Otizmli Bireylerde Sosyal Beceri Eğitimi: Amaç, “Uyum” mu, “İçsel Motivasyon” mu?

Dış Baskı ve Öğrenme: Becerilerin Kalbindeki Eksiklik

Bu makale, otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan bireylerde sosyal beceri eğitimlerinin (Social Skills Training – SST) etkinliğini ve metodolojik sınırlılıklarını eleştirel bir gözle incelemektedir. Temel tartışma, dışsal kontrol ve uyum odaklı eğitimlerin, içsel motivasyon ve anlamlılık olmadığı sürece kalıcı başarı sağlayamayacağıdır.


I. Sosyal Beceri Eğitimi (SST) ve Başarının Sınırları

SST, OSB’li bireylerin sosyal etkileşimlerini geliştirmek amacıyla tasarlanmış yaygın bir müdahaledir. Ancak makale, bu eğitimlerin beklenen başarıyı neden sağlayamadığını sorgular:

  • Edinme vs. Genelleme: SST, bireylere yeni beceriler kazandırmada başarılı olabilir (edinme). Ancak bu becerilerin farklı bağlamlara, ortamlara ve insanlara (genelleme) aktarılması veya uzun vadede sürdürülmesi konusunda büyük zorluklar yaşanmaktadır.
  • İçsel Motivasyon Eksikliği: Sosyal becerilerin doğal kullanımı, içsel bir amaca ve motivasyona dayanır. Dışsal ödüllerle (ödül çizelgeleri, sosyal onay) öğretilen beceriler, birey o dışsal ödülü almadığında kaybolur. Bu, öğrenmenin derinlikten yoksun kaldığını gösterir.
  • Bilişsel Yük: SST, OSB’li bireylere sosyal ipuçlarını bilinçli ve rasyonel olarak analiz etme ve bunlara yanıt verme yükü getirir. Bu, zaten zorlayıcı olan sosyal etkileşimleri aşırı bilişsel bir görev haline getirir.

II. SST’nin Psikolojik ve Sosyal Eleştirisi

Makale, SST’nin sadece metodolojik değil, aynı zamanda etik ve psikolojik açıdan da sorunlu yanlarına işaret eder:

  1. Dışsal Kontrol ve Özgünlük: SST, bireyin otantik sosyal davranışını değiştirmeyi hedefler. Bu, bireyin kendi özgün iletişim biçimini reddederek, normatif topluma uyum sağlaması gerektiğini dayatan bir dışsal kontrol biçimidir. Bu, bireyin kendi benliğine yabancılaşmasına neden olabilir.
  2. Sistemik Sorunun Bireyselleştirilmesi: Başarısız sosyal etkileşimler, sadece OSB’li bireyin “eksikliğinden” değil, aynı zamanda neurotipik toplumun esnek olmamasından ve farklılığı kabul etme yetersizliğinden kaynaklanır. SST, sorunu bireyde (bozuk makinede) arar ve toplumun sorumluluğunu göz ardı eder.
  3. Duygusal ve İlişkisel Derinlik: SST, sosyal etkileşimlerin duygusal ve ilişkisel derinliğini ve bilinçdışı boyutunu (Jungcu perspektif) ihmal eder. İlişkiler, ezberlenmiş davranışlarla değil, paylaşılan anlam ve duygusal rezonansla kurulur.

III. Geleceğe Yönelik Yaklaşım: Anlam ve Bağımsızlık

Başarılı sosyal gelişimin anahtarı, içsel motivasyonu merkeze almaktan geçer:

  • Anlamlılık: Müdahaleler, bireyin kendi ilgi alanları ve kendi hedefleri doğrultusunda, anlamlı ve işlevsel sosyal bağlamlar yaratmalıdır. Birey, beceriyi dışsal onay için değil, kendi yaşam kalitesi için kullanmalıdır.
  • Çevreye Müdahale: Sadece bireyi “düzeltmek” yerine, sosyal çevrenin ve neurotipik akranların OSB’li bireyleri anlamaları ve kabul etmeleri için eğitim verilmelidir. Toplumun esnekliği artırılmalıdır.

Sonuç: SST’nin etkinliği, ezberlenmiş davranışı sürdürmek yerine, bireyin kendi otantik sosyal amacını ve gücünü keşfetmesiyle ölçülmelidir. Aksi takdirde, elde edilen başarı, kalıcı olmayan, dışsal bir uyumdan ibaret kalacaktır.