiplenememekten; uyumsuzluğumuz, bütünleşmeyi kıskanmaktan; anlamsız koşturmamız ise ölümün kaçınılmazlığını unutma çabamızdan gelir.

Şimdi gidiniz, bir aynaya bakınız ve bu üç hakikati gerçekten kabul edip etmediğinizi bir tartınız. Eğer kabul ettiyseniz, huzur bulursunuz. Etmediyseniz, o hırslı, kıskanç, aceleci komşunuzdan farkınız kalmaz!

Selametle…