Yazar: Özgür Atlas

Mahalle Bakkalının Vicdanı ve Filozofun Formülü: Kant Efendi Bizim Sokağa Uğrarsa Ne Olur?

Geçen gün elime Immanuel Kant isminde, sekiz köşeli kasket giyen, pek bir ciddi suratlı, Alman memleketinden bir filozofun ahlak üzerine yazdığı bir risale geçti. Okudukça hem “Vay canına, ne derin laflar!” dedim, hem de pencereden dışarı, bizim mahalledeki hercai hayata bakıp, “İyi, hoş da, bu formül bizim köfteci Rasim Efendi’de

OKUMAK İÇİN TIKLA

İçimizdeki Canavar Uyandığında: Bir Ulusu Ele Geçiren Unutulmuş Tanrının Hikayesi

Nasıl olur da şairlerin, filozofların ve bilim insanlarının ülkesi olarak bilinen bir millet, bir anda aklını yitirip tarihin en karanlık rejimlerinden birinin peşine takılır? Bu, 1930’ların Almanya’sı hakkında sorulan en temel sorudur. Cevaplar genellikle ekonomik krizler, politik entrikalar ve sosyal çalkantılar etrafında döner. Ancak efsanevi psikolog Carl Gustav Jung, çok

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çatlak Dahi ve Sinsi Düzenbaz: Günümüz Psikolojisinde Hilebaz Figürü

Hepimiz Birer ”Aptal Hans’ız” : Hayatımızı Sabote Eden İlkel Güç Hepimiz önemli bir sunumun ortasında dilimizin sürçtüğünü, büyük bir anlaşmayı imzalayacakken anlamsız bir hatayla her şeyi mahvettiğimizi veya en ciddi anda gülme krizine girdiğimizi deneyimlemişizdir. Bu küçük, yıkıcı ama bir o kadar da komik aksaklıklar, rasyonel kontrolümüzden kaçan bir gücün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hilebaz Figürünün Psikolojisi Üzerine

C. G. Jung’un analitik psikolojisinin en ilkel ve en zorlayıcı figürlerinden biri olan “Hilebaz Figürünün Psikolojisi Üzerine” (On the Psychology of the Trickster-Figure)nin aşağıda anladığım kadarıyla özetlemeye çalıştım. A. “Hilebaz Figürünün Psikolojisi Üzerine” Hilebaz (Trickster) figürünün mitolojide, folklorda, patolojide ve simyada tezahür etmektedir ve onun kolektif bilinçdışının ilkel ve farklılaşmamış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mahalledeki Canavar: İçimizdeki Alman Tanrısı Hakkında Tuhaf Bir Kıssa

Aziz okuyucularım, hele bir soluklanın da size bu ecnebi doktorların, filozofların akıl sır ermez laflarından bir demet sunayım. Geçen gün elime bir yazı geçti, İsviçreli bir ruh hekimi olan Carl Jung isminde bir zat kaleme almış. Diyor ki bu hekim, Alman milleti gibi aklı başında, kuralcı, her işi saati saatine

OKUMAK İÇİN TIKLA

Wotanizm, Nasyonel Sosyalizm’in Psikolojik Babası Mıdır ?

“Masallardaki Ruh Fenomenolojisi” bölümünde sunulan analitik psikoloji çerçevesine göre, Wotanizm’in Nasyonel Sosyalizm’in “psikolojik vaftiz babası” olarak tanımlanması, kolektif bilinçdışının özerk ve ilkel bir arketipinin modern ve rasyonel bilinç üzerindeki yıkıcı istilasına işaret eden derin bir psikodinamik tespittir. Jung, bu bağlantıyı, özellikle bir Alman masalının analizi sırasında keşfedilen arketipsel unsurlar üzerinden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Peri Masallarının Psikodinamiği

Peri masallarının psikodinamiği, C. G. Jung’un analitik psikolojisine göre, rüyalar ve mitler gibi, kolektif bilinçdışının temel yapı taşları olan arketipsel güçlerin karşılıklı etkileşimini ve çatışmasını yansıtan doğal fenomenlerdir. Bu dinamikler, bilinçli egonun (kahraman) aşırı zorlandığı durumlarda psişenin bütünlüğe ulaşma yönündeki kendiliğinden çabasını (bireyleşme) ortaya koyar. I. Temel Dinamik: Bilinçli Yetersizliğin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Wotan (Odin)

Wotan, C. G. Jung’un “Masallardaki Ruh Fenomenolojisi” (The Phenomenology of the Spirit in Fairytales) bölümünde, özellikle ruh arketipinin karanlık, daimonik ve ilkel yönünü temsil eden bir figür olarak yer alır. Jung’un metni, ruhun bu yıkıcı ve kontrol edilemez yönünün, modern ve rasyonel bilinç için taşıdığı tehlikeyi vurgular. Wotan’ın Jung’un Analitik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Üç Neden Erildir ?

Masallarda ve simyada kullanılan sayılar, yalnızca niceliksel değerler değil, aynı zamanda psişik yapıların arketiplerini temsil eden cinsiyetlendirilmiş (eril/dişil) ilkelerdir. Üç sayısının (triadın) genellikle eril olarak kabul edilmesinin nedenleri ve psikolojik sonuçları aşağıdadır: 1. Sayısal ve Geleneksel Cinsiyetlendirme Üç sayısı, geleneksel olarak eril bir sayı olarak kabul edilir. 2. Psişik Eksiklik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hayat Tıkandığında 4 Adımda Kendini Yeniden Yaratmak: Antik Bir Formül : Maria’nın Aksiyomu

Hiç kendinizi bir yol ayrımında, ne yapacağınızı bilemez halde buldunuz mu? Bir yanda alıştığınız, “güvenli” olan hayatınız, diğer yanda ise sizi çağıran ama korkutan yepyeni bir olasılık… İşte bu sıkışmışlık hissi, aslında hayatınızdaki en büyük dönüşümün başlangıç düdüğü olabilir. Bugün size psikologların veya yaşam koçlarının değil, binlerce yıl önce yaşamış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilge Yaşlı Adam (Wise Old Man) ve Hilebaz (Trickster-Figure) Arketipleri

“Masallardaki Ruh Fenomenolojisi” bölümü, C. G. Jung’un psikolojisindeki en önemli iki arketipsel figürü karşılaştırmamıza olanak tanır: Bu figürler, esasen tek ve paradoksal bir arketipin, yani Ruh Arketipinin zıt kutuplarını temsil eder. Aşağıda, bu iki arketipin temel özelliklerini ve günlük yaşamdaki tezahürlerini karşılaştıran detaylı bir analiz sunulmuştur: Bilge Yaşlı Adam ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Masalların Tehlikeli Büyüsü: Jung’u Otizm ve Engellilik Gözüyle Yeniden Düşünmek

Önceki yazımızda, hayatımızda tıkandığımızda içimizdeki “bilge yaşlı adama” veya “içsel sabotajcıya” kulak vermekten bahsetmiştik. Carl Jung’un bu fikirleri, bireysel yolculuğumuzda güçlü birer rehber olabilir. Ancak bu metaforları otizm ve engellilik gibi yaşanmış deneyimlerin merceğinden baktığımızda, bu masalsı dilin ne kadar tehlikeli ve yanıltıcı olabileceğini de görmemiz gerekir. Bu yazı, bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Neden Bazen Tıkanırız? Çözümün Hiç Beklemediğiniz Yerden Geleceğine Dair Bir Rehber

Hiç şöyle hissettiğiniz oldu mu? Eğer bu senaryolar tanıdık geliyorsa, yalnız değilsiniz. Bu, insan olmanın en temel deneyimlerinden biri: Aklımızın ve irademizin yetersiz kaldığı anlar. Psikolojinin efsanevi ismi Carl Gustav Jung, bu tıkanıklık anlarını yüz yıl önce incelemiş ve çözüme dair ipuçlarını nerede bulacağımızı göstermişti: Masallarda ve rüyalarda. Kulağa tuhaf

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilgelik ve Bütünlük Savaşları: Masallarda Neden Dört Ayaklı At Üç Ayaklı Olana Karşı Kazanır?

C. G. Jung’un kolektif bilinçdışı üzerine yaptığı çalışmalar, basit gibi görünen masal motiflerinin aslında insan psişesinin derin yapılarını yansıttığını gösterir. “Masallardaki Ruh Fenomenolojisi” başlıklı bölümde incelenen, özellikle dört ayaklı at (bütünlük) ile üç ayaklı at (kusurlu, eksik) arasındaki çatışma, bireyleşme sürecinde karşılaştığımız temel psikolojik dengesizlikleri sembolize eder. Bu yazıda, bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Masalların Fısıldadığı Sır: Jung, Otizm ve “Eksik” Görünenin Bilgeliği

Masalları düşünün. Çaresiz kalmış bir kahraman, imkânsız bir görevle yüzleştiğinde ormanın derinliklerinden bilge bir yaşlı adam çıkar gelir. Bazen konuşan bir tilki, bazen de esrarengiz bir cüce… Kahramanın aklına bile gelmeyecek bir çözüm sunar ve yol gösterir. Psikolojinin derin sularında yüzen Carl Gustav Jung için bu figürler, basit hikâye unsurları

OKUMAK İÇİN TIKLA

Masallardaki Ruh Fenomenolojisi (The Phenomenology of the Spirit in Fairytales)

Burada, “ruh” kavramının farklı anlamlarını, rüyalarda ve masallarda nasıl temsil edildiğini ve Ruh Arketipinin doğasını, özellikle de ikili ve karşıtlıklı yönlerini incelemektedir. I. “Ruh” Kelimesi Hakkında (Concerning the Word “Spirit”) Ruh kelimesi çok geniş bir uygulama alanına sahiptir ve bilimsel olarak incelenmesi, yalnızca olgusal olarak doğrulanabilir fenomenlerle sınırlıdır; ruhun özü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Deliliğin ve Günahın Aynası: Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ‘Ben Deli Miyim?’ ve ‘Cehennemlik’ Romanlarındaki Ana Karakterleri Karşılaştırma

Hüseyin Rahmi Gürpınar, Türk edebiyatının en özgün ve keskin kalemlerinden biridir. Toplumsal yaşamın aksayan yönlerini, Batılılaşma sancılarını, batıl inançları ve ahlaki yozlaşmayı mizah ve ironiyle harmanlayarak anlatır. Onun eserlerinde karakterler, çoğu zaman birer toplumsal tip olarak karşımıza çıkar. “Ben Deli Miyim?” romanındaki Şadan ve Kalender Nuri ile “Cehennemlik” romanındaki Ferruh Efendi karakterlerini karşılaştırmak, Hüseyin Rahmi’nin insan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilinçli Eril ve Bilinçli Dişil

Marion Woodman’ın Jungçu psikoloji geleneğindeki analizine göre, “bilinçli eril” (conscious masculine) ve “bilinçli dişil” (conscious feminine), bireyin bütünlüğe ulaşma yolculuğunda entegre edilmesi gereken, cinsiyetten bağımsız içsel enerjilerdir. Bu kavramların tanımı ve psikolojik önemi kaynaklarda şu şekilde açıklanmaktadır: Bilinçli Eril ve Bilinçli Dişil Tanımı Bilinçli eril ve dişil, her bireyin içinde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilmek Yetmez Beyim, Yokuşu Çıkmak Gerek!

Engelli Olanı Fark Etmek Bir İbadet Değil, Yükümlülüktür! Yazar: Âkil Bîçare (Eksikliği Sadece Başkasında Arayan O Gözün İfşası.) Aziz Komşularım, Ey İnsan Tabiatının Garabetine Şaşanlar! Şu zamanda bir moda çıktı ki, sormayın gitsin! Herkesin dilinde bir “farkındalık” türküsüdür gidiyor. Özellikle bizim o mektepli, ince ruhlu genç tayfası, bütün dünyayı bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Erkeğin (veya ataerkil bilinci taşıyan bir kadının) İçsel Değişimi, “Zorluklarla kazanılmış erkeklik” olarak Gördüğü Şeye Karşı Kaçınılmaz Bir Tehdit Olarak Yüzeye Çıkar.

Marion Woodman’ın Jungcu psikolojisinin, özellikle Batı kültüründeki eril kimlik krizi ve zorunlu psikolojik dönüşüm mekanizmaları üzerine yaptığı en derin analizlerden birini işaret etmektedir. Kaynaklara göre, bir erkeğin (veya ataerkil bilinci taşıyan bir kadının) içsel değişimi, “zorluklarla kazanılmış erkeklik” olarak gördüğü şeye karşı kaçınılmaz bir tehdit olarak yüzeye çıkar. Bu durum,

OKUMAK İÇİN TIKLA