Kategori: Edebiyat

Dostoyevski: Öç almak isteyen, kendilerini öç hissine kaptırdılar mı, bu duygu varlıklarında her şeyi siler süpürür.

III Öç almak isteyen veya genel olarak kendini korumasını bilen dişli kimseler bunu nasıl yapar? Böyleleri kendilerini öç hissine kaptırdılar mı, bu duygu varlıklarında her şeyi siler süpürür. Böyle bir adam kudurmuş bir boğa gibi, boynuzlarını öne eğerek hedefe doğru atılır ve ancak önüne çıkan bir duvar onu durdurabilir (bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dostoyevski: Dinlemek isteseniz de, istemeseniz de, şimdi size niçin bir haşere bile olamadığımı anlatmak istiyorum baylar.

II Dinlemek isteseniz de, istemeseniz de, şimdi size niçin bir haşere bile olamadığımı anlatmak istiyorum baylar. Tamamıyla ciddi olarak söyleyeyim ki, böcek olmayı çoğu zaman arzuladım. Yazık ki buna bile layık olamadım. Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık. İnsana, gündelik hayatını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dostoyevski: Ben hasta bir adamım… Kötü bir adamım. Suratsız bir adamım ben.

I Ben hasta bir adamım… Kötü bir adamım. Suratsız bir adamım ben. Galiba karaciğerimden zorum var. Doğrusu hastalığımın ne olduğunun da farkında değilim ya, hatta neremin ağrıdığını bile iyice bilemiyorum. Tıbba ve doktorlara saygım olduğu halde tedavi olmuyorum ve asla olmayacağım. Bir yandan da aşırı ölçüde, mesela tıbba saygı besleyecek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşar Kemal’e soru: Yazı yazma kararını hangi yılda verdiniz?

Alain Bosquet 9– Tutalım ki bir gün yazı yazmaya karar verdiniz. O günkü kültürünüzü ve toplam bilgi dağarcığınızı bilmek isterdim. Yazmak bir kaprisin, önemli bir fizik gereksinmenin, anlaşılmaz bir deliliğin sonucu olabilir; ya da tersine, her yönden mantıklı ve istençli bir girişimin sonucu olarak doğabilir. Bu kararı hangi yılda verdiniz?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşar Kemal’e soru: Sizi yazmaya iten ya da gençliğinizde, bir gün gelip kendinizi yazma eylemine adayacağınızı size söyleyen özel bir olay oldu mu?

Alain Bosquet 8- Sizi yazmaya iten ya da gençliğinizde, bir gün gelip kendinizi yazma eylemine adayacağınızı size söyleyen özel bir olay oldu mu? O sırada kaç yaşındaydınız. Ya da belki daha önceleri başka düşleriniz, başka amaçlarınız var mıydı? Yaşar Kemal 8- Çok küçüktüm. Kaç yaşımda olduğumu bilmiyorum. Bir gün köyün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşar Kemal’e soru: Sizi etkileyen ilk kitabı, tam olarak hangi yaşınızda okudunuz? Hangi kitaptı bu? Hemen, bir gün böyle bir kitap yazacağınızı düşündünüz mü? Bu okumanın üstünüzdeki etkisi ne oldu?

Alain Bosquet 6- Sizi etkileyen ilk kitabı, tam olarak hangi yaşınızda okudunuz? Hangi kitaptı bu? Hemen, bir gün böyle bir kitap yazacağınızı düşündünüz mü? Bu okumanın üstünüzdeki etkisi ne oldu? Düşler kuran bir çocuk muydunuz, doyumsuz muydunuz, yoksa ortamınızla bütünüyle uyum içinde miydiniz? Ne zaman bağımsız olmanız gerektiği izlenimini aldınız?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali’nin Knut Hamsun hakkında görüşü

Son devir dünya edebiyatında şöhretleri kendi memleket hudutlarını aşmış ve dehâları sağken teslim edilmiş birkaç isim söylemek istenirse aklımıza evvela şu dört isim gelecektir: Bernard Shaw, Rabindranath Tagore, Maksim Gorki, Knut Hamsun. Tagore, bazı zevkler için çok güzel bir şair olmasına rağmen şöhretini biraz da yabancı olmasına ve acayip bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali ile Şiire Dair Bir Görüşme

Sabahattin Ali ile Şiire Dair Bir Görüşme40 Geçen gün yeni şairlerden Arif Dino ile şaire dair yaptığımız bir görüşmede o, “Şiir ifrazattır”41 demiş ve ilave etmişti: Aklın ifrazatı. Belediyenin çöpü tariften âciz kaldığı bir sırada bir şairin şiiri tarif edivermesi herkesin hayretini mucip oldu. Anketçiler şimdiden harekete geçmiş bulunuyorlar. Fıkracılar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali’ye Soru: Artistin sosyal vazifesinden ne anlarsınız?

Artistin zaten bir tek vazifesi vardır: Eser vücuda getirerek muhtelif şekil ve suretle neşretmek, ifade etmek istediği şeyleri türlü kalıplara koyarak diğer insanlara uzatmak. Bu da tamamıyla sosyal bir iştir. Bütün sanat sosyal bir iştir. Şu halde artist de hizmetinde bulunduğu sosyeteyi –hatta kudretine göre bütün insanlığı– daha doğruya, daha

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali’ye Soru: Sizce edebiyat modern sosyetelerde ilmin ve endüstrinin yaptığı gibi temelli bir vazife mi görür, yoksa tali bir rol sahibi midir?

İlim ve endüstriden evvel de sanat ve edebiyat mevcut olduğuna göre edebiyatın rolü hiç olmazsa onlardan aşağı değildir. Edebiyat, alelumum sanat, endüstri ve ilmi vücuda getirecek insanı ve cemiyeti yaratmak, ona şekil vermek gibi birtakım vazifelere maliktir ki, bunlara tali demek bilmem mümkün olur mu? Yeni Adam, (247), 21 Eylül

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali ile Bir Konuşma – Muzaffer Reşit

— Bugünkü edebiyatımız hakkında toplu fikriniz nedir? — Edebiyat, içinde yaşanan cemiyet şartlarının şuurlu veya şuursuz bir ifadesi olduğuna göre, bugünkü edebiyatımız, bugünkü cemiyetimizin bir örneğidir. Ve burada da, hayatta olduğu gibi, birtakım değişme, kendini idame prosesüsleri4 ile karşı karşıyayız. İleri hamleler, geriye doğru çeken mürteci kuvvetler dövüş halindedir. Hatta

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kafka’nın Şato’su: Bir şato kadar esnek, kırılgan ve katı – Süreyya Evren

Her gün Franz Kafka ile ilgili yeni bir yorum yeni bir okuma ile karşılaşıyoruz. En son Kafka’nın romanlarının “The Franz Kafka Video Game” adıyla bilgisayar oyununa çevrildiğini duyurmuştuk. Bir süre önce de NTV Yayınları Kafka’nın Dava’sını çizgiroman olarak yayımlamıştı Kutlukhan Kutlu çevirisiyle. Kolektif Kitap da Dönüşüm’ü Luis Scafati’nin çizimleriyle, İlknur

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tabu ahlâkı, ilkel anlayışın gösterisi – Bertrand Russell

TABU AHLÂKI Tabu ahlâkından ne anlıyorsunuz, Lord Russell? Bertrand Russell — Size gerekçesini vermeden, yasakları gösteren bir dizi ahlâk. Bu nedenleri kimi zaman bulabilirsiniz, kimi zaman da boşuna ararsınız. Ama herhalde kesindir bu düzen ve yapılmaması gereken şeyler vardır. Neler? Uygarlık düzeyine bağlı bunlar. Tabu ahlâkı ilkel anlayışın gösterisidir. Sanırım

OKUMAK İÇİN TIKLA

İşsizlik, Bertrand Russel ve Aylaklığa Övgü

İşsizlik sorunu, sadece işsiz kalan kişiyi değil tüm toplumu ilgilendirir. Bertrand Russel bu meseleye başka bir açıdan yaklaşıyor. Günümüzün en büyük problemi işsizlik. TÜİK’in son yayınladığı verilere göre her dört gençten bir tanesi işsiz. Toplumda artan işsizlik hepimizin hayatını doğrudan etkiliyor. Neticede artan işsizlik doğurduğu sonuçlar itibariyle geniş bir toplumsal

OKUMAK İÇİN TIKLA

Edebiyatta Kişiselcilik ( Personalizm )

Bir edebi akım olarak kişiselcilik (personalizm), soyut düşüncülükle özdekçiliğin karşısına tinsel gerçekliği, sözü geçen iki bakış açısının da parçalara böldüğü birliği yeniden yaratacak sürekli çabayı koyar. Kişiselcilik, Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım” (Cogito ergo sum) geleneği içinde yer alır. Kişiselciliğin ana yapısı şöyle özetlenebilir: Kişilik, bilinç, kendi yargısını özgürce belirleme, amaçlara

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalana Karşı Duran – Zafer Köse

Bir deprem olur bir yerlerde. İnsanlar enkaz altında kalır, umutlar ezilir, hayaller yıkılır. Felaketle ilgili haberleri duyarsınız, okursunuz. Çeşitli rakamlar ulaşır size. Bir sürü görüntü, açıklama, yorum… Bir adam işsiz kalır bir yerlerde. İş ilanları takip edilir, yaşama hevesi azalır, akşamları eve gitmek zorlaşır. Çeşitli rakamlar ulaşır size. Bir sürü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Karakter Yaratmak – Konstantin Stanislavski

20. yüzyılın en büyük tiyatro kuramcılarından Konstantin Stanislavski, “Bir Karakter Yaratmak” kitabıyla, kendi sistemi doğrultusunda bir sanat olarak oyunculuğu ve sanatın, insan doğasının en yüce anlatımı olduğu anlayışını ön plana çıkarmıştır. ?Burada ?Stanislavski Yöntemi? olarak değinilen yöntemin en büyük özelliği, onun herhangi bir kimse tarafından uydurulmamış ya da bulgulanmamış olduğudur.

OKUMAK İÇİN TIKLA